Translate.vc / portugués → turco / Cabeca
Cabeca traducir turco
62,193 traducción paralela
O tipo está a perder a cabeça.
Herif aklını kaybetmiş.
Quando a minha querida mete uma coisa na cabeça, é melhor saírem da frente.
Eğer bebeğim bir şey yapmayı aklına koymuşsa yolundan çekilsen iyi edersin. Hop!
Não sei por onde tem andado a tua cabeça estes últimos dias.
Son günlerde aklın sanki başka bir yerde gibi.
Vamos atirar-nos de cabeça.
Hadi birlikte olalım. Diğerlerini unutalım.
É possível que tenha uma contusão, mas... não me parece. Tem dores de cabeça?
Bilinç bulanıklığı olabilir ama çok düşük bir ihtimal.
Nem sequer bati com a cabeça.
Kafamı bile çarpmadım.
Não te doí a cabeça?
Baş ağrın var mı?
Tem dores de cabeça?
Baş ağrısı var mı?
Sinto que tenho um machado suspenso sobre a cabeça.
Kafamda bir balta varmış gibi hissediyorum.
Curvo a minha cabeça perante ti e venero-te.
Önünde eğiliyor ve sana tapınıyorum.
Se separas uma cabeça do corpo, é um tiro num porta-aviões.
Bir adamın başını gövdesinden ayırdın. Buna ilk uyarı ateşi denir amına koyayım.
Cortaste a cabeça do teu amigo.
Arkadaşının kafasını kestin.
Jeffrey Dahmer comia cabeça de negros.
Jeffrey Dahmer, zencilerin kafasını yiyordu lan, anladın mı?
Foram até lá a pensar : "vou chupar algumas pichas, brincar com os colhões." Eles não brincaram com nada porque estavam sem cabeça.
Bir-iki sik yalarım, taşaklarıyla falan oynarım diye geliyorlardı ama bir şeyle oynayamadılar, çünkü kafaları vücutlarından ayrıldı.
Eles ainda chuparam a picha, mas sem cabeça.
Yine yaladılar o siki ama kafaları olmadan.
Acho que a tua mãe entrou na minha cabeça.
Sanırım annen aklımla oynadığı için.
Acho que ela entrou na minha cabeça.
- Aklıma girdi.
Ela entrou na minha cabeça e agora estou a pensar em coisas que não quero pensar.
Annen beynimle oynadı, şimdi de normalde düşünmeyeceğim garip şeyleri düşünüyorum.
- Cuidado com a cabeça.
- Başına dikkat edin.
Estão a lixar-me a cabeça?
Aklımla mı oynuyorlar?
Você está a lixar-me a cabeça?
Aklımla mı oynuyorsun?
Mas antes disso gostava de ter um momento para que... baixássemos a cabeça.
Ama öncesinde bir saniye durup benimle birlikte başınızı eğmenizi istiyorum.
Nunca sais da tua cabeça, nem que seja por um minuto?
Bir an olsun düşünmeyi bırakmaz mısın?
- Queres a cabeça ou os pés? - Cabeça.
- Başını mı tutarsın, ayaklarını mı?
Costuma ser a cabeça ou o cano na boca.
Genelde herkes başına ya da ağzına dayar.
Foi por isso que perdeu a cabeça quando a Lacey contou às pessoas.
Bu yüzden Lacey başkalarına söylediğinde kendini kaybetti.
Agora, quando vejo pornografia, parece que é só fodê-la no cu, sufocá-la, ter o máximo de pilas que conseguir, o cuspo e enfiar-lhe a cabeça na sanita e eu não concordo com isso.
Şimdi ne zaman bir porno izlesem, kadını arkadan becermeler, boğmalar, ağzına olabildiğince çok penis sokmalar, ağza tükürmeler, kafasını tuvalete sokmalar falan. Ben bunu onaylamıyorum.
Perdoa-me por querer ter o cérebro dentro da cabeça.
Beynimi kafamda tutmak istediğim için kusura bakma.
Aprendi tantos nomes de rapazes novos e arrastei a maioria dos antigos para o ícone do Lixo na minha cabeça.
Bir sürü yeni erkek ismi öğreniyorum, o yüzden eskilerin çoğunu beynimin Geri Dönüşüm Kutusu'na attım.
A minha mãe talvez, mas o meu pai é polícia, por isso se eu andar de cabeça erguida, passar a Educação Física e for dar tiros com ele...
Annem panikleyebilir ama babam polis olduğu için dik durup beden eğitiminden geçtiğim ve onunla atış talimine gittiğim sürece...
Aqueles cabrões enfiaram-te a cabeça na retrete? Aquela merda?
O puştlar başını tuvalete sokmuşlardı hani?
- Estão a fazer merdas à minha cabeça.
- Kafayı yemek üzereyim.
Perdeu a cabeça, foda-se.
Kafayı yedi.
Se menosprezares isto, perco a cabeça.
Bu durumu hafife alıp da tepemi attırma.
- Perdeste a cabeça?
- Aklını mı kaçırdın?
Temos um jovem de 17 anos com uma bala na cabeça.
Başında kurşun yarası olan 17 yaşında bir hasta var.
Ou dar um tiro na cabeça.
Ya da kendimi vuracaktım.
O Alex Standall deu um tiro na cabeça, ontem à noite.
Alex Standall dün gece kendini başından vurmuş.
Embora a ideia me tenha passado pela cabeça.
Gerçi aklımdan geçmedi değil ya.
Virem esse pequeno burgo de cabeça para baixo.
O içi geçmiş kasabanın altını üstüne getirin.
Cerveja, pão, cortar a cabeça.
Biradır, ekmektir, kafa kesmedir.
É capaz de matar essa coisa na tua cabeça.
Kafandaki o şeyi de yok edebilir.
Vantagem extra se lhes cobrir a cabeça e protegê-los de trauma craniano de inimigos e calamidades.
Ayrıca kafalarını da kapladığınız için onları düşmanların ve afetlerin yaratacağı kafa travmalarından da korumuş olacaksınız.
Tudo o que ele precisava era de mais uma noite no buraco para pôr a cabeça em ordem.
Onun tek ihtiyacı aklını başına alması için o delikte bir gece daha geçirmesiydi.
Esteja calada e ponha as mãos na cabeça.
Sessiz ol ve ellerini başına koy.
Põe as mãos na cabeça.
Ellerini başına koy.
Ponham as mãos na cabeça.
Ellerinizi başınıza koyun.
- Mãos na cabeça!
Ellerinizi başınıza koyun!
Quero que metas na tua cabeça e penses nisso por um minuto.
Sen bunu şu beynine sokup biraz düşün bakalım.
O que têm na cabeça?
Derdiniz ne sizin? !
A Cabeça de Engrenagem está aqui.
Şuna bak. Donanımkafa bile burada.