Translate.vc / portugués → turco / Anã
Anã traducir turco
295 traducción paralela
Não é uma menina, é uma anã.
Çocuk değil bir cüce.
Ouvi até dizer que é uma anã!
Onun diğer çocuklardan bir farkı yok. - Biriniz ona "cüce" bile dedi.
- Nasci anã.
- Ben cüce olarak doğdum.
Ela mede metro e meio. Ele teria de os vender a uma anã rica.
Boyu 4'8 " - onları zengin bir cüceye satmak zorunda.
E havia uma freira anã.
Bir cüce rahibe vardı.
Uma freira anã!
Cüce bir rahibe! Bakın!
Não a conheço, é uma anã vermelha e não está nos mapas.
Bilinmeyen bir tane daha... Kırmızı cüce ve haritalarda yok.
- Anã.
- Cüce.
- Uma anã?
- Cüce kadın mı?
A nave foi levada por uma corrente de dois mil anos em uma órbita elíptica em volta de uma estrela anã desde então.
Gemi o zamandan beri bir cüce yıldızın etrafında elips şeklinde 200 yıllık bir yörüngede sürükleniyordu.
Aproximamo-nos de uma estrela Anã-Amarela, isolada e comum, rodeada por um sistema de nove planetas, dúzias de Luas, milhares de asteróides e biliões de cometas.
Etrafindaki dokuz gezegenli bir sistemle kusatilmis, oldukça siradan, sari, cüce bir yildiza yaklasiyoruz. Düzinelerce aylari, binlerce asteroidi ve milyarlarca kuyrukluyildizi ile,
Uma estrela em colapso suportada por a força dos electrões, é chamada uma anã branca.
Çökmüş bir yıldız elektron kuvvetleriyle bir arada ise "beyaz cüce" olarak adlandırılır.
E mesmo no centro haverá uma anã branca.
Tam ortasında ise bir "beyaz cüce" olacaktır.
Nascendo numa nuvem de gás, amadurecendo como um sol amarelo, declinando como uma gigante vermelha, e morrendo como uma anã branca envolvida no seu sudário de gás.
Yıldız bir gaz bulutunun içinde doğar ve olgunlaşarak "sarı güneş" halini alır "kırmızı dev" evresine gelerek yaşlanır ve etrafı gaz tabakasıyla çevrilmiş "beyaz cüce" evresine gelerek ölür.
Uma estrela de uma massa superior à do Sol, de uma vez e meia, não pode tornar-se numa anã branca.
Güneşin birbuçuk kütlesi ağırlığında bir yıldız bir beyaz cüceye dönüşemez.
Uma estrela-anã caiu à muito tempo no seu coração.
Uzun zamandır bir cüce yıldız varmış.
A estrela-anã, lá em baixo.
Cüce yıldız, hemen altımda.
Diário do Capitão, data estelar 41209.2. Estamos em Warp 7 ao encontro com a nave de ciências SS Tsiolkovsky, que está monitorizando o colapso de estrela gigante vermelha em uma anã branca.
Warp yedi hızıyla kırmızı süperdev bir yıldızın... bir beyaz cüceye çöküşünü izleyen Bilim gemisi SS Tsiolkovsky... ile buluşmaya gidiyoruz.
Capitão, recebo leituras anormais da estrela anã.
Kaptan, cüce yıldızdan beklenmedik okumalar alıyorum.
Estamos em dobra 7 ao encontro com a nave de ciências SS Tsiolkovsky, que está monitorando a colapso de estrela gigante vermelha em uma anã branca.
Warp yedi hızıyla kırmızı süperdev bir yıldızın... bir beyaz cüceye çöküşünü izleyen Bilim gemisi SS Tsiolkovsky... ile buluşmaya gidiyoruz.
Noite passada Jack dormiu no chão... e qdo acordou disse que estava morto... e que era uma anã e que tinha os dentes tortos... Você sabe como estas coisas me afetam. É sua culpa.
Dün gece Jack yerde uyudu uyandığında da öldüğünü söyledi ayrıca cüce olduğumu, dişlerimin kazma gibi olduğunu da söyledi böyle konularda ne kadar sıkıldığımı biliyorsun o yüzden bunların hepsi senin suçun.
