Translate.vc / portugués → turco / Cece
Cece traducir turco
927 traducción paralela
Olá, Cece.
Hey, Cece.
A CeCe é um deles também.
Cece'de mi onlardan biri?
CeCe, chama a base.
Cece, merkezi ara.
Sou é amiga da Max, do Alec, da CeCe e do resto deles.
Ben sadece Max'in, Alec'in, Cece'nin ve hepsinin arkadaşıyım.
- Sim. Os homens do White fizeram isto. Eles mataram a CeCe.
- Evet, bunu White'ın adamları yaptı.
- É a avó da Cece.
- Cece'nin büyükannesi.
Cece, estás bem?
İyi misin?
Já soubeste da avó da Cece?
Cece'nin büyükannesini tanır mısın?
Tu viste. Quando a Cece soube que o Ray foi morto por serpentes, passou-se.
Ray'i yılanların öldürdüğünü anlayınca, Cece deliye döndü.
A mãe diz que a Dona Emmie vivia ao fundo da Rua Fuller, e a Cece está lá sozinha.
Annem Bayan Emmie'nin Fuller Sokağı sonunda oturduğunu söyledi... yapayalnız.
- Vou ver como está a Cece. - Não deixes.
- Cece'ye bakmaya gideceğim...
É aqui que vive a Cece?
Burası Cece'nin evi mi?
Eu fico com a Cece.
Ben Cece'yle kalacağım.
Mal posso esperar para que conheças a minha avó Cece.
Büyükannem Cece ile tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
A Cece disse que achava que ias mudar de ideias.
Evet, ama Cece senin fikrini değiştirebileceğini söylüyordu.
- Como estás, Cece?
- Nasılsın, Cece?
- Cece, tenho de falar contigo.
- Cece, seninle konuşmalıyım.
Pois, isso foi o que a Cece disse.
Üzgündür. Evet, Cece de böyle söylemişti.
A Cece está na cidade?
Cece şehirde mi?
Isto não pode ser bom. Cece. Rufus.
- İyi bir şey için olamaz, Cece.
E a Cece continuava a pressionar-me.
Ve Cece sürekli baskı yapıyordu.
A quem, à Cece?
Kimden, Cece'den mi?
- É bom ver-te, Cece.
Seni görmek güzel, Cece.
Estou feliz por ter-te tirado de lá ou ter ligado para a Cece também, porque faltar ao baile só para ofender a tua própria mãe, é meio...
Kefaletini ödememe izin verdiğine sevindim ya da Cece'yi de aramama izin verdiğin için, çünkü annene inat mezuniyet balonu kaçırman... biraz...
Ou perdoar primeiro a Cece.
Belki de önce Cece'yi affetmelisin.
A Cece nunca vai mudar, Lil.
Cece asla değişmeyecek, Lil. Ama sen hala değişebilirsin.
Até logo, Cece, tchau Mandy.
- Hoşçakal Stacie. Hoşçakal Mandy. - Hoşçakal.
Agora que passou o Verão inteiro a beber café na porcelana da CeCe, ele saberá tão bem na sua caneca do costume em casa?
Tüm yazını kahveni Cece'nin Çin porselenlerinden içerek geçirdiğine göre evdeki "Hoş geldin" yazılı kupandan içerken tadı onun kadar iyi gelecek mi?
A tua mãe comprou-me isto para o baile de debutantes, com a CeCe.
Annen ve Cece sosyete balosuna giymem için bunu bana almıştı.
Bem, a Cece está melhor, por isso pensei surpreender-vos.
Cece kendini çok daha iyi hissediyordu o yüzden ben de size sürpriz yapayım dedim.
Não há nada que possamos fazer em relação à Serena, mas posso preparar uma vídeo conferência no meu portátil e dar à avó um lugar na mesa. - Uma CeCe que se pode desligar. É perfeito.
- Serena konusunda bir şey yapamayız ama netbookumdan internete bağlanıp büyükanneme masada yer verebiliriz.
- Ontem, no povoamento contra as moscas tsé-tsé.
- Dün, hastanede yapılan çeçe sineği aşıları.
- Moscas tsé-tsé?
- Çeçe sineği mi?
Na carta nâo falava em ir ao território das moscas tsé-tsé.
Mektubunuzda, Çeçe sineği diyarına gittiğiniz yazmıyordu.
Apenas uma reacção excessiva á inocuIacâo da mosca tsé-tsé.
Çeçe sineği aşısına aşırı reaksiyon, hepsi bu.
InocuIacâo contra a tsé-tsé.
Çeçe sineği aşısı.
Barclay para Comandante Data. - Prossiga.
Annem çeçe sineği ısıracak diye dehşetten yatağa düşmüştü ama ben fevkalade vakit geçirdim.
Rãs venenosas, mosquitos negros, formigas-bala.
Zehirli kurbağalar, çeçe sinekleri, uçan karıncalar.
Deve ser, a menos que se vá a África dormir com uma tsé-tsé.
Afrika'ya gidip çeçe sineğiyle seks yapan olmuşsa vardır.
- Tsé-tsé.
- Çeçe sineği.
Há muito tempo atrás, fiquei doente por causa da mosca tsé-tsé.
Uzun zaman önce çeçe sineği yüzünden hastalanmıştım.
Quero que vás ter com esses agentes e que digas as palavras "Mosca tsé-tsé".
Şimdi, bu ajanslara gidip, şöyle demeni istiyorum : "çeçe sineği".
Mosca tsé-tsé.
Çeçe sineği.
Mosca tsé-tsé. Não dizes mais nada.
Sadece çeçe sineği diyeceksin.
A Cece ganhou.
- Cece kazandı.
Menos as moscas tsé-tsé, que não fazem falta, é bom dizê-lo.
Çeçe sineklerini saymazsak tabi, söylemeye gerek yok heralde.
A CeCe arranjou-me este fato, está bem?
Bu takımı bana Cece aldı, tamam mı?
Já agora, tu tens trabalhado num projecto científico que envolve a mosca do tsé-tsé.
Bu arada, "Çeçe sineği" ni de içeren bir bilim projesinde çalışıyoruz.
A mosca do tsé-tsé.
Çeçe sineği.
Nós temos de retocar aquela apresentação sobre a mosca tse-tse.
Dostum, Çeçe Sineği sunumumuzu kusursuz hale getirmeliyiz.
Vamos testar isso.
Harika. Deneyelim bakalım işe yarayacak mı? - Fişini çekebileceğin bir Cece.