Translate.vc / portugués → turco / Born
Born traducir turco
82 traducción paralela
UMA LEOA CHAMADA ELSA
BORN FREE
Oh Dixie, onde nasci, numa fria manhã há muito tempo
- ¶ In Dixie Land where I was born ¶ - ¶ Early on one frosty mornin'Look away, look away ¶
"Born to love" é a resposta, "Born to love you"!
Cevap, "Born to love", "Born to love"!
Oh, sim. Kipling, Khomeini, Kellogg's Born Flakes.
Kedi, kral, Kipling, Kuveyt, Kellogg's, büzel kız.
"Born in the USA"
-'Born in the U.S.A.'
Testemunhas afirmaram que Bosco se esforçou para sair da água, voltando a ser atirada novamente ao lago por este desempregado enlouquecido, sentado na margem a cantar Born Free.
Tanıklar, Basco'nun cansiperane bir şekilde sudan çıkmaya çalışırken kumsalda durup, Ben Öldüm şarkısını söyleyen bu manyak tarafından tekrar geri atıldı!
Alguns pés eram tão enrugados que davam para fazer um terceiro pé.
It was Born Before 1900 Day at the shoe store.
Não consigo imaginar-te como um cristão.
Seni, gözümde, born-again Hıristiyan olarak, canlandıramıyorum.
- * Eu nasci pelo rio
- # I was born by the river
Dêem as boas vindas a Garfunkel, Messina, Oates, e Lisa... que vão cantar o seu êxito no 2, "Born to Runner-up."
Karşınızda Garfunkel, Messina, Oates ve Lisa iki numaradaki "2.lik İçin Doğduk" şarkılarını söyleyecekler.
Dr Carlion, Dr Rustenburger Born, atrás o Dr Sprengers, depois os Buregijks e é claro o Sr Rentenstein, apresento-lhe o nosso novo colega. Men.
Dr Carlion, Dr Rustenburger...
Eu não nasci de uma mulher!
No man of woman born!
Pois sou, o Bruce Springsteen da delegação de Slough, "Born to Run".
- İşte patron. - Evet, patron benim. Springsteen gibi.
Isto é como "A Star Is Born" e eu sou a Barbra Streisand.
Bu bir yıldızın doğuşu gibi, ve ben Barbra Streisand.
Victor Borne.
Victor Born.
O Heavy Metal estava presente na letra de Born to Be Wild, escrita pelo canadiano Dennis Edmonton / Mars Bonfire.
"Heavy metal", Kanadalı Dennis Edmonton ve Mars Bonfire'ın yazdığı "Born to be Wild" ın sözlerinde geçer.
- Aluguei os três do A Star is Born.
- Bir Yıldız Doğuyor'un üçünü de indirdim.
Tenho cá o A Star is Born, os três.
Bir Yıldız Doğuyor'un üç versiyonu da var.
Vemos primeiro A Star is Born da Streisand?
Önce Streisand'ınkini izleyebilir miyiz?
Por breves momentos, desde Born Blvd. à Euclid Av., todos os cálculos e regras e exactidões na vida dele tinham-se esfumado.
Born Bulvarı'ndan, Euclid Caddesi'ne kadar geçen birkaç kısa lâhza içinde Harold'ın hayatına dair tüm hesaplar tüm kurallar ve tüm doğrular bir bir yok olup gitmişti.
- É como o Born Free mas sem leões. - O título é nojento.
- "Born Free" ye benziyor ama bu sefer aslanlar yok.
Lembrem-se que Cristo, nosso salvador nasceu no dia de Natal. Para salvar a todos do poder de Satanás quando nos desviamos de seu caminho.
both : * remember christ our savior was born on christmas day * * to save us all from satan's power when we have gone astray,
Quando voltou à sua universidade, em Goettingen, contou a novidade ao seu colega, Max Born. Trabalharam em conjunto, intensamente, durante meses, desenvolvendo uma nova teoria do átomo, uma teoria que hoje chamamos de "Mecânica Matricial".
Göttingen'deki üniversiteye dönünce meslektaşı Max Born'e anlattı ve atom hakkında tümden yeni bir teori kurmak için bir kaç ay boyunca beraber çalıştılar.
Heisenberg e o seu mentor, o físico brilhante Max Born, puderam prever o comportamento atómico de um modo preciso.
Heisenberg ve parlak bir fizikçi olan akıl hocası Max Born atom davranışını tam olarak öngördüler.
Ao seu lado, está um dos heróis desconhecidos da Mecânica Quântica, o alemão Max Born, que desenvolveu grande parte da matemática.
Yanında, kuantum mekaniğinin matematiğini oluşturan tanınmamış kahramanlarından Alman Max Born.
