Translate.vc / portugués → turco / Clay
Clay traducir turco
3,014 traducción paralela
O Clay e o Gaalan tinham juntos 20 anos de história.
Clay ile Gaalan 20 yıldır birbirlerini tanıyorlar.
Clay.
Clay.
O Clay mereceu a punição pelo o que fez.
Yaptıklarından dolayı Clay başına geleni hak ediyordu.
Sinto muito acerca do Clay.
Clay için çok üzüldüm.
Fiquei a saber do Clay.
Clay'e olanları duydum.
A ex-mulher do Clay.
- Clay'in eşi.
Clay, Jackie Robinson.
Clay, Jackie Robinson.
Jackie, apresento-te o Clay Hopper.
Jackie, Clay Hopper'la tanışmanı istiyorum. Montreal Royals'in antrenörü.
Não vai pô-lo a jogar como shortstop, Clay?
Onu kısa topçu olarak oynatmıyorsun, Clay?
Clay preciso que faça com que os outros jogadores sejam cavalheiros com ele.
Clay diğer oyuncuların ona iyi davranmalarını sağlaman gerek.
Clay, eu sei que essa atitude faz parte da sua herança cultural.
Clay, bu tutumunun kültürel mirasının bir parçası olduğunu biliyorum.
Clay, salta!
Clay, atla!
- Clay Aiken!
- Clay Aiken!
Esta é a Tia Jinny, com o namorado, o Terry Clay.
Bu Jinny halan... sevgilisi Terry Clay'le birlikte.
A coisa mais difícil para a minha cidade tem sido a luta para compreender como o Clay Foster e o Corey conheceram-se e colocaram aquelas máscaras
Kasabam, Clayborn Foster ve Corey'in bir birlerini nasıl bulduklarını o maskeleri nasıl taktıklarını ve..
O encarregado do armazém chama-se Clay, e o homem da alfândega chama-se Kent.
Depo müdürünün adı Clay ve gümrükteki adam da Kent.
Clay, quero todos aqui antes.
Clay, önce herkesin buraya gelmesini istiyorum.
Qual deles está mais zangado com o Clay nesta altura?
Şu anda Clay'e en çok kızmış olan hangisi?
O Clay é razão suficiente para eu não querer voltar.
Sadece Clay bile geri dönmemem için yeterli bir sebeb.
Clay a ligar-me no ano em que estive fora...
Clay beni uzakta olduğum zamanlar için sorguya çekecek.
O nome é Clay Jefferson.
Adı Clay Jefferson.
- e a frustração do nosso sistema.
- sadece bir yolu var. - Clay...
Clay!
Clay!
Nós tinhamos as idades do Nick e do Clay.
Biz Nick ve Clay'in yaşındaydık.
Clay, quero que tu e Elena vão para a cidade.
Clay, senin ve Elena'nın şehre gitmenizi istiyorum.
Entendido? Clay.
Anlaşıldı mı?
Clay, vamos.
- Clay, hadi gidelim. - Hayır, hayır, hayır.
Clay, tu e a Elena vão pela porta da frente,
Clay, sen ve Elena ön kapıdan girin.
Convence o Jeremy e o Clay a deixarem-me ir para Stonehaven.
Jeremy ve Clay'i Stonehaven'a gelmem konusunda ikna et.
- E a tua relação com o Clay?
Peki senin Clay ile olan ilişkine ne olacak?
Disseste ao Clay?
Clay'e söyledin mi?
- Tens de ir falar com o Clay.
- Clay'le konuşman gerek.
Não estou a tentar dizer-lhe como fazer o seu trabalho.
Sana işini öğretmeye çalışmıyorum, Clay.
O Dr. Clay disse quando poderias voltar a tentar?
Doktor Clay ne zaman tekrar girebileceğini söyledi mi?
- Olá, Clay!
- Selam, Clay!
Clay, a tinta está a cair.
Hey, Clay? Boya soyuluyor.
Clay, este animal está muito stressado.
Clay, bu hayvan çok stresli.
Clay?
Clay?
Ela não está bem, Clay.
Durumu iyi değil, Clay.
Clay, ela está um pouco inclinada.
Clay? Biraz eğiliyor.
Fala Clay Haskett.
Ben Clay Haskett.
- Clay, do que precisas?
- Clay, ne istiyorsun?
Sim, Dr. Clay.
Evet. Doktor Clay.
- Clay, isto não me agrada.
- Clay, hoşuma gitmedi.
Tu e o Clay vão para a cidade.
Sen ve Clay şehre gidin.
Clay, vá lá.
Clay, yapma.
Clay?
Hey, Clay?
Pessoal, o Clay ligou.
Çocuklar.
É urgente.
Clay aradı.
- Clay.
- Clay?
Boa, Clay.
Bravo, Clay.