Translate.vc / portugués → turco / Bran
Bran traducir turco
167 traducción paralela
Twinkles, Cocoa Bears, Bran 16...
Twinkles, Cocoa Bears, Bran 16...
Bran 16, All Green, Cocoa Bears, Twinkles.
Hepsinden. Bran 16, All Green, Cocoa Bears, Twinkles.
O Cachtice, o Bran, o Poenari, o Hunyad, o Orava.
Cachtice, Bran, Poenari, Hunyad, Orava.
Imaginava-te mais um homem "all bran".
- Sadece mısır gevreği yersin sanıyordum.
Pois, a preto e bran...
Evet, siyah ve WHI...
Muc-osa. Mem-bran-a?
Zar?
- Mem-bran-ees?
- Zarlar.
- Membranas. - Mem-bran-as soa melhor, não?
- Zarlar, daha iyi oldu değil mi?
O problema é que não uso branco. Nunca uso bran...
Danny, hiç beyaz elbisem olmadığını söyledi.
Hal, você quer Farelo de trigo de Passa ou mingau de aveia? Mingau de aveia.
Hal, Raisin Bran mi istersin yoksa yulaf ezmesi mi?
Tão definitivamente vai seja Farelo de trigo de Passa... não, ovos!
O yüzden kesinlikle Raisin Bran yiyeceğim. Hayır yumurta!
Você está tendo Farelo de trigo de Passa.
- Raisin Bran yiyorsun.
Achas que comem Raisin Bran em Portugal?
Sence Portekiz'de kuru üzümlü kepek yiyorlar mı?
Sim, mas em Portugal chamam-lhe Raisin Bran.
Evet. Ama Portekiz'de ona "Raisin Bran" diyorlar.
Telefona-me para casa, Bran.
Evden ara Bran.
Tens cereais com passas?
Raisin Bran var mı?
Ele parece um "serial killer", que é um tipo de cereal do qual quero distância, como "Oak Bran".
Seri katile benziyor, bu da buram buram kan kokuyor demektir. "Buram".
Olá, Big Bran.
Merhaba, yüce kepekli.
Isto é Raisin Bran, não Raisin Bran Crocante.
Bu Raisin Bran,... -... Raisin Bran gevregi degil.
Isso, bota abaixo, Bran. - Bebe! Bebe!
Hadi Bran, fondip!
Continua a praticar, Bran.
Çalışmaya devam et Bran.
Não penses muito, Bran.
Çok fazla düşünme Bran.
Diz ao Bran que ele também vem.
Bran'e söyle, o da geliyor.
- Sinto muito, Bran.
- Üzgünüm Bran.
O Bran vai morrer?
Bran ölecek mi?
- Vim despedir-me do Bran.
Bran'e veda etmeye geldim.
Despediste-te do Bran?
Bran'e veda ettin mi?
- O Bran precisa de mim.
- Bran'in bana ihtiyacı var.
Não creio que o Bran tenha caído daquela torre, penso que foi atirado.
Bence Bran o kuleden düşmedi. Bence aşağı atıldı.
E o Bran?
Bran ne olacak?
Rezei aos sete deuses durante mais de um mês, a vida do Bran agora está nas mãos deles.
Bir küsur aydır yedi tanrıya dua ediyorum. Bran'in hayatı artık onları elinde.
Eu levo uma caixa de All-Bran.
Yanımda bir kutu All-Bran var.
Bran, eu vi-te subir mil vezes.
Bran binlerce kez tırmandığını gördüm.
O teu irmão Bran.
Kardeşin Bran.
Se vir o meu irmão Bran, diga-lhe que tenho saudades dele.
Kardeşim Bran'ı görürsen onu özlediğimi söyle.
- Ajuda o Bran a descer.
- Bran'i salona indir.
Olá, Bran.
Merhaba Bran.
- Gostas de andar a cavalo, Bran?
- At binmeyi sever misin Bran?
Agora que o Bran acordou, ele virá viver connosco?
Şimdi Bran uyandığına göre gelip bizimle yaşayabilir mi?
Bran.
Bran.
Onde está o Bran?
Bran nerede?
Ele tinha-vos matado o cortado as goelas ao Bran!
Seni öldürüp Bran'in boğazını kesecekti.
Lorde Tyrion, sois acusado de contratar um homem para matar o meu filho Bran, na sua cama. E de terdes conspirado para assassinar o marido de minha irmã, Lorde Jon Arryn, o Mão do Rei.
Lord Tyrion, oğlum Bran'i yatağında öldürmek için bir adam tutmakla ve kardeşimin kocasını, Kral Eli Lord Jon Arryn'i öldürmek için komplo kurmakla suçlanıyorsun.
- Você foi acusado de ter contratado um homem para matar o meu filho Bran no leito.
Oğlum Bran'i yatağında öldürmesi için bir adam tutmak ile suçlanıyorsunuz.
- Bran...
Bran...
Se o Bran não pode ser senhor de Winterfell antes de mim, o Renly não pode ser rei antes do Stannis.
Bran nasıl benden evvel Kıştepesi Lordu olamıyorsa Renly de Sttanis'ten evvel kral olamaz.
Grant é puro fogo.
- Bran cehennem kadar sıcak.
Não, nenhum... mingau de aveia.
Dur biraz Raisin Bran. Hayır, yulaf ezmesi.
Oh, mas Farelo de trigo de Passa adquiriu aquele ruído.
Ama Raisin Bran çok gevrek.
- Como estás, Bran?
- Nasılsın Bran?
Depressa, Bran!
Koş Bran!