English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Dac

Dac traducir turco

53 traducción paralela
Claro que é a rainha de Neewollah!
Bu gece onu Ralıdac Bayramı Kraliçesi ilan ederler mutlaka!
Neewollah!
Ralıdac!
O que você quiser lê-lo Você é a rainha de Neewollah.
Ralıdac Bayramı Kraliçesi seçildiğini okuduğunda ne kadar etkileneceğini düşünüyordum.
O próximo Halloween Vamos coroar a rainha das Neewollah.
31 Ekim Cadılar Bayramı'nda Ralıdac Bayramı Kraliçemizin tacını takacağız.
Neewollah!
Ralıdac Bayramı!
Quero um descodificador NAD T770, amplificadores de 70-watt e DAC.
Ben NAD T770 dijital dekoder, 70-vat amfi ve Burr-Brown DACs alacağım.
Sigmund Jähn, cidadão da RDA, foi o primeiro alemão que foi ao espaço.
DAC vatandaşı Sigmund Jähn, uzaya ilk çıkan Alman oldu.
Enquanto Sigmund Jähn representava com bravura a RDA nas profundezas do espaço,... o meu antecessor deixou, num país capitalista, um inimigo da classe,... dar-lhe a volta ao juízo.
Sigmund Jähn uzayın derinliklerinde DAC'ni kahramanca temsil ederken, bana hayat veren kişi, kapitalist ülkeden bir sınıf düşmanının beynini yıkamasına izin vermişti.
A RDA fez 40 anos.
DAC 40. yılını kutladı.
Ponto parágrafo. Mesmo na RDA, não há só princesas jovens no gelo e... camaradas elegantíssimos.
DAC bile, sadece buz üzerinde kayan genç prensesler ve... mükemmel ince yoldaşlar yok.
Secretário-geral do CC do SUG e Presidente do concelho de estado do RFA.
MK ve ABSP Genel Sekreteri ve DAC Eyalet Konseyi Başkanı.
No principio de Junho de 1990, as fronteiras da nossa RDA eram inúteis.
1990 Haziranının başlangıcında, DAC'nin sınırları gereksizdi.
"A maioria dos cidadãos da RDA já trocaram as suas poupanças."
Çoğu DAC vatandaşı çoktan birikimlerini çevirdiler.
Podemos ir buscar o nosso "Trabant" ( carro da RFA )
"Trabant" ( DAC arabası ) ımızı alabileceğiz.
Eu trabalhei como um escravo para ressuscitar a RDA em todos os detalhes no quarto da mãe até este dia.
Bugüne kadar, işçi sınıfının bir kahramanı gibi, DAC'ni tüm detaylarıyla annemin odasında canlandırmak için köleler gibi çalıştım.
"A imprensa estrangeira admite progressos..."
DAC'de çip kuvveti. Yabancı basının kabul ettiği başarı...
"Oficiais de Segurança de Berlin Ocidental atrapalharam o trabalho da televisão da RDA"
Batı Berlin güvenlik memurları DAC Televizyonunun çalışmalarını engelledi.
Por favor deixe a televisão da RDA... "
Lütfen izin verin DAC Televizyonu rahatlıkla çalışabilsin.
" foi desenvolvido nos anos 50 nos laboratórios da RDA.
DAC laboratuarlarında üretildi.
És tal e qual a tua mãe e os seus estúpidos telegramas da RDA.
Tıpkı annen ve onun aptal DAC işleri gibisin.
Ela comprou um Trabbi ( carro da RDA ).
Bir Trabbi ( DAC arabası ) aldı.
20 anos na RDA não amoleceram o teu coração, pois não?
DAC'de 20 yıl sağlığımıza zarar veremedi, değil mi?
"o Secretário-geral das CC da UEA e Presidente do Concelho de Estado da RDA," "o Camarada Eric Honecker, num grande gesto de delicadeza humanitária,"
ABSP MK'nin Genel Sekreteri ve DAC Devlet Başkanı Yoldaş Erich Honecker, büyük bir insaniyet kibarlığıyla,
"consentiu à entrada no país de pessoas vindas da RFA que vinham pedindo exílio nas embaixadas da RDA em Praga e Budapeste."
FAC'den DAC'ne girmek için izin bekleyen insanlara yurda giriş için izin verdi.
"Aqui estão alojados, os novos cidadãos da RDA vindos da RFA."
FAC'den gelen yeni DAC vatandaşları işte buraya park ediyorlar.
"Os cidadãos vindos da RFA foram acomodados nos distritos de Berlim..."
Gelen DAC vatandaşları Berlin'de "Merkez" ve "Friedrich's Grove"
Talvez a RDA que criei para a minha mãe fosse aquela que gostaria de ter tido.
