Translate.vc / portugués → turco / Cope
Cope traducir turco
2,088 traducción paralela
Põe-os no lixo no caixote que está lá fora.
Bunu dışarıdaki çöpe at.
Queres arriscar tudo por um drogado?
Hepimiz öyle. Bir keş uğruna hepsini çöpe mi atacaksın?
Então colocaste o corpo numa dos teus caixotes, pensando despejá-lo num contentor mais tarde?
Sen de onun cesedini kutularından birine koydun, böylece daha sonra çöpe atacağını mı düşündün?
Destruíste a tua vida toda por umas coisas nas orelhas e no pescoço.
Kulağında ve boynunda takılı şeyler için tüm hayatını çöpe attın.
Teve uma boa hipótese com Walker, e estragou tudo.
Walker hakkında elinde iyi bir şeyler vardı ama sen bunu çöpe attın.
E a qualquer instante seremos bombardeados com suicídios, e não quero ver esta ceia ir para o lixo.
Her an bir bombalı saldırıya uğrayabiliriz,... ve bu yemeklerin çöpe gitmesini istemiyorum.
Incrível não é credível como em "errado", como é errado sujar a reputação de Hayward e chatear o sindicato para que possa parecer forte para o prefeito!
İnanılmaz... inandırıcı değil, sadece sen belediye başkanına sert görüneceksin diye, Hayward'ın saygınlığını çöpe atıp sendikaya da bas git demek kadar yanlış.
- Sim, que eu atirei para o lixo.
- Ben de çöpe atmıştım hatta.
Eu atirei o cartão fora por um motivo.
O kartı boş yere çöpe atmamıştım.
Mandaste-me deitá-los fora.
Çöpe at demiştin.
Ias deitá-la fora?
Onu çöpe mi attın?
Ela disse que se eu o enterrasse, me daria algo melhor.
Onları çöpe atarsam daha güzel şeyler verebileceğini söyledi.
Eu encontrei-o no chão e encontrei-te antes de o pôr no lixo.
Yerde buldum ve tam çöpe atmak üzereyken sana rastladım.
Boa, estou farta de limpar aqueles montes de macacos mortos.
Güzel, ölü maymunları çöpe atmaktan gına gelmişti.
Mesmo aprendendo coisas positivas sobre reciclar, uma solução melhor é usar os nossos aparelhos electrónicos o máximo que pudermos em vez de os mandarmos fora, em primeiro lugar.
Geri dönüşüm hakkında önemli şeyler öğrendik. Ama daha önemlisi, elektronik eşyalarımızı hemen çöpe atmaktansa mümkün olduğunca kullanmamız gerekiyor.
Todos os dias deitamos fora uma tonelada de comida.
Bu ülkede her gün, bir ton yiyeceği çöpe atıyoruz.
Não passei tanto tempo à procura deste tipo para ficar num beco sem saída.
Bütün umudumu çöpe atamam. Bu herifi, vazgeçmek için mi... araştırdık? Zaten, sen de çıkmaz sokak olduğunu söyledin.
Encontrei no lixo.
Çöpe tıkmış planları.
No lixo não!
Hayır hayır! Çöpe atamayız!
Lixo.
At çöpe.
Ele disse-me para atirar a arma no lixo atrás dos apartamentos Gold Coast, no Norte de Miami.
Bana silahı Kuzey Miami'deki Gold Coast sitesi arkasındaki çöpe bırakmamı söyledi.
A Ivy Hatcher vai morrer a menos que deixem 50 mil doláres no caixote do lixo da Jive Records na rua Beale, amanhã as 9h.
"Yarın öğle vakti Beale Sokak'taki Jive Plak Şirketi'nin yanındaki çöpe 50 bin dolar bırakmazsanız Ivy Hatcher ölecek."
Eu vi-vos a atirar melhor comida do que aquela que a minha família come no Natal. E eu adorei.
Sizlerin benim ailmemin Noel'de bile yediğinden daha iyi yemekleri çöpe dökmenizi izledim ve bunu sevdim.
Descartaste o meu sonho.
Çünkü bence düşünmedin. Sen benim hayallerimi çöpe attın, benim hayallerimi...
Aposto que deitas fora os teus pratos descartáveis em vez de usá-los até a comida cair pelos furos.
Eminim kağıt tabaklarını yemek içinden düşene dek yeniden kullanmak yerine çöpe atıyorsundur.
Não te limites a deixá-la no caixote à entrada.
Dışarıdaki bir çöpe falan atamazsın.
Ele acabou de atirar comida fora?
Yemeğini çöpe mi attı?
E vais desperdiçar tudo isso por alguém que te usa e te cospe? Não te posso deixar fazer uma coisa dessas.
Bütün bunların hepsini, seni kullanan ve seninle oynayan birisi için çöpe mi atacaksın?
Procura nos seus papéis, no computador, nos caixotes de lixo.
Biraz daha çaba göstermen gerekiyor canım. Evraklara bak, bilgisayara, hatta çöpe...
Lamento. As coisas não são recicladas só porque te sentes culpada de jogá-las para o lixo.
Geri dönüşüm, çöpe atmaya kıyamadığın şeyler için değildir.
Lá se vai a teoria do lobisomem.
Kurt adam teorisi çöpe gitti.
- Põe isso no lixo.
Çöpe at gitsin.
Vou pôr isto no lixo.
Gidip şunu çöpe atacağım.
Uma missão de 20 anos será desperdiçada se ele suspeitar de algo disto.
Tüm bunları öğrenseydi 20 yıllık görev çöpe gidecekti.
Mais de 50 % da comida cultivada neste país, é deitada fora.
Bu ülkede toplanan besinlerin % 50si çöpe gidiyor.
Por que razão deitam fora uma caixa de bolos com recheio?
Neden koca bir kutu Little Debbies'i çöpe atarlar ki?
- Lixo ou tesouro? - Lixo. - Lixo.
- Çöpe mi gitsin, yoksa kalsın mı?
A sério?
- Çöpe. Ciddi misiniz?
- Lixo ou tesouro?
- Çöpe mi gitsin, yoksa kalsın mı?
- Lixo.
- Çöpe.
- Eu fico com elas.
- Çöpe.
Neste caso, diminua o hidratante.
Öyleyse, nemlendiriciyi çöpe at.
Não vamos perder duas horas de arrumação.
Giyinirken harcadığımız iki saati çöpe atmıyoruz.
Acho que podes estar a deitar fora um ano livre de drogas.
Bence ilaçsız geçen bir yılını çöpe atıyor olabilirsin.
O quê, não defender a tradição do Santuário?
Ne yani, korunma hakkı geleneğini çöpe mi atalım?
Deitei-o fora, quando vi que matou aquele tipo.
Senin o adamı öldürdüğünü öğrendikten sonra hemen çöpe attım.
Gastou mais de 24 ovos e fez-me crer que eu não tinha de praticar.
İki düzine yumurtayı çöpe fırlattı ve fazla pratik... -... yapmaya ihtiyacım olmadığını düşündürdü.
Está muito doente, esqueça o seu trabalho.
Araştırmalarımı çöpe atıyor olabilirsin. Bayım, çok hastasınız.
- Quero outra opção.
Ameliyat bütün deneyi çöpe atmak olur.
Pesquisa que ia contaminar, assim que me abrisse.
Beni kestiğiniz anda çöpe gidecek bir deney.
Vou dar porrada.
Hepinizi çöpe yollayacağım.