Translate.vc / portugués → turco / Alien
Alien traducir turco
593 traducción paralela
Ótimo, não é? Steven teria gostado daqui. Há algo alien nessa torre, posso sentir!
Kendi çevremizi kontrol edebiliriz, bir kaza geçirmezsek sonsuza dek yaşayabiliriz,... bir de uzay ve zaman yolculuğunun sırrına sahibiz.
Desculpem se interrompo o vosso divertimento, rapazes, mas está na hora do sargento Pinback dar de comer ao alien
Eğlencenizi böldüysem kusura bakmayın çocuklar, ama çavuş Pinback için yaratığı besleme zamanı.
Devo relembra-lhe, sargento Pinback, que a ideia de trazer um alien para bordo foi sua.
Gemiye yaratık getirme fikrinin, sizden çıktığını hatırlatabilir miyim, Çavuş Pinback?
Quando è que o alien Funt entra e diz que estamos nos Apanhados?
Ne zaman birisi ortaya çıkıp "Gülümseyin gizli kameradasınız" diyecek?
Bem, eu nunca fui uma coisa a que vocês poderão chamar... Alien Maravilhoso.
Herzaman sizin, örnek yaratık dediğiniz biri olmadığımı biliyorum.
Um A. L. F., é a abreviatura para Alien Life Form ( Forma de vida alienígena ).
- Bir ALF. A-L-F, açılımı "Uzaylı Yaşam Formu"
- Sim. Eu sou Coronel Valentine da Alien Task Force da Base de Edwards.
- Ben Edwards'daki Uzaylı Görev Birimi'nden Darnell Valentine.
Viste o "Alien"?
"Yaratık" filmini görmüş müydün?
- Viste o "Alien"? - Sim, porquê?
- "Yaratık" filmini gördün mü?
Será o primeiro alien preguiçoso... não estou brincando.
Bak, bu gidişle ilk uzaylı kanepe patatesine dönüşeceksin... ve ben dalga geçmiyorum. Ver şunu.
- Pensei que fosse um alien.
- Ben senin canlı olduğunu sanmıştım.
Ainda és a mesma pessoa que viu o "Alien" debaixo do sofá?
"Uzaylılar" filmini kanepenin altında izleyenle aynı kişi mi oluyor?
"In-alien..." Se se pudessem ouvir...
"Yabancı". Ağzınızdan çıkanı kulağınız duysa keşke.
És um alien?
Sen yaratık mısın?
Nós detectamos estas naves alien aproximando-se de nós.
Galiba savaş kaçınılmaz.
Por ordem de quem? Senhor! As naves alien abriram as portas de armas.
Sorunun içeriğinden hoşlandığımı söyleyemeyeceğim, Bay Garibaldi.
Vá perguntar no Sector Alien.
Yabancı Mahallesi'nde sorun.
Alien!
Yabancı!
Alien Rocky IV O Resplendor Star Trek II Forrest Gump Witness Annie Hall.
Alien, Rocky IV, The Shining. Star Trek II, Forrest Gump. Witness.
Certamente lembram-se de mim, de programas da televisão da Fox tais como A Plástica ao Nariz do Extraterrestre e Cinco Semanas Fabulosas do Programa do Chevy Chase.
Beni Alien Nose job veya Chevy Case ile 5 mükemmel hafta gibi Fox kanalının özel yayınlarından hatırlayacaksınızdır.
Já estamos a perseguir este alien filho da mãe há demasiado tempo.
Bu uzaylı orospu çocuğunun uzun zamandır peşindeyiz.
Mas diga-me, onde está o alien?
Ama söylesene, yaratık nerede?
Desculpe, onde é que posso encontrar "Aliens"?
Affedersiniz, Uzaylı yabancıları ( Alien filmi ) nerde bulabilirim?
Talvez perdoasse se fosse um visitante alien do Planeta Tharg mas mesmo assim, teria que...
Tharg Gezegeninden birini affetmek üzeresin ama sonra sen...
