Translate.vc / portugués → turco / Album
Album traducir turco
1,842 traducción paralela
O que fazes tu com um álbum do George Michael?
Bir George Michael albümüyle ne işin var senin?
Segura. Uma foto para o álbum.
Albüm için bir poz alalım.
- Mariah, adoro o novo álbum!
- Mariah, yeni albümüne bayıldım.
Compra o meu novo álbum!
Yeni albümümü satın al.
Ele é um dos personagens da capa do álbum Seargent's Pepper.
O, Çavuş Acı biberin albüm kapağındaki karakterlerden biri.
Disse que o cadastro era tão grande que estava a pensar fazer um álbum.
O kadar çok kaydım var ki albüm yapmayı düşünüyorum. " demiş.
Tenho o diabo de um álbum de fotografias das férias.
İnanılmaz tatil fotoğraflarım var.
Isto atirou com as vendas do álbum deles "The Boy with the Arab Strap"... o que continua a ser um enigma para os analistas da indústria.
The Boy with the Arab Strap albümünün Michigan'da bu satışa ulaşması... piyasa analistlerinin hala cevaplayamadığı bir durum.
Não queres tirar uma foto com o Mr. Sabri para o teu álbum?
Albümün için Bay Sabri'yle bir fotoğraf çektirmeyecek misin Teddy?
Tem um álbum de recortes?
Albüm tutar mısın?
E foram os Spirit, do primeiro álbum, com o título previsível Spirit.
Spirit isimli ilk albümlerinden Spirit'i dinledik. İsme şaşmamak lazım.
Só espero que possamos transmitir um décimo da coragem e espírito deles... no nosso próximo álbum.
Onların cesaret ve güçlerinin onda birini yeni albümümüze yansıtabilmeyi isterdim.
Pensei que pudéssemos usar este para fazer um álbum de recortes.
Düşündüm de sen ve ben, birlikte bunu albüm olarak kullanabiliriz.
Eu comprei essa álbum.
O albümden satın almıştım.
Só mais uma foto para o álbum!
- Başka bir albüm için!
Eu sei que é uma parvoíce, mas posso pôr o meu álbum de fotografias, no cofre do teu trabalho, agora?
Aptalca olduğunu biliyorum ama fotoğraf albümümü, iş yerindeki kasana koyabilir miyiz?
'69, álbum de estreia, escrito por Willie Dixon.
69'daki çıkış albümleri Willie Dixon yazmıştı.
Alice as organizou hoje cedo e fez um álbum de lembranças.
Alice bugün sabah hepsini düzenledi. Fotoğraf albümü yaptı.
Este álbum é da formatura do Rony.
Bu, Ronnie'nin lise mezuniyeti albümü.
Sabes aquele álbum de jazz que me emprestaste?
Senden aldığım şu caz gitar albümü.
Deixem-me tirar-vos uma fotografia. A minha mãe quer que eu crie um álbum cheio de recordações.
Bir fotoğraf çekeyim annem hatıralarla dolu bir koleksiyon defteri yapmamı istiyor.
Bom, nós não vamos ter um casamento, e vamos precisar de fotografias de alguma coisa para meter no nosso álbum de fotografias como prova.
Düğün yapmayacağız.. .. ve fotoğraf albümümüze koymak için, delile ihtiyacımız olacak.
E o álbum novo?
Peki ya yeni albümü?
Bad, quem está a pedir um novo álbum?
Burada kim, kimden albüm yapmasını istiyor?
Vai fazer outro álbum com o Tommy Sweet?
Tommy Sweet ile başka bir albüm daha yapacak mısınız?
Não consegui convencê-lo a gravar outro álbum, mas pelo menos...
Onu albüm yapmaya henüz ikna edemedim.
Porque não fazemos um novo álbum? Porque não queres fazer?
Nasıl oluyor da bir albüm daha yapmıyoruz?
Nem me deixam fazer um álbum a solo.
Bana solo albüm yaptırmazlar.
Para que saibas, tenho aqui um contrato, que te oferece 75 mil dólares adiantados por um álbum a ser gravado
Elimde 75.000 dolarlık bir teklif olduğunu haber vereyim dedim. - İleri bir tarihte kaydedilecek bir albüm için avans.
