English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Andre

Andre traducir turco

1,934 traducción paralela
E vocês têm o seu capitão, André.
ve kaptanınız var. Andre.
Vai, André.
Haydi, Andre.
Escuta, o Andrew tem a informação toda. Vai começar a fazer perguntas. Dá-lhe respostas.
Bak Andre her şeyi biliyor ve sorular sormaya başlayacak o yüzden sorduklarının hepsini cevapla, tamam mı?
Se lembra da garota que levou na festa do Andre?
Audrey'in partisine getirdiğin kızı anımsıyor musun?
- Andre Norton.
- Andre Norton.
Só que, afinal, o Andrew Norton, também conhecido por Andre Norton, - também conhecido por Alice Mary Norton.
Dönmesi dışında, Andrew Norton, Andre Norton olarak da bilinir ayrıca Alice Mary Norton olarak da.
Pode não ser um Deus, mas o lutador André o Gigante era poderoso e o terceiro passo é que me custa a aceitar, entregar a minha vontade a esse poder superior.
Belki Tanrı değil ama, Güreşçi "Andre the Giant" çok güçlüydü Kabullenmekte güçlük çekmeye başladığım yer ise 3. adım. İrademi bu güce teslim etmek.
Decerto que o espírito do André me protege e tudo mais, mas nunca saio de casa sem a minha livre vontade.
Eminim Andre'nin hayaleti peşimdedir ama özgür iradem ne olacak? O olmadan evden dışarı çıkmam.
A sua Sra. Pickles há-de voltar, D'Andre.
Bayan Pickles'ınız size geri dönecek, D'Andre.
Para mim, André Jones recebeu exactamente o que ele mereceu.
Tam da endişelendiğim gibi, Andre Jones hak ettiğini buldu.
McGee pediu-me que analisasse os registos telefónicos e bancários do André Jones e quando eu terminei, vi um padrão.
- McGee, Andre Jones'un telefonunu ve banka kayıtlarını incelememi istedi. Bir şey yakaladım.
Por qual deles André Jones consegue?
Andre Jones hangisini yaptı?
... o certificado EUC que falsificou para as armas de André Jones.
Andre Jones'un silahının sertifika bilgileri.
As contas são pagas por André Jones.
- Faturalar Andre Jones adına geliyor.
Eric Bogosian, Andre Agassi,
Eric Bogosian, Andre Agassi...
O Andre e eu temos tido tão pouco tempo juntos.
Andre'yle çok az birlikte olabildik.
Mas passava-os com o Andre.
Yine de o zamanı Andre'yle geçirebilirim.
Só estou a dizer que quero esperar pelo Andre.
Sadece Andre'yi beklemek istediğimi söylüyorum.
Não há nenhum Andre.
Andre diye biri yok.
Pode dizer-lhe que não podemos esperar pelo Andre?
Andre'yi bekleyemeyeceğimizi söyleyebilir misiniz?
É possível que o André seja parte dessa confusão.
Andre'nin, bu kafa karışıklığının bir sonucu olma ihtimâli var.
Nessa noite ao jantar, o Andre encontrou-me.
O akşam, yemekte, Andre beni buldu.
Ele nunca lá esteve?
Andre, hiç yok muydu?
O Andre está aqui.
Andre burada.
Andrej?
Andre!
Andrej!
İşte geldim! - Andre!
Ontem à noite estava um bocadinho barulhento lá em cima, Andrej.
Dün gece yukarısı biraz gürültülüydü, Andre.
Andrej?
Andre?
Andrej!
Andre.
O Andrej talvez o tenha mencionado uma ou duas vezes.
Andre, birkaç kere bahsetmişti.
O Ricky é o irmão mais velho do Andre que costumava meter-se em problemas com o Michael.
Ricky'nin ağabeyi Andre eskiden Michael ile başını çok derde sokardı.
O que aconteceu ao Andre?
Andre neler yapıyor?
Deves lembrar-te de mim como aquele puto irritante, a tentar pintar a manta como tu e o Andre.
Beni, o herşeyi mahveden, sana ve Andre'ye özenen küçük çocuk olarak hatırlıyorsundur.
André, prazer em vê-lo! Ela está...?
Andre, seni görmek güzel.
- Vá, avança com o Andre.
- Andre ile birlikte git.
O que dizes, juntares-te mais a mim e ao Andre?
Bu yüzden neden Andre ve benim için biraz daha uysal olmuyorsun?
O Ike e o Andre disseram-me para irmos matar um gajo por 6 mil libras.
lke ve Andre benden 6.000 için birini öldürmemi istedi.
O Ike e o Andre e os gajos deles.
lke ve Andre istiyor.
Vim cá para falar com o Ike e o Andre.
lke ve Andre ile konuşmaya geldim.
O meu nome é André.
Eh, adım Andre.
Desculpa André, mas encontrei uns amigos.
Üzgünüm, Andre, Birkaç arkadaşla karşılaştım.
Simone
Simone, Andre.
Eu agora vou para a cabine, André.
Şimdi kabine giriyorum, Andre.
Comprei aquelas porcarias gastronómicas que tu gostas, o queijo Saint-André, as bolachas Carr's, aqueles estúpidos pickles franceses.
Sevdiğin bütün lüks şeylerden almıştım. Saint-André peyniri, Carr's krakerleri, saçma sapan küçük Fransız turşuları.
Podes ficar com a empresa se quiseres. Vou sentir a tua falta. Podes vir se quiseres.
İstersen André ile de kalabilirsin ama seni özleyeceğim, ihtiyacın olursa, kapım sana daima açık.
André Jones.
Andre Jones.
O Andre estava lá.
Andre oradaydı.
Deixa-te de dramatismos, Andrej!
- Heyecanlanmaya başlama, Andre.
André Godinho
Sadweq
André "ViGiLnT" Santos
TheThor
- André André
Andre, Simone.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]