Translate.vc / portugués → turco / Caso
Caso traducir turco
65,281 traducción paralela
Este caso estará encerrado pela manhã.
- Sabah bu dava kapanacak. - Peki efendim.
O caso de Rocky Point, foi o mesmo caso, Detective.
Rocky Point senin davandı, dedektif.
Quer-me dizer que quando disparou sobre a vitima? Desconhecia que estava relacionado com o Caso de Tina McGuire?
Yani ateş ederken Raymond Casey'nin Marteen McGuire'le olan bağlantısı hakkında hiçbir fikrin yok muydu?
Se não vem na próxima semana, o caso será encerrado.
Haftaya kadar bu şehirde? Dava reddedilir.
Seria muito útil neste caso.
Bu vakada çok faydası olurdu.
Ele disse : "Que pena porque, neste caso, seria muito útil."
"Kötü olmuş. - Bu vakada çok faydası olurdu." dedi.
Obrigada a todos pelo que fizeram neste caso.
Hepinizde yaptıklarınız için teşekkür ederim.
JED PERFECTUS PROXY / CO-PILOTO EVE ROCKET mas no caso do Jed, a carreira dele começou na concepção.
JED PERFECTUS TEMSİLCİ / KOPİLOT EVE ROCKET ama Jed, kariyerine anne karnında başlamış.
Não sei, Jed, pode ser outro caso de celebração prematura.
Bilmiyorum Jed, bu da erken yapılan bir kutlama olabilir.
Caso ainda não tenhas percebido, a tua vida está nas nossas mãos.
Hâlâ anlamadıysan söyleyeyim. Hayatın artık ellerimizde.
Só estou a dizer, no caso de não terem visto esse detalhe.
Sadece söylüyorum, bu küçük... detayı kaçırdıysanız diye.
Queria saber se aceitaria que outro antropólogo forense ajudasse no caso.
Acaba başka bir adli antropologdan dava için yardım almayı düşünür müydünüz?
Ela quer dar acesso aos arquivos do caso para o Zack.
Booth, Zack'e dava dosyalarını vermek istiyor.
Deixe-me entregar-lhe os arquivos do caso.
Tamam mı? Dava dosyasını veren bırak ben olayım.
Ele tinha um caso grave de escoliose.
Şiddetli bir omurga eğriliği varmış.
Vou continuar a perguntar por aí, enquanto isso, - queres tirar a Karen do caso?
Etrafta soruşturacağım ama onu davadan almamı ister misin?
O Dr. Faulk alertou-nos, alguém iria inserir-se dentro do caso, manipulando-o.
- Hayır. Dr. Faulk birisinin kendisini davaya sokacağını ve manipüle edeceğini söylemişti.
Para o caso "disso" sair.
O şey kaçarsa diye.
Eu reservei uma sala para a operação na segunda-feira, caso decida que está interessado.
Eğer ilgilenirsen, pazartesiye bir ameliyat laboratuvarı ayırdım.
Caso estejas a planear algo, eu estarei sempre um passo à tua frente.
Bir şey planlıyorsan, daima senden bir adım önde olacağım.
Exceto no caso do Poseidon.
Poseidon hariç.
Jovem Agride Colega Caso Sob Investigação
GENÇ KIZ SINIF ARKADAŞINA SALDIRDI : SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Mantenho-o pelo seu sangue, caso os lobos saiam da linha.
Kanı için tutuyorum onu olur da kurtlar haddini aşarsa diye.
Mantenho-o como garantia, caso a família dele regresse.
Onu koz olarak tutuyorum olur da ailesi gelir diye.
Mas, no caso da Eli, é crucial.
Ama Eli için dip çok kritik.
A tua filha tem 17 anos, caso não te lembres, mano.
Kızın 17 yaşına girmiş ama hatırlamıyor olabilirsin.
Dharma, este é o teu pai, caso não o reconheças.
Dharma, şayet tanımadıysan bu adam senin baban.
Acho que precisa de o mencionar, caso algum juiz corrupto decida usar truques.
Olur da üçkağıtçı hâkimin biri numara yapmaya kalkarsa diye alenen bahçe yazmanız gerekiyor bence.
E, nesse caso, atirem a matar.
Ederseniz de öldürmek için edin.
Liguei para Helen Hughes. Ela quer o caso.
Kefalet davan yarın öğleden sonra.
Todo esforço para negar fiança deve ser baseado em prova real, mas o caso do Estado é baseado em uma fonte anônima.
Müvekkilimin serbestelik reddi için gösterilen her çaba güvenilir bir kanıta dayandırılmalıdır. Fakat savcılık iddiası anonim bir kaynağa dayanıyor. İtiraz ediyorum.
Abordamos Wesley Gibbins com um acordo de imunidade em troca da cooperação dele em construir um caso contra ela.
Sanığa karşı dava dosyası oluşturabilme karşılığında Wesley Gibbins'e dokunulmazlık anlaşması önerdik.
Vamos para Lovelace, caso nos queiram seguir.
Teşekkürler. Takip etmek isterseniz, Lovelace Hastanesi'ne gidiyoruz.
Representou, drasticamente mal, a realidade do caso.
Davanın gerçekliğini ciddi bir şekilde saptırdın.
Ele planeou o pedido de casamento, mas está ansioso por ainda ter um caso com a colega.
Teklifi hazırladı ama huzursuz çünkü hâlâ onu iş arkadaşıyla aldatıyor.
Bem, nesse caso, parece-me ótimo.
Öyleyse iyiymiş.
Ele tinha um caso?
- Hatırladın mı? - Aldatıyor muymuş?
A bateria poderá estar morta. Nesse caso, terão de empurrá-lo.
Aküsü bitmiş olabilir, o yüzden hepinizin itmesi gerekebilir.
Nesse caso, o nosso informador não os chama.
Affedersen muhbirimiz telefon etmez.
Tem de estar aí. Tínhamo-lo visto caso se tivesse mexido.
Orada olmalı, hareket etseydi görürdük.
Nesse caso...
O zaman...
Para o caso de eu te matar, só queria dizer obrigado.
Seni öldürmek zorunda kalırsam diye teşekkür etmek istedim.
Caso contrário, o negócio está cancelado.
Yoksa anlaşma yatar.
Caso te apeteça uma mudança.
Değişiklik olsun dersen...
Traz o teu jantar, para falarmos sobre o caso.
Akşam yemeğini buraya getirirsen davayı konuşabiliriz.
Então, mantém-te comigo porque tenho um bom plano, caso haja um desastre.
O halde yanımdan ayrılma çünkü iyi bir afet planım var.
Não é o que chamam de caso fechado?
Her şey ayan beyan ortada değil mi?
- Eu sei que te conto tudo, mas, neste caso, acredita em mim.
- Sana her şeyimi anlatıyorum ama bu seferlik bana inan. Çok çirkin bir manzaraydı.
Nesse caso, caímos juntos.
O halde birlikte düşebiliriz.
É de direito pedir a identificação da fonte para saber se há mandado para o caso.
Tanık ehliyeti olup olmadığını bilmek için kaynağın açıklanmasını istemek hakkımız.
- no caso Mahoney.
Kurban, Charles Mahoney cinayeti davasında görgü tanığıydı.