Translate.vc / portugués → turco / Compete
Compete traducir turco
668 traducción paralela
Não me compete a mim dizer.
Bunu söylemek bana düşmez.
Não nos compete julgarmos.
"Bizim işimiz neden diye sormak değil, bizim işimiz..."
Está a fazer o que lhe compete fazer.
Ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor.
Eu levo o meu afilhado na parte do caminho que me compete.
Bize Tanrı'nın yol göstereceğinden eminim. Bu işin bir parçası.
Isso não me compete saber.
Benim yetki alanım değil, yüzbaşım.
E não diga que não lhe compete pensar.
Yine yetki alanından bahsetme.
Compete-me dizer alguma coisa.
Bir şeyler söylemek bana düşüyor, sanırım.
Compete-nos localizá-Ios.
Yerlerini saptamak bizim işimiz.
Compete a quem, nesse caso?
Peki kimin yetki alanındadır?
Mas compete aos oficiais navais julgar o desempenho do capitão.
Kaptanın görevini yapıp yapamadığı kararını Donanma subayları vermeli.
Não me compete dizer isso.
Bana söz düşmez.
Mas não te compete só a ti.
Ama bu yalnız senin işin değil.
Acho que nos compete a nós convencer este senhor... de que ele está errado e nós estamos certos.
Bu adamın haksız bizim de haklı olduğumuzu ona anlatmamız lazım.
Faz o que te compete e esquece os acordos.
Kendi işini kendin yap ve anlaşma yapmayı unut.
Não nos compete dizê-lo.
Bunu biz bilemeyiz.
E compete-nos a nós tentar achá-las.
Yanıtları bulmak sizin göreviniz.
Porque me compete a mim, é por isso.
Çünkü bu benim işim, bu yüzden işte.
Se ele é o melhor com faca e arma, com quem compete?
Bıçak ve silah konusunda en iyiyse, kiminle yarışıyor?
É o suficiente, se todos fizerem o que lhes compete.
Herkes işini yaparsa fazlasıyla yeter.
Ponha-te direito, como compete a um nobre romano!
Ayağa kalk, soylu bir Romalıdan beklendiği gibi!
Não nos compete julgar, Almirante.
Buna biz karar veremeyiz Amiral.
Isso compete ao Stan.
- Ben değil, avcı Stan'dir.
Isso compete ao Coronel Brighton, não a si.
Bu Albay Brighton'ın işi.
Colin, farás o que te compete normalmente.
Colin, sen her zamanki işini yapıyorsun.
Não me compete falar nestas questões.
Böyle şeyleri konuşmak bana yakışmaz.
Não é a mim que me compete dar o primeiro passo.
Neden ben jest yapmak zorundayım?
Compete-me zelar por todos, dê lá por onde der.
Durum ne kadar zor olursa olsun herkese göz kulak olacağım.
Nós temos dirigentes a quem compete tornar público este conhecimento.
Bizim hala, bu haberleri yayacağına inandığımız liderlerimiz var.
Compete a pessoas como você e eu, que estamos fora das nossas ínfimas mentes, tentar ajudar essas pessoas a ultrapassar a sanidade.
Sizin benim gibi kafadan çatlak insanların görevi bu insanların akıllılığın üstesinden gelmelerine yardım etmek.
Não me compete interrogar.
Görevim merak etmek değil.
Isso não nos compete a nós. - Compete, sim.
- Bizi ilgilendirmiyor.
Não me compete pôr em causa os desejos do meu patrão.
Şey, efendim, efendimin arzularını sorgulamak bana düşmez.
É a ela que compete cheirar bem para ti.
Güzel kokmak onun işi.
Essa decisão compete-nos a nós.
Bu kararı vermek bizim elimizde.
Compete a cada um de nós descobrir.
Bunu ikimiz de ayrı ayrı keşfetmeliyiz.
Não nos compete julgar.
Bunu yargılamak bize düşmez.
Não te compete a ti lembrar-nos das escrituras.
Yazıtları anımsatmak sana düşmez.
Estou a fazer o que me compete.
Ne gerekiyorsa onu yapıyorum.
Fico aqui no lugar que me compete para receber as pessoas... ou então não volto a pôr os pés nesta casa!
Ya o gece ait olduğum yerde olur onlara hoş geldin derim ya da sonsuza dek bu eve adımımı atmam.
Só estás a fazer o que te compete, Selma.
Sen sadece yapman gerekeni yapıyorsun Selma.
- Não me compete a mim dizê-lo.
- Ben fikir yürütemem.
- Compete a quem então?
- Peki kim yürütebilir?
A quem compete então?
Kim fikir yürütebilir?
Não nos compete a nós decidir, mas sim aos Negócios Estrangeiros.
- Dış İşleri'nin kararı. - Hiç sanmıyorum.
Senhor, faça o que lhe compete e acuse-o de roubo e sedução.
Haydi, beyefendi, görevinizin gereğini yerine getirin. Onu hırsız ve tecavüzcü olarak kayıtlara geçirin.
Se acredita que compete a ti fazê-lo, seja como você quiser.
Biz icabına bakarız. " dedi. Yo, bu vazife bana düşer dersen, o da senin bileceğin iş.
Serves o teu amo como te compete.
Efendine hizmet etmelisin.
Eu sei que compete à Polícia acabar com o crime... mas todos os cidadãos devem proteger-se, homem ou mulher.
Suçu engellemenin polisin işi olduğunu biliyorum ama kendini korumak her adamın hakkı, ister erkek, ister kadın olsun.
Faça o que lhe compete, Holmes.
O zaman bahse girecek misin?
Não lhe compete fazer perguntas.
Soruları soracak olan siz değilsiniz.
Não lhe compete.
Bu iş size göre değil.