Exterminador, invasão Alien, Criatura marinha...
- Neyle? Exterminator, Alien Invasion, Sea Creature...
O dispositivo de armazenamento de dados contém informações tácticas sobre uma nave alien... Armas, motor de Warp, modulações dos escudos...
bilgi depolama cihazı biir uzay gemisi hakkında taktik bilgi içeriyordu- - silahlar, warp motoru, kalkan modülasyonu.
Não sabemos se ela é gay, se é normal, se é um alien.
Ne olduğunu bile bilmiyoruz. Homo mu? Lezbiyen mi?
O alien na enfermaria calibrou este campo de contenção usando a própria ressonância de Omega, uma abordagem desconhecida para os borgs.
Revirdeki yabancı Omeganın kendi rezonasını kullanan bir engelleme alanı oluşturmuş Borg tarafından bilinmeyen.
A propulsão alien está se sobrecarregando.
Geminin warp sürücüsü, aşırı yükleniyor.
O alien é capaz de algum tipo de troca de DNA.
Bu yabancı, DNA değiştirme yeteneğine sahip gibi görünüyor.
Estamos lidando com um alien ladrão de identidade.
Bir çeşit, kimlik çalan bir hırsız ile uğraşıyoruz.
Aposto que o Alien trocou meu corpo...
Bahse varım ki bedenimi değiştirdi...
Enquanto o alien está preso no corpo da ultima vítima, o Doutor achou uma maneira de retornar Tom, Steth e eu para nossos corpos.
Yabancını istilası esnasında hapis kalan son kurbanda Doktor'un bulduğu yöntem sayesinde kendi vücuduna kavuştu.
Senta-te, empregado-de-mesa alien.
Otur, uzaylı garson. Anlat bize acını!
Já viu o Aliens, com a Sigourney Weaver?
Alien'ı hiç Sigourney Weaver ile gördün mü?
Você e os teus amigos freaks estão-se fazendo fazendo-me sentir como Sigourney Weaver, como se me sai-se um alien.
Sen ve hasta arkadaşların içinden yaratık çıkan Sigourney Weaver gibi olmamı istiyorsunuz.
Vocês são o primeiro contato alien que o meu planeta faz
Biliyor musunuz, siz, benim gezegenimden birinin şimdiye kadar irtibat kurduğu ilk uzaylılarsınız.
Você sabe algo sobre esse... alien?
- Bu yaratıkla ilgili bir şey mi biliyorsunuz?
Estou falando com um alien?
Bir uzaylıyla konuşuyorum!
Você é um alien, e eu estou falando com você? Na minha cozinha?
Sen bir uzaylısın... ve seninle konuşuyorum... mutfağımda!
Sabe, quando tinha sua idade eu sonhava em encontrar um alien de verdade
Bilir misin, senin yaşındayken, gerçek, yaşayan bir uzaylıyla tanışmanın hayalini kurardım.
Faz de Samantha-Jeannie-Alien. Vá lá.
Samantha-Jeannie-Uzaylı şeyi yap.
- Eu vou querer uma explosão alien.
Ben sadece, ah, bir Alien Blast alacağım.
Nada. Sai uma explosão alien.
Yok birşey. hm, bir Alien Blast.
Um Sangue de Extraterrestre?
Blood of Alien smoothie?
Agora, vamos curtir um pouco os Piggaly-Diggaly e Alien Sounds.
ve çok daha fazlası bu haftasonu.
Nós detectamos uma forma de vida alien a bordo do cargueiro.
Kargo gemisinde, yabancı bir yaşam formu tespit ettik.
O alien esta a entrar na sala de controle.
Yaşam formu, kontrol odasına giriş yaptı.
Senhor, as naves alien estão a mudar de rota.
Gitsen iyi olur.
Mantenham contacto e usem os vossos localizadores.... para rastrear o alien. Fiquem próximos.
Birbirinize yakın durun.
- Não és um alien...
- Uzaylı değilsin.