Translate.vc / portugués → turco / Cura
Cura traducir turco
6,199 traducción paralela
Eu senti isso. Stitcher, cura-te a ti própria.
İlmekçi, kendini iyileştir.
Gostava de ter os teus poderes de cura.
Keşke sendeki iyileşme gücü bende de olsaydı.
Nem você, nem a Dra. Scott e a equipa dela, nem o Ray e as crianças, e nem a cura.
Sizi de, Dr. Scott ve ekibini de, Ray'i, çocukları ve tedaviyi de öyle.
Especialmente, a cura.
Özellikle de tedaviyi.
Compreendo a questão da cura, da Dra. Scott e das crianças, mas, eu sou o Comandante Supremo...
Tedaviyi, Dr. Scott'u ve çocukları anlıyorum. Ama ben Birleşik Devletler Başkanıyım...
A cura é o mais importante.
Önemli olan tedavi.
- Temos a cura.
- Elimizde tedavi var.
A cura é contagiosa tal como uma constipação comum.
Tedavi tıpkı nezle gibi bulaşıcı.
Uma cura contagiosa.
Bulaşıcı bir tedavi.
A sua cura, é um milagre.
Tedavin bir mucize.
Se eu a deixar sair, dá-me a cura?
Çıkmana izin verirsem bana ilaç mı vereceksin? Yaklaştın.
Segundo o Centro de Doenças Infecciosas a Dra Barmal estava perto de encontrar a cura para um novo vírus agressivo.
Bulaşıcı Hastalık Merkezi'ne göre Dr. Barmal yeni ve saldırgan bir vürüse çare bulmak üzereymiş.
A Dra. Barmal pensou ter encontrado uma cura, por isso testou em si mesma.
Dr. Barmal çare bulduğunu sanmıştı. Bu yüzden kendisinin üstünde denedi.
Se ela cometeu um pequeno erro de cálculo na pesquisa dela, o computador pode possivelmente continua-la e levar-nos à cura.
Araştırmasında küçük bir yanlış hesaplama yaptıysa bilgisayar onu alıp bizi çareye yönlendirebilir.
Quimicamente falando, esta devia ser a cura.
Kimyasal olarak konuşursak bu çare olmalıymış.
Altera fotografias de agências de notícias para que reportem um surto do ébola em Atlanta, com o propósito de aumentar o preço das acções da companhia farmacêutica que está a desenvolver a cura.
Haber kaynaklarından aldığı görüntülerde oynama yaparak bir tedavi geliştirmekte olan ilaç şirketinin stok sayısını yükseltmek için Atlanta'da bir ebola salgını haberi yayıyor.
A viúva da vítima disse que ele andava à procura de uma cura.
Kurbanın dul karısına tedavi aradığını söylemiş.
- O termo clínico é deslocamento. A cura para isso é soltar a sua raiva pela Donna.
- Bunun tıbbi terimi yer değiştirmedir ve tedavisi ise kızgınlığını Donna'ya yöneltmektir.
Uma dose da cura. Talvez duas.
İlacın tek bir dozu, belki iki.
O tempo cura todas as feridas.
Zaman tüm yaraların ilacıdır.
Agora, deixa-me ver... O que é que eu preciso para reproduzir a cura?
Şimdi, bir bakalım ilacı tekrar yapmak için neye ihtiyacım vardı?
A cura nem estava devidamente testada.
İlacı daha test bile etmemiştik. Ya geçerse?
Foi por isso que lhe dei a cura, para garantir que isso não voltasse a acontecer.
Ona ilacı o yüzden verdim. Öyle bir şeyin bir daha olmaması için.
Portanto, deste-me toda a cura, e não consegues fazer mais?
Tüm ilacı bana verdin ve dahasını yapamıyor musun?
Precisamos de mais se queremos fazer mais da cura.
İlaç yapacaksak onlardan daha fazlasına ihtiyacımız olacak.
Não temos a certeza se a cura é permanente.
- İlacın kalıcı olup olmadığını bilmiyoruz.
Acho que descobrimos um novo efeito secundário da cura.
- Sanırım ilacın yeni bir yan etkisini keşfettik.
A Nova Esperança deve ter a cura.
- Yeni Umut'ta ilaç olmalı.
Houve progressos na cura?
Tedavi konusunda ilerleme var mı?
Sra. Presidente, temos uma cura.
Başkan Hanım, tedaviyi bulduk.
- A única cura é matá-los a todos.
Tek çare hepsini öldürmek.
O Lúcifer tinha muitos talentos, um deles a cura.
Lucifer'in birçok yeteneği vardı. Onlardan birisi şifa vermek. Hâlâ var mı?
É, deixa-os... Deixa-os encontrar a cura para o cancro que o Wendell tem.
Evet, onlar Wendell'ın kanserine çare bulsunlar.
Podemos mesmo utilizá-la para fazer uma cura? Sim... em teoria, poderá ser utilizada para reverter a mutação.
Ana hücreyi gerçekten tedavi üretmek için kullanabilir miyiz?
Acredito que se introduzirmos a Célula-Mãe no DNA de um animal mutante, poderemos, possivelmente, sintetizar uma cura.
Ana hücreyi mutasyona uğramış bir hayvanın DNA'sıyla birleştirirsek tedaviyi sentezleyebileceğimize inanıyorum.
Mas, sem essa agulha, não temos uma cura.
Fakat o iğne olmadan, tedavimiz yok.
Queremos que nos ajude a produzir uma cura, para reverter as mudanças que temos visto no Reino Animal.
Hayvanlar aleminde gördüğümüz mutasyonları tersine çevirmek için tedaviyi yapmamıza yardım etmenizi istiyoruz.
Ainda precisamos de encontrar uma cura para os animais.
Hala hayvanlar için tedavi bulmamız gerek.
E se o teu pai também andava à procura de uma cura?
Ya baban da tedaviyi aramışsa?
E pensam que podem utilizá-la para fazer uma cura.
Ve tedaviyi bulmak için kullanabileceklerini düşünüyorlar.
Parece que um pouco de descanso cura todas as maleitas.
Birazcık dinlenme bütün hastalıkları iyileştirmiş görünüyor.
Durante horas, tentaram ajudá-la. Curá-la.
Saatler boyunca kadına yardım etmeye, onu tedavi etmeye çalıştılar.
Digo, para levá-lo para o deserto e curá-lo.
Çöle kadar yoksunluğa girmez en azından.
Quer que eu fique quieta quando sabe muito bem que posso curá-la?
Onu iyileştirebileceğimi bildiğin halde bir şey yapmamamı mı istiyorsun?
A minha filha tem um leve chiado e tentámos curá-la com inalação
Hırıltının geçmesi için birkaç gecedir buhar veriyoruz.
És um romântico sem cura.
Umutsuz vakasın resmen.
O vosso medicamento irá curá-la.
İlacın onu tedavi edecek.
"Sim, claro. Daremos à sua filha o medicamento que poderá curá-la."
Evet, kızınızın ilacını bulup... onu iyileştiririz, olmalı.
Sete anos de ensaios clínicos extremamente bem sucedidos, são suficientes para me convencer que o vosso medicamento irá curá-la.
Son derece başarılı 7 sene süren seanslarınız... beni sizin ilaçlarınızın... kızımı iyileştireceğine.. ikna etti.
- As pessoas de Mallory, de alguma forma a fé deles está a curá-lo.
Mallory halkının imanı ona bir şekilde şifa veriyor.
Os sacrifícios estão a curá-lo, a ajudá-lo a reconstruir o seu corpo.
Kurbanlar ona şifa veriyor. Bedenini yeniden inşa etmesine yardım ediyor.