Translate.vc / portugués → turco / Barbie
Barbie traducir turco
1,284 traducción paralela
Estava na zona das bonecas, a espreitar por baixo de um vestido da Barbie.
... bölümündeydim. Barbie'nin eteğinin altına bakıyordum.
Estava na zona das bonecas, a espreitar por baixo de um vestido da Barbie.
Sanırım ben o sırada bebek.. ... bölümündeydim. Barbie'nin eteğinin altına bakıyordum.
Ela é uma super barbie que foi abandonada pelo ken.
O harika bir Barie bebek. Ve Ken tarafından yeni terkedildi.
Seria como outra qualquer barbie nesta cidade.
İstesem ben bu kasabada ki yaratıImış diğer Barbie bebeklerden biri olabilirdim.
Obrigada pela Barbie.
Barbie için sağ ol.
A entrar na terra das barbies.
Barbie kasabasına giriyoruz.
A Barbie com botox está me chamando de ignorante?
Affedersiniz, botokslu Barbie bana cahil mi dedi?
Oh, Barbie...
Barbie.
Estou economizando pra comprar um carro. Você usa maquiagem? O que aconteceu com o forno da Barbie...
lşıklı Barbie fırınına ne oldu?
Era uma vez um rico nojento e a sua namorada tipo Barbie.
Bir zamanlar zengin, pislik bir milyoner varmış.
Ela é tipo uma Barbie heterossexual.
Barbi heteroseksüel gibi bir şey.
É tipo uma Barbie promíscua.
Seksi bir Barbie bebek gibi.
Acho que foi como pegar doce de criança não acha?
Bence barbie'de bile şık durur. Sence?
São Judys.
Bunlar Barbie.
Judys?
Barbie mi?
Ele engoliu as cabeças de dez bonecas Judy.
On tane Barbie bebeğin kafasını yutmuş.
A minha mãe comprava-me bonecas Judy.
Annem de bana Barbie bebekler alırdı.
Judy Manhattan, Judy Surfista, Judy Disco.
Manhattan'lı Barbie, Sörfçü Barbie, Dansçı Barbie.
Aquelas Judys têm de sair hoje.
Şu Barbie'lerin gün ışığı görme vakti geldi.
Entrou um tipo hoje de manhã com dez cabeças de boneca Judy no abdómen.
Bu sabah hastaneye karnında on tane Barbie bebeğin kafası olan bir adam geldi.
- Dez cabeças de boneca Judy.
- On Barbie bebek kafası.
Olha a Judy a voar.
Barbie uçuyor.
- Estava só a brincar...
- Barbie'yle oynuyo...
A Judy negra.
Zenci Barbie.
Gosto de bonecas Judy.
Barbie bebekleri severim.
Tenho algumas.
Benim de Barbie bebeklerim vardı.
O único problema que vejo é estarem no intestino deste homem.
Barbie bebeklerle ilgili tek problemim bu adamın bağırsaklarında olmaları.
A Judy Mod.
Modern Barbie.
Tu e a Izzie darão à luz pessoas muito altas e louras, tipo Barbies.
Izzie'yle çok uzun ve sarışın çocuklarınız olacak. Barbie'ler gibi.
Melhor assim, eu estava cansado de receber armas pelos meus anos, quando eu lhe pedia uma Barbie.
Doğumgünlerimde ben Barbi isterken BB tabancaları almaktan yorulmuştum.
- Barbie Rapariga de Carreira.
Kariyer Kızı Barbie.
Debitaram no meu Visa uma resma de bonecas Barbie.
- Kredi kartımla antika bir Barbie alınmıştı.
Olhem só a Barbie de Newport.
Newport Barbi'sine bir bakın.
Até pensei que pudesse concorrer com a psico-barbie para a presidência.
Sosyal etkinlik komitesi için, bu çatlak Barbie'yle yarışabilirim sanmıştım.
- Tens razão, Barbie.
Haklısın, Barbie. Devam et.
Mas nunca pensei ver alguém com um fato ridículo condutor de uma carrinha, limpador de vómito, uma porcaria, maldito, um bobo com aspecto de Frankenstein como tu ficar com uma miúda como a Barbie.
Ama senin gibi tulum giyen, minibüs kullanan, kusmuk temizleyen, beş para etmez, Frankenstein görünümlü bir salağın Barbie gibi bir kızla olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.
- Barbie!
- Barbie!
Barbie? Estás à vontade para beijar o anel.
Barbie, yüzüğümü istediğin zaman öpebilirsin.
Barbie... Estou prestes a dizer-te quatro palavras que nunca disse antes, e que nunca mais vou dizer.
Barbie, sana daha önce söylemediğim ve bir daha asla söylemeyeceğim üç kelime söylemek üzereyim.
Tiro-te o chapéu, Barbie.
Tebrikler, Barbie.
- Barbie.
- Barbie.
Não tem problema, Barbie.
Sorun değil, Barbie.
Barbie!
Barbie!
Ele desta vez vai-se mesmo embora, Barbie.
Bu sefer geri dönmemek üzere gidiyor, Barbie.
Barbie contra o Big Bob numa batalha de coisas chatas?
Barbie Büyük Bob ile dişe diş bir sinirlendirme savaşına mı giriyor?
Barbie, estás mesmo em cima desta vez sem uma rede cá em baixo.
Bu sefer yukarı koruyucu ağ olmadan çıkmışsın!
Barbie, se te serve de consolo, fica-te ligeiramente melhor.
Barbie, eğer seni rahatlatacaksa, sana biraz daha fazla yakışmış.
É um postal estúpido endereçado para ti, Barbie.
Sana gönderilmiş olan bir salakgraf, Barbie.
Barbie.
Barbie.
- Excelente diagnóstico, Barbie.
- Harika teşhis, Barbie.
Não sei por que a Barbie e a Skipper me trouxeram cá.
Barbie ve Skipper'ın beni neden buraya getirdiklerini bilmiyorum.