Translate.vc / portugués → turco / Bree
Bree traducir turco
1,615 traducción paralela
A Bree encontrou um saco com provas.
Bree bir çanta dolusu kanıt buldu.
Eram 6h, e a Bree Hodge via-se perante um dilema que era familiar a muitas donas de casa.
Sabahın altısıydı... Ve Bree Hodge bir ikilemle yüz yüzeydi sayısız ev kadınının olduğu gibi...
A Bree fez a escolha mais óbvia.
Bree gereken seçimi yaptı.
- Bree? - Não me toques, por favor.
Lütfen bana dokunma.
Não, referia-me mais ao que fizeram por mim e pela Bree.
Hayır, bana ve Bree'ye yaptıklarını hakkında fazla konuştum.
Vou continuar com a Bree.
Bree ile kalacağım.
Isto parece-te um chão à Bree Hodge?
Şimdi burası "Bree Hodge" ın temizliği gibi mi görünüyor sana?
Mas o seu desapontamento para comigo é muito à Bree Hodge.
Ama hayal kırıklığınız oldukça "Bree Hodge" gibi görünüyor.
Mas, se pensas que tive algo a ver com a queda da Bree...
Ama onun düşmesi için bir şeyler yaptığımı düşünüyorsan....
Sou o filho da Bree Hodge.
Ben Bree Hodge'ın oğluyum.
E à Bree... prepararam-lhe uma armadilha para que caísse.
Bree... Aah! ... kurgulanmış bir kaza geçirdi,
A Bree acabou de me dizer que consegue provar a inocência do Mike.
Bree Mike'ın masum olduğunu kanıtlayabileceğini söyledi.
Vou comprar umas flores para a Bree, já volto.
Gidip Bree'ye çiçek almalıyım. Hemen dönerim.
Em breve a Bree vai estar morta, e ele vai precisar de uma boa mulher como tu para o consolar.
Bree yakında gitmiş olacak, Ve kendisini teselli etmek için senin gibi harika bir kadına ihtiyaç duyacak.
O que vais fazer à Bree?
Bree'ye ne yapacaksın?
Pensei que a Bree ia gostar de uma sopa.
Bree'nin çorba isteyebileceğini düşündüm.
Bree, sou eu.
Bree, benim.
A Bree, enterrou o marido, o Rex.
Ve Bree eşi Rex'i gömdü.
A Bree substituiu-me por este palhaço.
İşte bu da Bree'nin benden sonra bulduğu palyaço.
Mas a Bree, acha-o um cavalheiro.
Ama Bree onun Sir Galahad olduğunu düşünüyor.
Mike. Por pouco não vias a Bree.
Mike, sen, Bree'yi şimdi kaçırdın.
A Bree disse que o telemóvel não tem muita rede.
Bree cep telefonunun iyi çekmediğini söyledi.
Eu e a Bree, decidimos que a Danielle vem connosco na nossa lua-de-mel.
Bree ve ben Danielle'in balayımıza katılmasına karar verdik.
Bree Hodge achou sua máquina de cortar a grama perto da sua mesinha de centro.
# Bree Hodge, çim makinesini kahve masasının yanında buldu.. #
A Bree está fazendo um jantar.
Bree daha hızlı söylüyor.
A Bree mudou-se.
Bree, kendine bir yuva buldu...
- O doce foi ideia da Bree.
Reçel, Bree'nin fikriydi.
Bree, a verdade é que...
Bree işin aslı...
- Bree, por favor. - A praguejar ao domingo?
Bree, lütfen, pazar günü böyle laflar etmemelisin.
Obrigado, Bree.
Teşekkür ederim, Bree.
Fui à missa esta manhã e não é a mesma coisa sem ti.
Bu sabah kiliseye gittim ama, sen olmadan hiç tadı yoktu. - Bree...
Bree encontrou uma nova rival...
Bree, kendine yeni bir rakip buldu...
Bree, essa é a melhor torta que você já fez.
Bree, bu yaptığın en güzel pasta.
- que a Bree organiza todo ano.
Bree'nin, her yıl düzenlediği ciddi bir ödül partisidir.
Bree premia uma pessoa que fez algo extraordinário para a comunidade.
Bree, toplum için, örnek olan birşey yapan bir kişiye, büyük bir ödül verir.
Bem, o bebê está insistindo que eu coma o último pedaço do bolo triplo de chocolate da Bree.
Bebek, Bree'nin çikolatalı kekini bitirmem için bana ısrar ediyor.
- Bree, qual o problema?
- Bree, ne oluyor?
Bree tem sido um suporte para a comunidade de Fairview por muitos anos.
Bree, yıllar boyunca, Fairview komitesinin direği olmuştur.
Não há melhor amiga que Bree Hodge.
Bree Hodge'dan daha iyi bir dost olamaz.
Somos a mesma, Bree.
Biz aynıyız, Bree.
Era aí que estavas durante o discurso de aceitação da Bree? Estavas no bar a beber shots de borla?
Bree konuşmasını yaparken, barda içki mi içiyordun?
Bem, quando a Bree e o Orson cá estiveram... aconteceu uma coisa esquisita.
Bree ve Orson bizde kalırken ilginç birşey oldu.
Está bem, escuta, Bree.
Pekala, bak, Bree.
Bree?
Bree?
Bree...
Oh, bree...
Sou amiga da Bree Hodge.
Bree Hodge'ın arkadaşıyım.
Então, Bree, já planejei alguns eventos em Chicago.
Ha ha ha ha. Şey.. Bree,
Bree.
İçersi muhteşem olmuş.
Bree Hodge.
Sevgili dostum, Bree Hodge.
Na verdade, a Bree está à espera.
Şey..
À minha espera.
Bree.. beni bekliyordu.