Translate.vc / portugués → turco / Bic
Bic traducir turco
146 traducción paralela
Diziam a Mr. Bic que era impossível.
- Bay Bic'i sen tahtayı delemezsin demişlerdi.
Ah, sim. Que tal uma BIC?
Oh.Evet.Mm. Peki ya bir Bic?
Sim, e "Dou-lhe a minha irmã em troca do seu isqueiro Bic."
Evet, bir de... "Çakmağına karşılık kız kardeşimi veririm." gibi.
Bic? Só tens as Bic?
- BIC marka kalem mi bunlar?
Tentei matar-me com uma Lady Bic.
Kendimi Lady Bic'le öldürmeye çalıştım.
Se vos perguntarem algo em inglês, respondam : "No bic."
Size İngilizce soru soran olursa ; "No bic." diye cevap vereceksiniz.
Não fumava marijuana com um cachimbo caseiro desde que o namorado do oitavo fez um com folha de alumínio, uma BIC e uma garrafa de Pepsi Light da mãe.
Bu, 8'nci sınıftaki erkek arkadaşımın, annesinin limonlu diyet kolasının şişesi, tükenmez kalem ve folyoyla yaptığı nargileden beri ilk kez ev yapımı bir nargileden ot içişimdi.
Uma vez espetaram-me uma Bic numa coxa.
Bir kere kalemle butumdan bıçaklanmıştım.
Está bem, eu preciso... de uma garrafa de vodka, uma faca pontiaguda muito afiada, uma caneta BIC, um saco de papel e fita adesiva.
Tamam, bana bir şişe votka, çok keskin, sivri uçlu bir bıçak,... tükenmez kalem, sandviç poşeti, ve biraz koli bandı lazım.
Bic's Paradise. É um bar.
Hayır, Bic's Cenneti.
Porque é que uma rainha de um concurso ia festejar num buraco como o Bic's?
Bir bar. Bir güzellik kraliçesi neden Bic's gibi mikrop yuvasında takılsın ki?
Preciso de falar com os teus clientes, Bic.
Müşterilerinle konuşmamız lazım, Bic.
- E o Bic's Paradise?
- Bic's Cenneti'nden haber var mı?
Bem, os marinheiros de lá são porreiros.
Bic's'teki denizciler harika.
- O Bic fica a 2km daqui.
Bic's buradan 1.5 km uzaklıkta.
A camera tinha uma visão panorâmica do quarto-de-banho até ao estacionamento do Bic.
Kameranın erkekler tuvaleti camından kuş bakışı görüşü vardı. Tam da Bic's'in otoparkına.
Esta gravação mostra que tu estiveste no Bic's Paradise.
Bu kasette Bic's Cenneti'ndeki görüntülerin var.
Porque é que ela estava a comer aquela comida no Bic?
Bic's'teki tüm abur cuburları neden aşeriyordu?
Conheces os marinheiros do Bic's?
Bic's'teki denizcileri tanıyor musun?
Conhecemo-nos no Bic's.
Bic's'te tanıştık.
A Miss Bluff e os gajos do Bic's ajudaram-nos com o plano.
Bluff City Güzeli ve Bic's'teki çocuklar planımızda bize yardım etti.
Prefiro um bom lápis a uma caneta bic.
İyi bir HP kurşun kalemi, BIC tükenmez kaleme tercih ederim.
Esquarteja-o.
Biç şunu.
Peça o que achar razoável. Verá que sou sensato.
Sana uygun bir fiyat biç, ben de uygun bulurum.
Silêncio. O génio está a trabalhar.
Lütfen daha sessiz biç.Dahi şey.
Nunca tive de o mandar fazer nada. Era isso que o tornava especial.
Garak'a bir şey yapması için biç bir zaman emir vermedim.
Cortar a relva. Aparar as sebes...
Yani, biç çimi, kes çiti, falan.
Mantenham-na como escrava, removam a cabeça como troféu ou retirem os olhos.
Onu bir köle olarak alın ödül olarak başını sök veya gözlerini biç.
Pois, tenho uma foto tua a cortar a relva.
Ben sabahtan akşama kadar çalışayım, sen çim biç.
Tome, vá dando machadadas.
Biç onları.
Esta coisa não pode andar mais rápido?
Daha hızlı gidemez mi bu? Ne biç en üstün sürüş makinesiyse!
Aproveite, lance alto.
Keyfini çıkart. Yüksek değer biç. Özür dilerim.
Avalie isto!
Değerini biç!
Vou avaliá-lo a si : é um idiota.
Bana değer biç : Sen ahmaksın.
- Veio duas, fugiu uma.
- İki kere ölç, bir kere biç.
Cortem a vossa própria relva, filhos da mãe...
Çimini kendin biç putas.
Claro que nunca tive de a utilizar.
Tabii daha önce biç kullanmam gerekmemişti.
Cortem-nas.
Biç şunu.
- Cortem-nas.
- Biç şunu.
Vai cortar a relva.
Git çimleri biç.
Precisas de um novo operador de câmara?
Yeni biç kameramana ihtiyacın var mı?
Agarra-te..
Kendine pay biç
Corta a relva.
Çimleri biç.
Mulher prevenida vale por duas.
İki kere ölç, bir kerede biç.
Pai, por favor corta a relva da minha escola.
Baba, lütfen okulumun çimlerini biç.
corta a relva desta forma.
'Çimleri saat yönünde biç, çünkü Cornfield yöntemi budur.'
Bem, isso é mesmo uma coincidência, porque ganhei cerca de 40 milhões de dólares com o Robert Axle "Corta e Taca".
Bu öyle bir tesadüf ki Robert Axles Salla-Biç ile $ 40 milyon kazandım
Se acha que vai esperar mais um dia, faça um favor aos vizinhos e monde a porra da erva.
En azından bir gün daha buralarda bekleyeceğini düşünüyorsan komşularına bir iyilik yap ve o lanet çimlerini biç!
Quem é essa no teu braço, Bic?
Kolundaki kim, Bic?
Avalie aquela luminária.
Git, ölç. Şu lambaya değer biç.
Por que não fica sentado aqui e mostra o seu amor pela polícia, enquanto ele faz a busca no seu barco.
O gidip tekneni ararken, sen de burada oturup Kolluk Kuvvetlerine olan aşkını ölçüp biç madem.