Translate.vc / portugués → turco / Cáli
Cáli traducir turco
228 traducción paralela
É isso que estou a dizer.
Bunu anlatmaya çaliºiyorum.
Que está a tentar fazer?
Ne yapmaya çaliºiyorsun?
- É lá que ele trabalha.
- Evet, orada çaliºiyor.
Há dias que tento vê-la e näo tenho conseguido.
Günlerdir sizi görmeye çaliºiyorum... ... ama hala baºardigim söylenemez.
- Trabalhamos para Owen Merritt.
- Owen Merritt'e çaliºiyoruz.
Gostava de falar contigo no escritorio.
Seninle çaliºma odasinda görüºebilir miyiz?
Vi a mae a trabalhar como uma moura para nos manter vivos.
Annem bizim için köpek gibi çaliºiyordu.
Ando a procura dele.
Onu bulmaya çaliºiyorum.
A proposito, Merritt, acabei de deixar de trabalhar para o Isham.
Aklima gelmiºken Merritt, artik Isham için çaliºmiyorum.
O meu amigo quer dizer... que, por ter construído este forte e despertado maus sentimentos, o Red Cloud tirou-nos essas coisas.
Arkadaºimin demeye çaliºtigi ºu... bu kaleyi buraya kurmaniz, kötü duygulara sebep olmuº... bu yüzden KiziI Bulut eºyalarimiza el koydu.
Passámos o serao a tentar contactá-los.
Bütün akºam onlara ulaºmaya çaliºtik.
- Se calhar está a tentar sair.
- Herhalde diºari çikmaya çaliºiyordur.
Vai ter de atacar em breve, enquanto pode.
Hazir ºansi varken vurmaya çaliºacaktir.
O que acha que ele tentava fazer a 148 homens e mulheres neste forte?
Bu kaledeki 148 adam ve kadina onun yapmaya çaliºtigi farkli miydi sanki?
Mas um bom cristao luta contra isso.
Ama iyi bir Hiristiyan bundan kurtulmaya çaliºir.
O que estavas a tentar fazer ali, matar-te?
Diºarda kendini öldürmeye mi çaliºiyordun?
Mas, quem és tu?
- Peki, sen kimsin? - Ben Cali...
O Jesse tentou combate-los, mas eles atacaram com rapidez.
Jesse onlara karºi koymaya çaliºti ama çok hizliydilar.
Os homens que trago sao fortes, ideais para trabalhar nas minas de prata.
Getirdigim adamlar güçlüdür. Gümüº madenlerinde çaliºmak için idealler.
Ela é forte. É boa trabalhadora.
Güçlüdür ve iyi çaliºir.
Vende os homens como escravos para trabalhar nas minas de prata... e leva as mulheres para Chihuahua e vende-as para...
Erkekleri gümüº madenlerinde çaliºtiracaklar. Kadinlari da Chihuahua'ya götürüp...
Nunca tinha visto o tio Jack a suar.
Jack Amca'yi çaliºirken hiç görmemiºtim.
Estou a falar de ter de trabalhar.
Ben çaliºmamdan bahsediyorum.
Dal, enquanto estás aí a tentar compreender a raça feminina, podes aproveitar para tomar banho.
Dal, hazir kadin irkini anlamaya çaliºiyorken... orada yikanabilirsin de.
Vamos viver à grande na Califórnia antes do final da semana.
Harika. O halde bu hafta bitmeden Cali'de yaşıyor olacağız.
Suspeita-se de ligações com o cartel de Cali, não o de Medellin...
Medellin değil, Cali karteliyle bağlantıları varmış...
HACIENDA DE ERNESTO ESCOBEDO CALI, COLÔMBIA
ERNESTO ESCOBEDO'NUN EVİ CALl, KOLOMBİYA
Operação paramilitar contra o Cartel de Cali
CALİ KARTELİNE KARŞl OPERAS YONLAR DÜZENLEMEK.
Gravamos uma conversa entre ele e o Cartel de Cali ontem.
Dün Cali kartelinden birine konuşurken sesini banta aldık.
Disse que o Professor sugeriu trabalharem para o cartel Cali.
Öğretmenin Cali uyuşturucu karteliyle çalışmayı önerdiğini söylediniz.
Não gosto dos parvalhões do Cali.
Cali piçlerini de sevmiyorum.
O cartel, a Calábria...
Cali. Kalabriler...
O Boffano não tem amigos.
Cali'li dostlarım ondan sıkılmaya başladı.
Diaz não admitirá que recebe dinheiro do Cali.
Cevaplar belli. Diaz, Cali'den para aldığını kabul etmez.
- Cali. - Presente!
- Cali.
Brindemos ao regresso à Cali... Cali, Cali.
İşte Cali'ye dönüş Cali, Cali.
Era de Cali, serenidade tónica.
Kali, Hera, Cronus, Tonic.
Ou do "Going Back to Cali", do LL Cool J.
Ya da LL Cool J'in "Goin'Back to Cali" sini.
Desde que todos se recordam, "Fumo" era "o Rei de Cali".
Hatırlayabildiğim kadarıyla, Smoke "Kaliforniya kralıydı."
É o "Rei de Cali".
Tacı var onun. O Kaliforniya Kralı.
Não tens coração para ser o Rei de Cali.
Kaliforniya Kralı olmak için cesur olman şart değil.
Eu sou o rei de Cali, "Miúdo".
Ben Kaliforniya'nın bebeğiyim.
Que eu sou o rei de Cali.
Ben Kaliforniya Kralıyım.
Ele vai voltar pra Cali, pra Cali, pra Cali.
California'ya dönüyor.
Um barco de pesca, ao largo de Cali, cuja tripulação desapareceu.
Cali sahilinde bir balıkçı teknesi bulunmuş. Mürettebatı kaybolmuş.
Não há maneira de ele vir a Cali e não ver como estão as ondas.
Kaliforniya'ya gelip dalgalarımızı kontrol edecek hali yok.
Fiquei contente em ouvir-te dizer aquilo sobre a procura, porque tenho de tirar algum tempo para fazer um negócio em Cali.
Şu araştırma işiyle ilgili böyle düşündüğüne sevindim çünkü California'daki bazı işlerim için biraz kaçayım diyordum.
Porquê? Que há de tão importante em Cali?
Orada bu kadar önemli ne var?
Tomei conta dos negócios farmacêuticos do meu marido em Cali, enquanto ele esteve preso.
Kocamın Cali'deki ilaç işini yüklendim. Fakat o hapisteydi.
O cartel de Cali é apenas um produto da tua imaginação, Pablo.
Cali mafyası senin hayal gücünün bir ürünü, Pablo.
- Capitão Horst Cali.
- Üstünde bir şey var mı? - Kimsin?