Translate.vc / portugués → turco / Ar
Ar traducir turco
85,932 traducción paralela
Se andas à procura de um bom bar em D.C., tenho um.
Bay Rhoades Adalet Bakanlığı'na yakın bar arıyorsanız söyleyeyim.
Mãos no ar!
Eller yukarı!
E que tal irmos à procura dos guardas antimotim, aproximarmo-nos calmamente de mãos no ar e pedirmos ajuda?
Ya şu isyan bastırıcıları bulup, ellerimiz havada usluca yaklaşıp yardıma ihtiyacı var desek?
Estava só a tentar fazer justiça pela...
Sadece hakkını arıyordum...
Vais caminhar pelo corredor com as mãos no ar.
Ellerini kaldırıp koridorun sonuna yürü.
- Mãos no ar.
Kaldır ellerini.
Se procuras uma explicação lógica para este sítio, não vais encontrá-la aí.
Her ne cehennemdeysek, buna mantıklı sebep arıyorsan orada değildir bence.
Ando à procura de estimulantes.
Uyarıcı arıyorum.
Mãos no ar, reclusa.
Eller havaya mahkûm.
Fui arranjar coisas de que precisamos, vê.
Bize lazım olan şeyleri arıyordum, bak.
Três semanas de... ar pesado... e de malditos feijões enlatados Americanos.
Üç hafta boyunca bayat hava kanlı amerikan fasulye konservesi.
- Mãos, mãos no ar!
Ellerini kaldır.
Todos os olhos que temos, estão à procura do Sr. Emmett Hallstead.
Elimizdeki herkes Emmett Hallstead'i arıyor.
- Mas agora andam à procura do rapaz.
Ama şimdi çocuğu arıyorlar.
A Ocupação anda à procura de uma das suas toupeiras.
İşgal elemenlarından birini arıyor.
Chegou o tempo de fazer os preparativos, deixar de lado as preocupações terrenas e desistirmos...
Dünyevi endişelerimizden arınma ve Büyük Gün'ün bizi kucaklamasına...
A Ocupação anda à tua procura, e não temos tempo.
İşgal seni arıyor, Ve fazla zamanımız yok.
Temos que estar no ar antes que uma patrulha nos veja.
Bir devriye bizi görmeden havaya uçmalıyız.
No nosso trabalho andamos sempre à procura de alguém para fazer a manutenção do nosso equipamento.
Her zaman birilerini iş yerinde arıyoruz Ekipmanımızı korumak için.
O teu parceiro foi morto, e toda a Ocupação anda à tua procura, mas eu e os meus amigos estamos do teu lado.
Eşin öldürüldü, Ve tüm meslek seni arıyor, Ama ben ve arkadaşlarım ekibinizdedir.
- Mãos no ar!
Eller havaya! Seni seviyorum.
Estou à procura do piloto que saltou em Los Angeles.
Pilot arıyorum Los Angeles'a kim kurtuldu.
Se procuramos Deus, parece um bom lugar para começar.
Tanrı'yı arıyorsak, başlamak için iyi bir yer gibi.
Estamos à procura de Deus.
Biz Tanrı'yı arıyoruz.
E agora está a chamar o Doug.
Şimdi de Doug'u arıyor.
Burns, o que faz neste buraco da morte?
Bay Burns, bu ölüm çukurunda ne arıyorsunuz?
O que fazes aqui, rapaz?
Burada ne arıyorsun evlat?
Estou à procura da minha filha.
Kızımı arıyorum.
Mi procura fo mi dowta Mei, está aqui?
Kızım Mei'yi arıyorum, burada mı?
Não queremos viver debaixo das botas de ninguém, asilik towchu, nem mesmo de alguém amigável, com medo, se desobedecermos, que nos cortem o ar, nos racionem a água, nos lancem ao Espaço, ou nos conduzam a salas para sermos usados como animais.
Hiç kimsenin çizmeleri altında yaşamak istemiyoruz Fred Johnson asilik towchu! Korkarım dostane yaklaşan biri dahi itaat etmediğimiz takdirde havamızı kesmiş, suyumuzu karneye bağlamış, uzaya salmış ya da hayvan misali kullanılmak üzere odalara sürmüş olacaktır.
Não queremos viver debaixo das botas de ninguém, asilik towchu, nem mesmo de alguém amigável, com medo, se desobedecermos, que nos cortem o ar, nos racionem a água, nos lancem ao Espaço, ou nos conduzam a salas para sermos usados como animais.
Hiç kimsenin çizmeleri altında yaşamak istemiyoruz Fred Johnson, asilik towchu! Korkarım dostane yaklaşan biri dahi itaat etmediğimiz takdirde havamızı kesmiş, suyumuzu karneye bağlamış, uzaya salmış ya da hayvan misali kullanılmak üzere odalara sürmüş olacaktır.
Amos, a Naomi fez um bypass aos sensores de qualidade do ar e colocou os filtros de CO2 no máximo.
Amos, Naomi az önce hava kalite sensörlerini atlatarak karbondioksit temizleyicilerini maksimuma çıkardı.
Estão a mexer no ar?
Havayla mı uğraşıyorsunuz?
As análises indicam a presença de compostos biológicos no ar acima da cratera.
Taramalarım krater üzerindeki havada bulunan bileşiklerde biyolojik varlığa işaret ediyor.
Talvez o assassino procurasse a carta, para cobrir os seus rastos.
Belki de katil kendi izlerini örtmek için o mektubu arıyordu.
Bem ela nunca mais vai respirar o ar livre. Nem deveria.
Bir daha asla özgürce nefes alamayabilir.
Preciso de ar fresco.
Temiz hava almam lazım.
Tinha sido avistado um carro, desaparecido há cinco anos, que pertencia ao Dr. Matthew Laxman.
Beş yıl önce kaybolan Dr Matthew Laxman'a ait bir arabanın.. .. izini arıyorduk.
É isso que a polícia anda a fazer à volta do lago? À procura dele? Sim.
Bütün bu polisler batalıkta onu mu arıyorlar?
Abby, o que fazes aqui?
Abby, burada ne arıyorsun?
Vou ligar-lhe.
Arıyorum onu.
Estou a ligar-lhe.
Arıyorum onu şimdi.
É o Renard. - Olá, Capitão.
Renard arıyor.
Vou ligar para as emergências, pois pareces muito mal.
Senin için 911'i arıyorum. Çünkü gerçekten kötü görünüyorsun.
Este rapaz pode estar à procura do próximo stock dele.
O zaman bu herif sonraki yiyecek stokunu arıyor olmalı.
O Monroe está a ligar.
Monroe görüntülü arıyor.
Estou a ligar para te mostrar.
Bu yüzden görüntülü arıyorm. Sana göstermemiz gerek.
O ar é rarefeito.
Buranın havası ağırdır.
Alô.
Pilot arıyorum
Está bem.
- Merkezden arıyorlar. - Tamam.
Procuramos a Enfermeira Mills.
Hemşire Mills'i arıyorduk.