Translate.vc / portugués → turco / Cooler
Cooler traducir turco
101 traducción paralela
Sou o Tenente Cooler, da policia local. Este é o sargento Gillespie.
- Dr. Brulov, ben Merkez Karakolu'ndan Teğmen Cooley, bu da Çavuş Gillespie.
Sr. Coler... podemos soltar a vela principal.
Bay Cooler... sanırım büyük yelkeni yarım metre kadar açabiliriz.
Eu pedi Kiwi Cooler.
Soğuk Kiwi ısmarladım.
Sr. "Azarado".
- Bay Cooler.
Tu és o "Azarado".
Sen Cooler'sın.
Este é um dos teus "Azarados"?
Bu senin Cooler'larından biri mi?
Mas usar "Azarados"?
Ama Cooler mı kullanıyorsun?
O melhor "Azarado" que já tive. E eu preciso dele de volta.
Bugüne dek gördüğüm en iyi Cooler'dın ve o adamı geri istiyorum.
Quero que arranjes um "cooler" ( alguém que dá azar ).
Bana oyunu soğutacak bir oyuncu bulmanı istiyorum.
Disse um "cooler"?
Az önce oyunu soğutacak bir oyuncu mu dedin?
Sim, disse um cooler.
Evet oyunu soğutacak biri.
Ouvi alguém a mencionar um cooler?
Birinin oyun soğutucu hakkında konuştuğunu mu duydum?
Ela é um cooler.
O bir oyun soğutucu.
Talvez eu não seja um cooler.
Belki de uğursuzun teki değilimdir.
Toda a gente a perder significa que eu sou mesmo um "cooler".
Herkesin kaybetmesi benim uğursuzun teki olduğumu gösterir.
Cactus Cooler?
Kaktüs Kola içer misin?
Entra, estou a tomar um refresco de ginseng.
İçeri geçmek ister misin? Ginseng Cooler içiyordum.
Estamos num ponto decisivo para operar o fluxo de xenônio por um cooler ou por um filtro a vácuo.
# Bu gece çok ama çok Güzel bir gece olacak #
Se operar o fluxo de xenônio pelo cooler será arrefecido imediatamente antes que reaja com a condução.
# Param var cebimde Harcayalım hepsini # Yeter ama!
- Trouches-te o cooler?
Buzluğu aldınız mı?
A minha melhor amiga, Stacy, está no meu escritório neste momento, com uma caixa de bebidas e um iPod cheio de músicas de viagem.
En iyi arkadaşım Stacy, şu anda bir wine-cooler ve seyahat müzikleriyle dolu bir i-pod'la ofisimde.
- Seu pai cooler cerveja no...
- Babanın bira soğutucusu- -
Tenho outras desta belezas mesmo aqui no Cooler.
Bu bebeklerden biraz daha var ne dersin?
Bebe outro refresco de vinho.
Bir tane daha "wine cooler" iç.
Vou precisar de identificação por causa do "wine cooler". É óbvio que tenho mais que 21... - Fotografia gira.
Kimliğe ihtiyacım var 21 üzeri olduğum aşikar sanıyordum
CORRECTA. Apabhei o cooler. Depressa.
Soğutucu bende, çabuk olun.
Aquece um burrito para mim e guarda o cooler.
Bana bir burrito isit ve mallari sogutucuya koy.
Vou espantar os ratos do cooler.
Sogutuculardaki fareleri haklayayim ben.
É uma torre de alta potência para jogos com cooler arctic.
Bu çok güçlü arktik soğutmalı oyuncu bilgisayarı.
É o Cooler!
Cooler ben!
- Cooler, vá lá.
- Cooler, hadi ama.
Só entrei lá porque o Cooler disse que era urgente e ela estava lá e eu...
Oraya sadece Cooler'i görmek için gitmiştim çünkü acil demişti ve kız oradaydı ve ben... onun sesini duydum.
Bem, o Cooler claro que não, mas tu percebes...
Cooler olmasa da ne dediğimi anladın sen.
- Vemo-nos logo no espetáculo do Cooler?
Cooler'ın şovunda görüşürüz o zaman?
Cabrão do Cooler, armou-nos uma cilada.
Hay siktiğimin Cooler'ı ya. O ayarlamış bunu.
- Bem dito, Cooler.
- İyi konuştun Cooler.
- Agora não, Cooler.
- Şimdi olmaz Cooler.
- Cooler, cala-te.
- Cooler kapat çeneni.
- Mas que merda...
- Cooler! - Ne diyorsun lan!
Não, Cooler.
Hayır Cooler!
- Não sei, o Cooler é que sabe.
- Bilmiyorum. Cooler biliyordur.
Então, meu?
Cooler. Kanka.
Aquele cooler nem é nosso.
Bir havası bile yok.
Acho que estragou isso quando pediu um cooler de vinho.
Burasını ne sandınız siz?
'Califórnia Cooler, a autêntica'
California Cooler.
Como queiras.
O zaman da ona Boston Cooler deniyor. Her neyse artık.
- Cooler...
- Cooler...
O Cooler podia ter lá ido.
Cooler kıza yürüyor olabilirdi.
Cooler, não...
Cooler dur...
- Está bem. Cooler.
- Tamam.
- Cooler...
Cooler.