Translate.vc / portugués → turco / Bobó
Bobó traducir turco
49 traducción paralela
Bobó!
Saksafon!
- Uma cola? Chega para um bobó.
7 dolara oral yaptırırım.
Calculo que um jantar e um bobó estejam fora de questão?
Sanırım akşam yemeği ve oral seks söz konusu değil.
Até dá para me ajoelhar e te fazer um bobó.
Ağzıma alır, yalarım...
Depois do bobó, gosta que lhe devolvam aquilo com um beijo.
Kızın ağzına boşaldıktan sonra, öpüşürken kendi ağzına geri tükürülmesini seviyor.
- Fizeste-lhe um bobó?
- Bu herifin fingoyu mu yaladın?
Este ano fui para a cama 23 vezes... e não estou a contar com o bobó entre estantes da biblioteca.
Ben bu yil 23 kizla yattim. Kitaplik raflarinin arasindaki saksofon muamelesini saymiyorum bile.
Um é o bobó, principalmente com alguém com quem não queremos dormir.
Bir tanesi oral seks yapmak. Özellikle de yatmak istemediğiniz biriyle.
Se disser que um bobó é melhor feito por um homem, não Ihe Iigues.
Eğer sana "bir erkekle beraber olmadıysan birşey görmüş sayılmazsın", derse, ona inanma.
- Bobó de Camarão.
- "Bobo de Camaraoes."
E se me fizesses um bobó?
Sakso yapmaya başlamaya ne dersin, ha?
A Ali fez-me um bobó esta noite. Depois fodi-a.
Ali geçen gece bana sakso çekti, ayrıca siktim hatunu.
Eu chamo-lhe um bobó.
Ben yalnızca sakso derdim buna.
Um excelente bobó, mas sempre um bobó.
Oldukça iyi bir sakso ama sonuçta, yalnızca sakso...
Este ano fui para a cama 23 vezes... e não estou a contar com o bobó entre estantes da biblioteca.
Ben bu yıl 23 kızla yattım. Kitaplık raflarının arasındaki saksofon muamelesini saymıyorum bile.
Pois, mas faz cá um bobó...
Evet, ama çok iyi saksafon yapabilir hayatım.
Mas digo-te que o tipo fez-me um bobó esta manhã.
Ama şunu söylemeliyim ki şu adam bu sabah beni hissetmiştir.
E, se lhe fizer um bobó, dá-me um papel num filme.
Saksafonunu da çalarsam bir rol kapacağım.
O recém-licenciado e o tradicional bobó de uma...
Bir şeyden geleneksel oral seksi kabul eden iyi bekâr.
Pôs um gajo a fazer-te um bobó na página 26!
26'ıncı sayfada bir adam sana sakso çekiyor.
- Quem lhe faz um bobó?
- Kimmiş o?
Achas que a cena onde um tipo te faz um bobó - faz com que pareças maricas...
Bir adamın sana oral seks yaptığı sahnenin seni ibne gibi göstereceğini düşündün değil mi?
- Ela nem quis fazer-te um bobó?
- Yani hiçbir sey yapmadi mi?
- Posso pagar-te um bobó?
- Sana birini ayarlasam...
Que tal ir ter contigo hoje à noite e fazer-te um bobó como prenda de aniversário?
Bu gece sana uğrayıp sana hoş bir doğum günü oral seksi yapmama ne dersin?
Punheta, bobó, lambidela, nada.
Elle yaptırması, ağzına alması bağlaması, arkadan vermem -
Sabes o que quer dizer? "Bobó."
Ne yazdın blilyor musun? "Meme."
- Não era bom ganhares um bobó e falares com o teu filho ao mesmo tempo?
- Çocuğuna konuşurken aynı anda sakso çektirsen fena olmaz mı?
O Bob diz que ela podia fazer um bobó numa bola de golfe...
Bob onun bahçe hormunun içinden bir golf topunu bile yalayabileceğini söylerdi. Yani..
O homem quis um bobó em troca do emprego, e deu um novo significado ao'bobó'.
İşe karşılık ağzıma verip sömürtecekti. Sömürü konusunda çığır açmış olurdu.
Sabes o que estás a fazer? Se sei como fazer um homem pedir-me um bobó?
Bir erkeğe nasıl sakso teklif ettireceğimi bilip bilmediğimi mi soruyorsun?
Desde quando recusas um bobó?
Ne zamandan beri orala karşısın?
Está a dizer que se lhe fizer um bobó, o emprego é meu?
Sakso çekersem işe alınacağımı mı söylüyorsun?
Mas não quero esse emprego se o preço for um bobó infinito.
Ama sonu gelmeyen yağlı kayış çekmekse bunun bedeli, olmaz olsun bu iş.
O que é um bobó rápido, se quando o meu filho está doente eu posso ficar em casa.
Çocuğum hastalandığında eve gidebiliyorsam, ufak bir sakso nedir ki? - Cinsel istismardır.
Ele cobra-te um bobó semanal.
Her hafta kayışları yağlatıyor, ne beleşi?
Com bobó.
Saksoya devam. Saksoya hayır.
Com bobó.
Saksoya devam.
E o bobó vence, 6 a 3.
Altıya karşı üçle oral kazandı.
Depois, ela deixa-me entrar e faz-me um bobó.
Sonra birden beni içeri davet etti.
O que significa um bobó?
Sakso ne anlama mı geliyor?
Queres um bobó?
- Hayrola? Sakso mu istiyorsun?
Um bobó?
Sakso mu?
E ela está-me a fazer um bom bobó com a mão.
Ve eliyle bana iyi cilalama yapıyor, bilirsiniz.
Ofereceu um bobó ao meu médico.
Doktorumun aletini ağzına almaya çalışmıştı.
Deixaste aquela puta fazer-te um bobó? A sério?
O kahpenin sakso çekmesine izin mi verdin cidden?
- "Bobó de camarão".
Pupu tabağı?
Tens 15 dólares para um bobó?
15 doların var mı?
- Então um bobó...
- Peki, o zaman ağzına alma -