Belki de annem için yarattığım DAC, aslında benim istediğim ülkeydi.
O Trabbi ( carro da RDA ) cheira tão a novo.
Trabbi ( DAC arabası ) çok yeni kokuyor.
E porque voltei para a RDA?
Peki neden DAC'ne geri döndüm.
Como a mãe não podia esperar, passamos simplesmente para o aniversário da RDA... de 7 de Outubro a 2 de Outubro, 1990 :
Annem beklemekte zorlandığı için, 7 Ekim'de olan DAC'nin yıldönümünü basitçe 2 Ekim 1990'a taşıdık :
"Hoje, no decorrer do aniversário anual da RDA, Eric Honecker demitiu-se..." "de todas as suas funções."
Bugün DAC'nin yıldönümü olması sebebiyle, Erich Honecker tüm görevlerinden... istifa etti.
"Nós garantimos aos nossos amigos pelo mundo fora que o socialismo..." "No seu discurso na cerimónia do aniversário da RDA..." "no palácio da República, Erick Honecker justificou a sua decisão ao dizer que..."
Sosyalist dünyadaki dostlarımı temin ederim ki... ( Spiker ) DAC'nin yıldönümünde Cumhuriyet Sarayında... yaptığı konuşmasında, Erich Honecker DAC son bir kaç ay içerisinde gelişen olaylar nedeniyle politika yaşamının sona ermesi... gerektiğini savundu.
"o novo secretário-geral da SED e presidente do concelho de estado da RDA..."
Genel Sekreteri ve yeni DAC Devlet Başkanını tebrik etti :
"O novo chefe de estado dirigiu-se à população da RDA esta noite."
Yeni Devlet Başkanı akşama DAC'nin nüfusunu işaret etti.
"Decidi então abrir as fronteiras da RDA."
daha iyi bir dünya yaratmaktır. Bu sebeplerden dolayı DAC'nin sınırlarını açmaya karar verdim.
"encontraram a oportunidade para visitar a RFA pela primeira vez."
DAC'ni ilk kez ziyaret etme fırsatı buldular.
A minha mãe sobreviveu à RDA exactamente 3 dias.
Annem DAC'de 3 gün yaşayabildi.
Quero um descodificador NAD T770, amplificadores de 70-watt e DAC.
Ben NAD T7 70 dijital dekoder, 70-vat amfi ve Burr-Brown DACs alacağım.
Camião branco da DAC vai na tua direcção com um contentor vermelho.
Beyaz tır, sana doğru geliyor. Kırmızı dorseli.
Isto vai acabar num ROR ou um DAC de qualquer maneira, por isso...
Tutuksuz yargılanacak veya suçu kaldırılacak nasılsa.
Vi o DAC que queria alugar.
- Dün öğleden sonra. Kiralamak istediği STOL'da onu kontrol ettim.
Um DAC tem a capacidade de voar muito baixo e lento.
Hayır. Bir STOL'un uçma kapasitesi çok düşük ve çok yavaştır.
Há uma peça de equipamento chamado DAC RF.
- RF DAC adında bir donanım var.
E os pólos com código de cores, alumínio DAC.
Ve direklere gelelim. Renk kodlu, DAC alüminyumundan.
Preferem inventar histórias de que a RDA não existe, por exemplo.
DAC'ni tanımamak için hikâyeler uydurmayı tercih ediyorlar örneğin.
Como meio de forçar o seu governo a reconhecer este país real, onde o senhor se encontra, a RDA, o procurador-geral terá muito gosto em negociar consigo, enquanto representante do seu governo, a entrega do Sr. Pryor.
Hükümetinizi buradaki gerçek devleti tanımaya zorlamak adına ki siz de şahit oldunuz, DAC Başsavcı, Bay Pryor'ın size iade edilmesi için hükümetinizi temsil eden birisi olarak sizinle görüşecek.
Não representa os EUA e eu não represento a RDA.
Sen ABD'yi temsil etmiyorsun, ben DAC'ni temsil etmiyorum.
Um tipo qualquer a quem a RDA pediu para tratar disto.
DAC'nin bu iş için görevlendirdiği alelade biri.
A RDA resgata o Abel para os russos, ganhando o respeito deles e conseguindo cabeçalhos para a sua causa.
DAC, Abel'ı Ruslara verip onların saygısını kazanmak ve davaları için manşetleri süslemek istiyor.
ABREVIATURAS RDA = Republica Democrática Alemã RFA = Republica Federal Alemã
MK = Merkez Komite DAC = Demokratik Alman Cumhuriyeti, Eski Doğu Almanya ABSP = Almanya Birleşik Sosyalist Partisi FAC = Federal Alman Cumhuriyeti, Eski Batı Almanya
- O que é um DAC?
- STOL mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]