Translate.vc / portugués → turco / Alegra
Alegra traducir turco
627 traducción paralela
Alegra-me ver que triunfe.
Başardığını görmek çok güzel.
É mais um roubo! Jackie, alegra-me que tenhas vindo ao casamento do teu velho amigo.
Jackie, eski dostunun düğününe gelmene çok sevindim.
Sabes, ainda que não houvesse marfim, me alegra ter vindo até aqui.
Biliyor musun... hiç fildişi bulamasak bile bu yolculuğu yaptığımıza memnunum.
- Alegra-me que gostes. - Gostar?
- Beğendiğine sevindim.
Não me diz que se alegra de me ver.
Herhalde beni gördüğüne sevindiğini söyleme zamanın geldi.
- Chuck, me alegra ver você.
Chuck, seni gördüğüme sevindim.
Me alegra que ver que conserva seu interesse pela música, Padre.
Müziğe olan ilgini devam ettirdiğin için memnun oldum, Peder.
Ela alimenta-me, alegra-me, remenda-me... mas recusa-se a casar-se comigo, não é, querida?
Beni besliyor, eğelendiriyor, yaralarımı sarıyor ayrıca benimle evlenmeyi de reddediyor, değil mi tatlım?
Alegra-me sabê-lo.
Çok teşekkür ederim.
Alegra-me que me desse uma toalha grande para poder tampar minhas vergonhas.
Ayıbımı örtecek kadar büyük bir havlu vermene sevindim.
Alegra-me ter baixado.
İyi ki aşağıya inmişim.
Alegra-me ver-te, Nick.
Seni gördüğüme sevindim Nick.
Esse assalto alegra-me para sempre... ou... destrona-me de uma vez.
Bu savaş ya feraha kavuşturur, ya da yıkar beni.
- Alegra-me ouvi-lo dizer isso.
- Bunu duyduğuma sevindim.
Alegra-me que pelo menos você acredite... nisto da Jennie.
Hiç değilse artık Jennie'ye inandığına sevindim.
Alegra-me ir a Paris.
Paris'e gidecek olmamdan çok memnunum.
Dança, alegra-te.
Dans et, keyfine bak.
Pensava no que me alegra não ser um soldado de infantaria. Oh.
Evet şimdi ne var?
Alegra-te de que não os levemos.
Bunları götürdüğümüz için teşekkür etmelisin.
Alegra-me que esteja vivo.
Seni canlı görmek güzel.
Alegra-me te ver de novo. Adorará as lagostas.
Istakozlara bayılacaksın.
Agora que já não trabalho na penitenciária alegra-me trazer este pequeno conforto aos seus entes queridos.
Artık hapishanede çalışmadığıma göre görevim. Onun sevdiklerine az da olsa huzuru tattırmak.
- Como me alegra ver-te.
- Ludovica! - Sofia!
Alegra-me muito Nene! Que sejas muito feliz com ele!
Mutluluğun beni sevindiriyor Nene.
Alegra-me ver-te de novo Lisl de Possenhoten.
Seni gördüğüm için mutlu oldum... Liesl von Possenhofen.
E tu faz um tempo que andas com uma cara que pareces o diabo disfarçado. Alegra-te! Acabam de chegar notícias estupendas.
Dinle, bir haber aldım.
Tod, alegra-me ouvir isso.
Bunu duyduğuma sevindim Tod.
Calma, alegra-me que esteja aqui, vivo.
Üzülme. Burada hayattasın ya.
Alegra-me que a ele lhe tenha parecido engraçado.
Komik bulduğuna sevindim.
Alegra-me tanto ver-te! Estás a divertir-te?
Anne, seni gördüğüme çok sevindim.
Pai, alegra-me que tenhas regressado.
Baba, geri dönmene çok sevindim.
Alegra-te no teu trabalho!
İşini seve seve yap!
- Alegra-me que me encontre agradável.
- Beğenmene sevindim.
Alegra a próxima festa... mas não temos oportunidades aqui.
Partilerde alkış toplayabilirsin. Ama burada yetenek müsameresi yapmıyoruz.
- Alegra-me vê-lo de novo, Buchanan.
- Seni tekrar gördüğüme çok sevindim, Buchanan.
Alegra-me que seja honesto para comigo.
Dürüst olduğun için teşekkür ederim.
Alegra-me que seja um Boyd.
Senin bir Boyd olmana sevindim.
Alegra-te, Lou.
Neşelen, Lou.
- Seguem em constante alarme... minha mãe disse-me que apenas pode sair do refúgio... e que se alegra muito de que eu esteja aqui.
- Alarmlar sabit bir şekilde devam ediyor. Annem çok yakında sığınaklara gireceklerini söylüyor. Ve benim burada olmamdan çok mutlu.
Alegra-me ver-te aqui.
Geldiğine çok sevindim.
Isso me alegra.
Güzel, bunu duyduğuma sevindim.
- Alegra-me que o note.
- Bunu farkettiğine sevindim.
Bom, alegra-me que esteja de acordo comigo.
Aynı fikirde olduğumuz için memnum oldum.
Não você alegra?
pratik olarak.
- E não vos alegra o da pérola?
O zaman neden incinin çalınmasına sevinmediniz?
Encarreguei uns beijos para alegrá-la e cada vez caía mais em seu poder, enquanto a lua brilhava mais e mais.
Onu memnun etmek için bazı öpücükler toplamıştım. Ve bana daha sıkı ve sıkı ip verdi Ay parlaklaştı ve parlaklaştı.
Não imagina como me alegra a sua visita!
Ziyaretinizden onur duydum.
Vai alegrá-los saber que não tinha nada de mau.
Bunu duymak içinizi rahatlatacak. İçinde kötü bir şey yokmuş.
- Foi de gritos. - Alegra-me muito.
- Acayipti.
Alegra-me que estejas aquí.
Burada olduğun için mutluyum.
Sr. Keller, o peso da responsabilidade, seria mais facilmente suportado se pudéssemos alegrá-lo com um pouco de humor.
Bay Keller, olayı mizahla hafife almamız halinde, sorumluluk yükü daha kolaylıkla üzerimize yığılır.