English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Anis

Anis traducir turco

65 traducción paralela
Limão, morango ou anis, camponês?
Limon, çilek veya leylak mı çiftçi?
Tenho licor Strega, Chiumar, anis.
Strega, anisetta...
Pierrot, um anis.
Barmen! Bir tane daha!
- Não queres dizer anis ou íris?
- Anason veya susam olmasın?
Um pouco de anis.
Biraz likör.
Anis, para mim.
Ben anasaon istiyorum.
Um anis.
Tatlının yanına.
Gostas de anis?
İçki sever misin?
Deixo-te subir ao camião, beber anis, e tu não me dás nada em troca!
Kamyona geldin, içki içtin ama karşılığını vermiyorsun!
Como está, Anis?
Nasılsınız Anis?
Anis, a minha mulher, June.
Anis, eşim June'la tanış.
É como se tivesse pintado cada sala para humores diferentes, Anis.
Sanki her odayı farklı bir ruh hali için boyamışsın Anis.
Sempre alegre e jovial, Anis.
Her zaman neşeli ve parlak Anis.
Anis, não sei o quanto me atrevo ao escrever-lhe.
Anis, sana yazmaya nasıl cüret ettiğimi bilemiyorum.
Não deixe que ela se meta entre nós, Anis.
Aramıza girmesine izin verme, Anis.
Depois de tudo o que fiz por ele.
Anis yapma. Onun için yaptığım bunca şeyden sonra.
Anis, pelo amor de Deus, não vê o que ela está a fazer?
Anis, Tanarı aşkına. Ne yaptığını görmüyor musun?
Fique comigo, Anis, por amor de Deus. Temos de falar.
Benimle kal Anis tanrı aşkına.
Só que não é anis, é querosene.
"Çok lezzetli" diyor. Tabii anason yerine gaz yağı olduğunu bilmiyor.
Estão descansadinhos a beber licor de anis... e um gajo na linha de fogo.
Keyifle kurulup rakı içiyorlardı. Elini taşın altına koyan bendim.
Groselha, anis, mentol, lavanda...
Frenk üzümü, siyah üzüm, nane, lavanta...
Por último, mas não menos importante, trago-vos pingos de semente de anis e uns chocolates.
Anasonlu kraker aldım. Çikolatalı pastil de.
Rapazes, os novos pratos são rim de cordeiro com molho de chicória e fritada de batata. Com uma sopa aromatizada de anis, creme de cogumelos e óleo de trufa.
Millet bugünkü aperatif yiyeceğiz doğranmış patates eşliğinde hindiba kökü sosunda kuzu ciğeri ve anason tohumlu ceviz çorbasıyla domuz yağında mantar krema.
- Aceita um licor de anis?
- Anason likörü ister misin?
É uma mistura de 36 óleos essenciais, raiz de anis e funcho.
36 tane yağ esansının karışımı, anason kökü ve rezene de var.
Tem raiz de anis, funcho...
Anason kökü ve rezeneli.
"Uma contém rebuçados de menta, outra rebuçados de anis " e outra um sortido de rebuçados de menta e de anis.
Bir kutuda naneli şeker ötekinde anasonlu şeker sonuncusunda ise nane ve anasondan oluşan karışık şekerler vardır.
São três caixas : uma com rebuçados de menta, outra com rebuçados de anis e outra com um sortido de rebuçados de menta e anis.
Üç kutu var biri nane şekerli, biri anason şekerli ve biri de karışık.
Não. Assim, terias um de menta, outro de anis e outro que podia ser de menta ou de anis.
Hayır, çünkü elinde naneliden bir tane, anasonludan bir tane ve sonuncusu, her ikisinden de olabilir.
Imagina que tiravas três e eram os três de anis.
Öyleyse, üç tane aldın diyelim ve üçü de anasonlu.
Podias ter a certeza de que era a caixa de rebuçados de anis?
Kutunun, anasonlu kutu olduğundan emin olabilir misin?
Aqui não pode estar, porque, se assim fosse, aqui estariam os de anis e esta caixa teria a etiqueta correcta.
Burada olamaz çünkü o zaman, anasonlu burada olurdu ve kutular doğru olarak etiketlenmiş olurdu.
Mas, com todas têm as etiquetas trocadas, o sortido está aqui e os de anis aqui. Solução : um rebuçado.
Ama hepsi yanlış etiketlendiğinden karışık buranın içinde ve anasonlu şekerler buradadır.
Tinha vinho branco e, para a sobremesa, tinha biscoitos de licor de anis e um termo de café.
Beyaz şarap vardı. Tatlı olarak da anasonlu bisküvi ve bir termos dolusu espresso.
Não trouxe anis porque vais operar em dez minutos.
10 dakika sonra ameliyatın olduğu için içine likör koymadım.
Evidentemente ao invés de anis nós vamos colocar sumo de limão.
Anasonlu içki yerine iki limonun suyunu ilave edeceğiz.
" Anis decidiu que partimos para Amã até as coisas acalmarem.
" Anis, ortalık durulana kadar Amman'a gitmemiz gerektiğini söyledi.
Quando você beberrica um copo ou dois de'arak'*, * ( anis oriental, com 60º ) você fica alegrote, vê um avião a dois metros de distância, você pode agarrá-lo e derrubá-lo!
Bir ya da iki bardak rakı içince, Kafan güzel oluyor ya, her yerde uçaklar görmeye başlıyorsun, Hemen atlarsın adamın üstüne, hoop yerde.
Anis estrelado com cebolas caramelizadas.
Krema haline getirilmiş soğanlarla yıldız anasonu.
Anis Naccache "Khalid".
FHKC.
Só mostarda e semente de anis.
Bir tek... hardal ve anason.
ANIS NACCACHE "Khalid" Foi condenado a prisão perpétua por tentar matar, em Paris, o Primeiro Ministro iraniano.
PARİS'TE ESKİ İRAN BAŞBAKANINI ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜSTEN ÖMÜR BOYU HAPİS CEZASINA MAHKUM EDİLDİ.
- Disse-lhe que era anis.
- Ben de "anason" dedim.
E disse à vendedora que o anis dela cheirava maravilhosamente.
Tezgâhtaki kadına dönüp anüsünün çok leziz koktuğunu söyledim.
Pus um pouco de anis porque li na Womens Day, que o picles abafa o sabor e o anis traz o sabor.
"Woman's Day" de okumuştum, turşu salatanın tadını bastırdığında, dereotu tadını geri getiriyor.
Bagas góji, ginseng, gengibre, tâmaras vermelhas e estrela-de-anis.
Kurt üzümü, ginseng, hünnap ve yıldız anason.
Cyril, desde Segunda-Feira só bebo anis e como borrego.
Uzo ve koyundan başka bir şey almadım.
Vou exigir-lhe tudo.
Anis senin her şeyini isteyeceğim.
É a Anis.
Bu Anis.
Bebia vinho e licor de anis.
Hemen acısını çıkarırdı.
Anis Naccache "Khalid" FPLP
FHKC.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]