Blake traducir turco

- Não, Blake, ela está certa.

Hayır Blake, kız haklı.

Vou mandar para lá, a Blake e o Morgan.

Blake ve Morgan'ı yolluyorum.

O trabalho está a deixar-te paranoica, Blake.

Bu iş seni paranoyak yapıyor Blake.

Nada mau, Blake.

Fena değil Blake.

Dave, você e Blake falarão com o legista.

Morgan ve Reid olay mahallerine.

Blake, o que descobriu?

Blake, ne öğrendin?

Morgan, Blake e Reid, vão para a residência.

Morgan, Blake ve Reid, siz eve gidin.

Isto pode ter sido um fanático a querer punir aqueles que se desviam das crenças estritamente ortodoxas.

Bu bağnaz birinin geleneksel inançlardan saptıkları için onları cezalandırması olabilir. Blake, sen ve Reid adli tabiple görüşün.

Blake, tu e o Reid vão ver o médico legista. Morgan e Rossi, a unidade de Mississippi e vejam o que conseguem descobrir mais sobre a primeira vítima.

Morgan ve Rossi, Mississippi'ye gidin ilk kurban hakkında ne bulabilirseniz öğrenin.

Dave, você e Blake chequem.

Dave, sen ve Blake gidin kontrol edin.

- Esta é a agente Blake.

Memnun oldum. Laboratuar sonuçları geldi.

Leva a Blake e o Reid ao trabalho dele e os restantes ao domicílio.

Blake ve Reid'i al, çalıştığı yere gidin.

OJ Simpson. Phil Spector. Robert Blake.

O.J. Simpson, Phil Spector, Robert Blake.

Jornal, minha senhora? JOVEM OTIS BLAKE ABATIDO : CRIMES COM ARMAS AUMENTAM

OTİS BLAKE ADLI GENÇ VURULARAK ÖLDÜRÜLDÜ.

O segurança que trabalha no parque de contentores afirma tê-lo visto com um rapaz parecido com o Otis Blake na noite em que ele foi assassinado.

Konteynır sahasını devriye gezen güvenlik görevlisi, seni ve Otis Blake'in tarifine uyan birini, onun öldürüldüğü gece gördüğünü söyledi.

A balística confirmou que foi a arma com que mataram Otis Blake, mas o melhor ainda está para vir.

Balistik inceleme, onun da Otis Blake'le aynı silahla vurulduğunu gösterdi ama en güzel kısım şu.

Estivemos a falar sobre o caso Blake e achamos que o Ruan pode ser a chave para resolvê-lo.

Max ve ben bu Blake davasını konuşuyorduk ve Ruan Sternwood'a çıkan bir yol olabilir diye düşündük.

- Sim. Não estou dentro do caso Blake, mas, se fosse eu... Sei que o caso não é meu, mas, se fosse, punha o Ruan num hospital público.

Bakın, bu Blake davasını bilmiyorum ama ben olsam, ben değilim ama ben olsam Ruan'ı halka açık bir hastaneye koyardım adamları yerleştirir, oltayı salar, Sternwood yemi yutacak mı diye beklerdim.

Deixem o caso Blake com o Nathan e não interfiram, está bem?

Blake davasını Nathan'a bırakın ve yoluna çıkmayın, anladınız mı?

Mas começou a dar-se com um puto chamado Otis Blake.

Ama sonra Otis Blake adında bir çocukla takılmaya başlamış.

Disse que tinha visto o Dean Warns na noite do crime.

Otis Blake'in öldürüldüğü akşam, Dean Warns'u onunla gördüğüne emindin.

O Otis Blake foi preso há um ano por um delito menor.

Otis Blake, geçen yıl ufak çaplı bir uyuşturucu suçuyla tutuklanmış.

O teu filho e o Blake foram mortos por um ex-militar, o Dean Warns.

Oğlun ve Otis Blake, Dean Warns adında eski bir asker tarafından öldürüldü.

Viram o Dean no parque de contentores com o Otis na noite do crime.

Şimdi, Dean Warns konteynır sahasında Otis Blake'in öldürüldüğü akşam, onunla beraber görülmüştü.

Otis Blake, Ruan Sternwood,

Otis Blake, Ruan Sternwood...

Ele estava com o Bartnick e o Crown e o Blake reconheceu o Crown, que o tinha prendido há um ano.

Bartnick ve Crown onunlaydı. Ve çocuklardan biri ; Blake, Crown'ı tanıdı bir yıl önce onun tarafından tutuklanmıştı.

O Blake morreu, mas o Ruan fugiu com uma pipa de massa.

Blake öldü ama Ruan bir ton parayla kaçmayı başardı.

Disse à Blake que trazia o champanhe.

Blake'e şampanyayı alabileceğimi söyledim.

Chamada de Blake.

Blake Arıyor.

- Olá, Blake.

- Hey, Blake.

- Escrever email à Blake.

- Blake'e email yaz.

Email para Blake.

Blake'e email.

Blake, por favor...

Blake, lütfen...

- Blake?

- Blake?

Eu sou o Blake.

Ben Blake.

A tua tia Blake vai ter que sair, Kenny.

Halan Blake çıkmak zorunda Kenny.

Até logo, tia Blake.

Sonra görüşürüz halası.

- A Blake acabou de sair.

Blake daha yeni gitti.

Só porque fizeste um acordo com a Blake não significa... que eu não te iria proteger.

Blake ile anlaşma yapmış olman seni korumayacağımı göstermez.

Com licença, Blake!

Affedersin Blake!

Não sei se a Blake planeia manter a sua parte do acordo, mas mesmo que ela o faça, a relação entre um vampiro e o seu criador, é complexa.

Blake anlaşmasını sonuna kadar sürdürmeyi planlıyor mu bilmiyorum. Ama sürdürse bile bir vampir ile yaratıcısı arasındaki ilişki karışıktır.

Ficam ligados um ao outro e Blake não é o tipo de pessoa a quem eu quereria ficar ligado por toda a eternidade.

Birbirinize bağlısınızdır. Ve Blake sonsuza kadar bağlı kalmanı isteyeceğim bir insan değil.

Espera aí, tia Blake.

Bekle orada Blake.

- A aula da sra. Blake...

Bayan Blake'in dersinde...

Estamos à procura de Blake Collins.

Blake Collins'ı arıyoruz.

Eu sou a Blake Collins.

Benim.

Como se os alvos fossem escolhidos de forma aleatória.

Blake, sen ve Morgan kurbanların aileleriyle konuşun.

Blake e Morgan, falem com os familiares das vítimas.

Kağıt üzerinde görünmeyen bir bağlantı var mı onu araştırın.

Obrigado por ter vindo.

Bu Ajan Blake.

Vocês vão para a casa dos Jephsons.

Pekâlâ, siz ikiniz Blake'i alın ve Howard Jephson'ın evine gidin.

Sra. Blake?

Bayan Blake?