O primeiro álbum...
İlk albümüm...
Querida, o teu primeiro álbum foi o trabalho de uma vida.
Hayatım, ilk albümün, hayatının işiydi.
Certo, então como escreveste o teu primeiro álbum?
Pekâlâ, ilk albümünü nasıl hazırladın o zaman?
Não, vai ser o nome do meu primeiro álbum :
Bu ilk albümümün adı olmalı : "Benim Stalin'im."
"O meu Estaline." Fica melhor como nome de banda ou de álbum?
Sence iyi bir grup ismi mi olur yoksa albüm mü?
Poucas semanas depois, os The Doors gravam o primeiro álbum, em 5 dias.
The Doors, birkaç hafta sonra ilk albümünü beş günde kaydeder.
Para promover o álbum, Holzman paga um painel publicitário na Sunset Strip.
Holzman, albümün promosyonu için Sunset Bulvarı'nda bir ilan panosu satın alır.
A família de Morrison não se apercebe de nada, até um amigo do seu irmão mais novo aparecer com o álbum. Ele achava que o tipo da capa se parecia um pouco com o Jim.
Morrison'ın ailesi, Jim'in kardeşinin arkadaşlarından biri elinde albümle çıkagelene dek durumdan habersizdir.
Não é por acaso que o segundo álbum, Strange Days, tem artistas de circo na capa.
İkinci albümleri "Strange Days" in kapağında sirk sanatçıları olması da tesadüf değildi.
O poema de Morrison, "A celebração do Rei Lagarto", era para ocupar um lado inteiro do álbum seguinte dos The Doors. Mas Paul Rothchild decide não o incluir.
The Doors'un bir sonraki albümünün bir yüzünde Morrison'ın şiiri "The Celebration of the Lizard" yer alacakken Paul Rothchild, buna karşı çıkar.
O comportamento de Jim está a tornar-se imprevisível e Rothchild é pressionado para fazer sair outro álbum, enquanto a banda é um êxito.
Jim'in sağı solu belli değildir ve Rothchild, hazır grup meşhurken bir albüm daha çıkarmak için baskı altındadır.
Ele enche esse lado com canções não usadas no primeiro álbum.
Albümün bir yüzünü, ilk albümde kullanılmayan şarkılarla doldurur.
Tanto o álbum como "Hello, I Love You" de Morrisson, chegam ao número um.
Hem albüm hem de "Hello, I Love You" listelerde bir numara olur.
Apesar do desastre em Miami, Jack Holzman encoraja-os a fazerem outro álbum. Mas algumas coisas mantém-se na mesma.
Jac Holzman, Miami faciasına rağmen grubu yeni bir albüm yapmaya teşvik eder ama bazı şeyler hiç değişmez.
Levam apenas pouco mais de uma semana a gravar o álbum todo.
Albümün kaydı bir hafta gibi kısa bir sürede tamamlanır.
Na América, a Elektra lança L.A. Woman. Os críticos chamam-lhe o álbum de regresso dos The Doors.
Amerika'da ise eleştirmenler Elektra'nın piyasaya sürdüğü "L.A. Woman" a The Doors'un dönüş albümü, der.
Jim diz que está a pensar regressar para fazer outro álbum com os The Doors. Mas John consegue perceber que ele está com voz arrastada.
Jim, The Doors'la yeni bir albüm yapmak için Amerika'ya dönmeyi düşündüğünü söyler ama John, sesindeki bozulmayı fark etmiştir.
E tem de ser depressa, porque o meu álbum de hip-hop vai sair em breve e preciso de um traseiro que se veja antes de fazer o meu grande teledisco.
Ve bunu hemen istiyorum çünkü hip-hop albümüm piyasaya çıkmak üzere ve büyük klibimi çekmeden önce kasamda biraz daha yük olması gerek.
Estou a fazer um álbum.
küpürler albümü yapıyorum.
Tem um álbum de recortes?
Hatıra defterin var mı?
Você é uma pessoa importante, deveria ter um álbum de recortes.
Sen önemli bir insansın ve bir hatıra defterin olmak zorunda.
Estamos a fazer um álbum de recortes.
- Hatıra defteri hazırlıyoruz.