O Bosco é a rara tartaruga anã das Caraíbas que está no aquário.
Hayır, ben nesli tükenmekte olan, karayip pigme su kaplumbağası Bosco'dan söz ediyorum.
Hoje, um doméstico desempregado, que diz ser um homem da natureza, pensando que a última tartaruga anã nascida em cativeiro era infeliz, arrombou o aquário do jardim zoológico, roubou a tartaruga, e libertou-a no Lago Michigan.
Bu akşam, işsiz bir ev adamı, havuzda doğan, ilk ve tek, karayip pigme su kaplumbağasının mutsuz olduğunu düşündüğü için deniz hayvanları sergisini basarak, çaldığı kaplumbağayı Michigan gölüne bırakmaya çalıştı.
E ia mesmo abrir as pernas para essa salsichinha-anã.
Enerjimi neden bacaklarımı ayırmak için kullanayım ki?
Um Verão, trabalhei no circo, e fodi a anã e a mulher gorda ficou a ver.
Biliyor musun bir yaz sirkte çalışmıştım. Ve şişman kadın bizi seyrederken cüceyi sikmiştim.
És uma anã.
Sen yer cücesisin.
Ela parece anã, as pessoas chamam-na "Joaninha".
Kız kardeşin o kadar minyon yapıda ki ona "Gelin böceği" diyorlardı.
O quê, aquela anã?
Şu korkunç mızmız cüce mi?
Aquela anã?
Şu cüce mi?
Pelo menos seis outras naves perto da Anã Castanha... estão em comunicação com o módulo.
Şuan Brown Dwarf yakınlarına inen diğer altı gemi de... onunla iletişim kuruyor.
Tenho mais dois inimigos a vir da Anã Castanha!
Brown Dwarf'dan yaklaşan ikiden fazla Bogey var!
Tenho três alvos confirmados... à volta daquela Anã Castanha, ali em baixo.
Büyük Brown Dwarf'un aşağısında tespit edilen... üç hedefim var.
Deixai-me apanhá-la! Para trás, anã!
Bırakın da elime geçireyim onu!
À medida que o gigante sol vermelho arrefece, a matéria que libertou no espaço deixará para trás o seu núcleo minúsculo - uma estrela anã branca.
Devasa kırmızı güneş soğuduğunda topladığı maddelerin çoğu uzaya boşalarak geriye küçük çekirdeğini bırakacak. Beyaz cüce.
Algum tipo de anã?
Cüce falan mı?
Maior! Essa é anã!
Daha büyük olsun.
Suas leituras gravimétricas são similares às de uma estrela anã em colapso.
Aldığım Gravimetrik okumalar göre çöken bir cüce yıldıza da benziyor.
Meu, sabe bem estar liberto daquela anã.
Bu küçük özgürlük çok iyi hissettiriyordur.
Não me digas o que fazer, anã.
Bana ne yapacağımı söyleme, cüce.
Nem anã nem girafa.
Ne bir zürafa ne de bir cüce.
Saio à minha avó Vega, o que é bom, porque a minha avó Barzel tinha mãozinhas de anã de circo.
Ellerim büyükannem Vega'ya çekmiş, iyi de olmuş çünkü Barzel ninemin elleri bir cüceninki gibiydi.
É anã?
Sanırım bir cüce?
Se eu tiver de passar mais dois microts nesta nave anã... eu vou vomitar!
Bu cüce gemide iki saniye daha geçirirsem... Kusacağım!
Ou é o facto de eu ser anã que a incomoda, porque sabe que será despedida se não for simpática com uma anã?
Belki de benim bir cüce olmam seni rahatsız etmiştir. Ama bir cüceye saygısızca davranmanın kovulmana yol açabileceğini biliyorsun. Siparişlerinizi hemen getiriyorum.
Vejam, parece uma anã!
Cüceye bak.
- É o teste da anã!
- Hayır, ben de tekrar izleyeceğim.
- A anã no país dos gigantes.
- Güzel.
Nem anã nem girafa, normal.
Ne cüce, ne de zürafa. Normal biri.
Anã tóxica.
Zehirli cüce.
- A anã alaranjada.
- Kim?
- A donzela anã?
- Küçük...