English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Batê

Batê traducir turco

75 traducción paralela
- Pensas poder batê-los a todos, Frank?
- Hepsini yıkar mısın, Frank?
Não posso batê-los e deixá-los ficar.
Onları kırıp öyle durmalarına izin veremem.
Mas quando vejo a cara dele, só me apetece batê-lo.
Sadece onu gördüğümde suratına patlatmak geliyor içimden.
- Batê-lo? Para quê?
- Çalacak mıyız?
- Eu, eu vou batê-lo.
- Ben çalarım.
Ele disse para batê-lo-lo sempre que tiver o sentimento.
Ne zaman hissedersem, davula vurmamı söyledi.
Duvido que a Escola Ranley tenha alguém que possa batê-lo.
Ranley Fakültesi'nde onu geçebilecek biri olduğunu zannetmiyorum.
Vai ser difícil batê-los.
Onları haklamak zor olacak.
Pelo país fora, milhares de gajos estão deitados no chão da casa-de-banho a batê-las pela Miss Dezembro.
Bütün ülkede binlerce adam banyoda yere yatıp Aralık güzelinin resmine bakıp mastürbasyon yapıyor!
Não é parte dos meus planos ficar a batê-las e os franceses a ficarem com os louros.
Fransız narkotikler takdir toplarken, angaryalarla uğraşmayı planlamamıştım.
Vamos batê-los.
Onları yeneceğiz.
Vais batê-lo aos pontos.
Onu puanla yendin.
Pois consigo batê-la Dentro do campo também
Çünkü sopayı savurabilirim Sahayı birbirine katabilirim
Batê-lo!
Fırlat!
Ok, vamos batê-las.
Pekala, biraz oyun oynayalım.
Pode apanhar o Rio Ruki e batê-lo de barco.
Orada tekneyle Ruki Nehri'ni dolaşabilirsiniz.
Agrada-me que tenha regressado e espero poder batê-lo.
Umarım onu tokatlarım.
Isso significa que não será nada fácil os novos, o Leonard e a Glória conseguirem batê-lo.
Bu demek oluyor ki, yeni yarışmacılarımız Leonard ve Gloria kazanmak istiyorlarsa, çok uğraşmalılar.
Tu realmente queres batê-lo.
- Tamam. Sıra gelmişti sana az önce.
Se nos concentrarmos, poderemos batê-lo.
Odaklanırsak, ona gelir gelmez saldırabiliriz.
Podemos batê-lo.
Bunu geçebiliriz.
Espero batê-lo.
Bunu kırmayı umuyorum.
- Vou batê-lo?
- Halledeyim mi adamı?
Sinto vontade de batê-la.
Oraya buraya zıplatasım geldi içimden.
Já estás a batê-la, querido?
Okşuyor musun onu bebeğim?
Ripstein acredita que pode batê-lo.
Bay Ripstein onun seni yeneceğini düşünüyor.
Não sei se está apenas... a mentalizar-se ou se Keala está a batê-la.
Kendi kendini ürkütüyor mu... yoksa Keala'dan gözü mü korktu bilemiyorum.
Não consigo batê-la por muito que tente.
Ne denersem deneyeyim bu kadını alt edemiyorum.
Depois, quase deixei morrer o meu pai e agora estou a tentar batê-lo.
Sonra neredeyse babamın ölmesine izin veriyordum. Şimdiyse rekabetteyiz.
Vamos batê-lo. Se não pudermos batê-lo, te dou a chave da loja.
Veremezsek, size dükkanın anahtarlarını vereceğim.
Abre as tuas asas e ao invés de batê-las... tu imaginas.
Kanatlarını aç ve çırpmak yerine... hayal et.
OK, do que preciso para batê-la?
Seni yenmek için bana ne lazım?
O meu objectivo é batê-los no seu próprio jogo.
Amacım onları yenmek. Kendi yöntemleri ile.
Não sei, mas se conseguíssemos tirar DNA dela, podíamos batê-lo no próprio jogo.
Bilmiyorum. Ama üstünde DNA örneği bulursak onu kendi oyununda yenebiliriz.
Vou batê-las, para ver o que dá.
Oralara bir bakıcam, ne var ne yok diye
Ele me fez batê-lo com um chicote de couro, e eu bati.
Kendini bana kırbaçlatıyor.
Quero poder batê-la na parede, se precisar de outra dose.
Bir doz daha alabilmek için gerekirse duvara yumruk atabilmek istiyorum.
Digo que ele vai pegar uma bola alta rápida e vai batê-la para fora do estádio.
Ben diyorum ki, hızlı bir topa yüksek vuracak, parkın dışına atacak.
- Ah, sim. Queres saber? Estava a tentar batê-la para a esquerda e jogá-la, mas o ladrar do cão deixou-me...
Alttan sola gönderip onları şaşırtacaktım ama köpek havlayınca şaşırdım.
Podíamos batê-los, aqui no Utah.
Önlerine geçebiliriz. Hem de burada, Utah'da.
Ela viu eles a discutir, ela foi para dentro quando voltou o homem tinha a Tori no chão, e estava a batê-la.
Tartıştıklarını görmüş, içeri girip çıktığında adamın Tori'ye yerde vurduğunu görmüş.
- Achas que conseguimos batê-lo, E?
- Örümcek'i devirme şansımız var mı, E?
Vou batê-lo com a cadeira com muito gosto.
Bu sandalye ile ona vurmaktan çok mutluluk duyacağım.
A Heather, por outro lado... é desinibida e consegue batê-lo em raciocínio.
Diğer taraftan Heather... çekingen değildi, ve onu zihinsel satrançta yenebiliyordu.
Ooh! Vamos batê-la com ele.
Haydi bununla döv onu.
- Achas que consegues batê-los?
Bu bir tuzak. Pası atabileceğine emin misin?
Já não aguento batê-las numa meia.
Tamam mı? Artık elden bozdurmak beni kesmiyor.
Não se prendeu ninguém enquanto vocês andam às voltas a batê-las.
Siz ikiniz boşa gezip, boşuna konuşurken kimseyi yakalayamayız.
É impossível batê-lo.
Asla kazanman mümkün değil.
Podemos batê-los!
Onları yenebiliriz!
Bom, continuo a batê-las manualmente.
Ben, hala manuel şekilde, 31 çekiyorum...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]