Sr. Presidente, hoje venho aqui dar os parabéns aos fabricantes da Just Korn Inc., pelos 50 anos de um dos seus produtos mais famosos e apreciados, para não falar que é um dos favoritos da minha filha,
Sayın sözcü, Just Born Incorporated şirketindeki şeker üreticilerini kutlamak istiyorum. Bugün ürettikleri en tanınan ve benim kızımın da en sevdiği şekerlemelerden olan Marshmallow Peep'in 15'inci doğum günü.
É uma imitação da aproximação Born-Oppenheimer.
'Born-Oppenheimer yaklaşıklığı'nın kafa bulunmuş hali.
¢ Ü Born and raised in South Detroit ¢ Ü
# Güney Detroit'te doğmuş, büyümüş #
Roubei isso do Broderick Crawford no filme "Born Yesterday".
"Born Yesterday" deki Broderick Crawford'dan arakladım.
Mas com a Frannie a fazer essa peça de "Nasci de novo boazinha", todos a querem de volta menos eu.
Frannie'yi yeni doğdum havalarıyla dolaşırken this whole born again nice person act, - benim dışında herkez geri dönmesini istiyor.
Terceiro : Safety contra Devon Long Quarto :
Üçüncü, Savery, Teddy Born'a karşı.
Queria cantar "Born To Run," mas não tinham.
"Born To Run" ı söylemek istiyordum, ama listede yoktu.
- Adoro "Born To Run."
- "Born To Run" ı çok severim.
Born and raised in South Detroit
* Doğma büyüme güney Detroit'li *
# Oh, doçura #
# She can't help it She was born to be wicked #
# Ela não consegue evitar Ela nasceu para ser malvada # # Ela não consegue evitar Ela nasceu para #
# She can't help it She was born #
Bruce Springsteen, Born in the U. S.A.
Bruce Springsteen. "Born in the USA."
Quarta-feira, 15 : 11h, ouço um pesquisador de células estaminais chamado Adam Born e penso em isto ainda não está universalmente definido.
Çarşamba, saat 15 : 11. Adam Born adında bir kök hücre araştırmacısını dinliyorum ve bunu hâlâ evrensel bir tanımı olmadığını düşünüyorum.
Adam Born x Jeff Koons, 1 a 1.
Adam Born ve Jeff Koons maçı, 1 : 1.
Ah, olá, Dr. Born.
Merhaba Dr. Born.
BORN TO RAISE HELL
Çeviri : ercandalan
Brooksley Born foi a melhor do seu curso na Escola de Direito de Stanford e foi a primeira mulher a editar uma importante revista de direito.
Brooksley Born, Stanford Hukuk Fakültesinden birincilikle mezun oldu önemli bir hukuk dergisinin editörlüğünü yapan ilk kadındı.
Depois de ter sido responsável pela área de produtos derivados na Arnold Porter, Born foi nomeada pelo Presidente Clinton para dirigir a Commodity Futures Trading Commission entidade que supervisionava o mercado dos produtos derivados.
Born, Arnold Porter'da türev ürünler alanında çalıştıktan sonra Clinton tarafından türev ürünler pazarını denetleyen Vadeli Emtia Ticaret Komisyonu Başkanlığına getirildi.
A Brooksley Born convidou-me a trabalhar com ela.
Brooksley Born kendisiyle çalışmamı istedi.
Pouco depois do telefonema de Summers, Greenspan, Rubin e o presidente da SEC, Arthur Levitt, emitiram uma declaração conjunta censurando Born e recomendando legislação que mantivesse por regular o mercado dos derivados.
Summers'in telefonundan kısa bir süre sonra Greenspan, Rubin ve SEC başkanı Arthur Levitt ortak bir bildiri yayınlayarak Born'u eleştirdiler ve türev ürünlerin denetlenmemesi için yasa çıkarılmasını tavsiye ettiler.
Congressista Democrata, Líder da Comissão para Serviços Financeiros primeiro pela Administração Clinton, e depois pelo Congresso.
Maalesef Born'un önerisi reddedildi. Önce Clinton yönetimi sonra da kongre tarafından.
Blue Mountain State S02E03 "Born Again"
Bölüm, "Yeniden Doğmuş" 8. Jenerik Denemesi... Geçen sene hazırlıktım ben, hayat o kadar güzeldi ki...
Supernatural - 7 x 17 The Born-again Identity
Çeviri : Kojiro
Cristão!
Born-again tarikatına mı girdin?
Isso é "born by the river."
O "born by the river".
# Doçura, oh, doçura #
# She can't help it She was born to be wicked #