Translate.vc / portugués → turco / Ben
Ben traducir turco
868,730 traducción paralela
Bem, encontrei-a no centro comercial.
Ben mi? April'la AVM'de karşılaştık.
- Passo.
- Ben yokum.
Eu também fui assim, às vezes.
Ben de aslında eskiden öyleydim.
Tenho razão, certo?
Ben haklıyım, değil mi?
Fez-me um favor, deixa-me retribuir?
Bana iyilik yaptın. Şimdi de ben yapayım.
Deixe, também não gosto do Sam.
Boş ver, ben de Sam'den hoşlanmıyorum.
É aqui que escrevo as regras.
- Ben kuralları buraya yazıyorum.
Sou cabeleireira.
Ben kuaförüm.
Eu...
Ben...
Estou curiosa, porque votaste contra o baile silencioso?
Ben neden sessiz dansa karşı oy kullandığını öğrenmek istiyorum.
Escuta, em miúdo, tinha um medo horrível da água.
Bak, ben çocukken sudan çok korkardım.
Pensando bem, ainda tenho um pesadelo em que um colchão insuflável com a cara do meu pai me come.
Aslında ben de babam gibi görünen bir salın beni yemesiyle ilgili kâbus görüyorum. Sence bağlantılı mıdır?
Come o taco à vontade, espero por ti aqui.
Sen tako ye, ben burada beklerim.
- Sou a Destiny.
- Ben Destiny.
- Sam Gardner.
- Ben Sam Gardner.
A minha namorada quer sexo, mas estou nervoso e mal preparado.
Sevgilim seks yapmak istiyor ama ben gergin ve tecrübesizim.
Eu só...
Ben sadece...
Sim, eu era muito bom nisso.
Evet, ben de bu işte çok iyiydim.
Não, eu só...
Yok, ben sadece...
Mas já não é quem sou.
Ama bu, artık ben değilim.
Eu...
Ben sadece...
- Eu também.
- Ben de.
Aposto US $ 10 que perco o interesse antes que a coisa pare de girar.
Tamam ben de istiyorum. 10 dolara bahse varım ki o şey dönmeyi bırakmadan önce ilgimi çekmeyecek
Não acho que seja eu o problema.
Sorunun ben olduğumu sanmıyorum.
Também vim encontrar-me com alguém. A sério?
Ben de biriyle buluşacağım.
Vou buscar uma cadeira.
Ben gidip sandalye alayım.
Eu sou mimado?
- Ben mi şımarığım? !
Vou dormir.
- Ben yatıyorum.
Não vou dormir no sofá só porque tu não sabes o que é privado.
Ben kanepede yatmayacağım çünkü sen özel olan ve olmayan şeyleri ayıramıyorsun.
Sou um homem e consigo cuidar de mim sozinho.
Ben bir erkeğim ve başımın çaresine bakabilirim.
- Branca.
Ben Pamuk.
Agora, para trás.
Ben senin anan değilim, Emma.
E, ao início, parecia impossível. Ligar as luzes à mão?
Hatırlarsan ben de 28 senelik lanet süresince sihirsiz kaldım.
E se esses suecos me conseguem vencer, aquando da Batalha Final,
- Sniglar? Adını ben koymadım, Ikea koymuş.
Para te impedir de fazer algo no outro reino.
- Rüyalar labirent gibidir. - O zaman ben niye buradayım?
Se a matares ou a banires antes de encontrar o coração do meu filho, ele ficará perdido para sempre.
Orada bir şeyler yapma diye buradasın. Ben oğlumun kalbini bulmadan Kara Peri'yi öldürür ya da sürgüne gönderirsen sonsuza kadar kaybederim onu.
Eu acho que sim. Também fui órfã. Sei como é isto.
Ben de bir yetimdim, nasıl olduğunu biliyorum...
Só preciso de saber de que quando a for derrotar, estás mesmo do meu lado.
Ben de o yollardan geçtim. Sadece onunla savaşmaya gittiğimde benim tarafımda olduğunu bilmem gerekiyor.
Quando a derrotares, não irei derramar uma única lágrima.
Sen onu yendiğinde, ben tek damla dahi gözyaşı dökmeyeceğim.
Só quero encontrar o meu filho.
Ben sadece oğlumu bulmak istiyorum.
- O Gancho tem razão.
Çünkü ben gerçeğim. Hayır, Kanca haklı.
Porque eu é que sou. Certo.
Çünkü ben buradayım.
Tinha esperança que dissesses isso.
Ben de bunu demeni umuyordum.
E eu nunca matei uma fada.
Ben de hiç Peri öldürmemiştim.
Sei que pensas que és dona da cidade, mas eu é que a inventei. Toda ela.
Bu kasabayı senin sanıyorsun belli, ama tüm bunları ben icat ettim.
Na verdade... Acho que não sou a Salvadora que é suposto lutar com a Fada Preta.
Açıkçası, Kara Peri ile savaşması gereken Kurtarıcının ben olduğumu sanmıyorum.
Tenho medo.
Ben sizden ayrılmaktan korkuyorum.
Nunca foi bem um lar.
Ben bu evde doğdum...
Vou fazer muito mais do que te assustar.
Ben sana korkutmaktan daha fazlasını yapacağım.
Afastem-se.
Ben hallederim.
Não sei o que sei.
Ne bildiğimi ben de bilmiyorum.