English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Dat

Dat traducir turco

49 traducción paralela
Os nomeados para melhor realizador de filme estrangeiro são Monsieur Richard Attenborough Ricardo de Attenbergie Rik Artenborough Ri Char Dat En Bollo e Pier Paolo Pasolini.
En iyi yabancı film yönetmeni adayları Mösyö Richard Attenborough Ricardo de Attenbergie Rik Artenborough Ri Char Dat En Bollo ve Pier Paolo Pasolini.
Lembre de dat.
Bunu unutma.
Os dirigentes franceses estão longe, em Saigão, Hanói, ou Paris, mas a vida em Ky La prossegue como há mil anos, protegida pelo Pai do Céu, Ong Troi, e pela Mãe da Terra, Me Dat.
Fransız sahipler uzakta, Saygon, Hanoi veya Paris'teler. Ama Ky La'da hayat, bin yıldır yaşandığı gibi sürmektedir ; Gök Baba Ong Troi ve Toprak Ana Me Dat'ın koruması altında.
Entre o Céu e a Terra, em Troi Va Dat, existem as pessoas, lutando pelas colheitas e seguindo os ensinamentos de Buda.
Gökle yer arasında ise, Troi va Dat, ürünü hasat etmek ve Yüce Buda'nın öğretilerini izlemek için uğraşan insanlar.
Mohammed, nós daqui copiamos os nossos ficheiros em DAT.
Mohammed, bu tarafta biz verileri DAT'a yedekleriz.
Obrigado...
Teşekkür ederim. { DAT FACE } { } { }
- Sim. Arranja um par de telefones DAT.
İki tane DAT telefonu alın.
Não vais conseguir passar com o DAT pendurado na frente.
Ahbap, belinde ses kayıt cihazı varken geçmeye kalkışma sakın.
Como levaremos o DAT, então?
Peki kayıt cihazını nasıl geçireceğiz?
Como vamos levar o DAT?
Peki cihazı nasıl geçireceğiz?
Então, como vamos levar o DAT?
Peki kayıt cihazını karşıya nasıl geçireceğiz?
Acho que poderemos devolver o DAT amanhã.
Ses cihazını hala yarın teslim edebiliriz.
Vamos devolver o DAT a tempos.
Cihazı zamanında geri vereceğiz.
Vamos gravar com o DAT, quietos.
Hadi sesi kaydedelim... sessiz olun.
Só utiliso o DAT, certo?
Gerisini ses cihazına bırakacağım, tamam mı?
E precisamos devolver o DAT.
Ses cihazını geri vermemiz gerekiyor zaten. - Ben de onu diyorum zaten.
Aceitemos que não devolveremos a câmera e o DAT a tempo...
Şu konularda anlaşalım : Ne kameram geri gelecek ne de senin ses kayıt cihazın.
Não, o DAT.
Hayır, ses cihazını hazırla.
Então não era como hoje, que a gente toca com DAT ou secuenciadores.
O zamanlar bugünkü gibi değildi insanlar dijital medyalarda istediği şarkıyı geçip, diğerini açamıyordu.
- As fitas originais e as digitais.
- Master kayıt ve Dat'lar.
Tenho na mão uma fita... que a minha linda assistente vai tocar.
Elimde, güzel asistanım Yvette'in çalacağı bir DAT var.
"Os policías são uns idiotas".
De politie, dat zijn eikels.
Ele ia muitas vezes a um café onde passavam música. Chamava-se Dat.
Sık sık takıldığı bir caz bar varmış adı da "ŞÜPHE" ymiş.
Porque achas que me interessa tanto a bolsa?
Waaröm denk je dat ik mij zo druk maak om die stüdiebeurs?
Date, do corpo de sinalização.
Muhabereden Dat, efendim.
Porque que dizes essa cena?
Why you gotta sayya like a-dat?
"Who Dat Ninja"?
Şu Ninja Kim mi? Hayır.
Diga que o Dat Ninja está no barco.
Onlara " Ninja Kim'in teknede olduğunu söyleyin.
Corrige isso, ou vais passar o Verão a dar aulas de condução!
Ya bunu düzeltirsin ya da tüm yaz boyunca sürüş eğitimi verirsin. Dat, dat!
... Daniel-san.
Dat-dat-dat-dat-dat-dat! Daniel-san.
Leitor de campos magnéticos, lentes infra-vermelhas, gravador de áudio.
EMF Okuyucu, kızıl ötesi mercekler, DAT kaydedicisi.
Enviei-te um ficheiro de vídeo DAT.
Sana bir video dosyası atıyorum.
Disse que a "meta-data" não estava certa.
"Meta-dat" ların birbirini tutmadığını söyledi.
Divina providentia Papa Sextus, dat et concedit Christifidelibus cunctis, qui hic adsunt,
Divina providentia papa sextus. Dat et concedit christifidelibus. Cunctis, qui hic adsunt.
"Sai da frente, desgraçado!"
Dat, dat! "Yoldan çekilsene ihtiyar!" falan.
Buzina, buzina!
- Dat dat! Bip bip!
Vais modificar o ficheiro DAT. Coloca o IP do Colby lá.
Veri dosyasını değiştirip Colby'nin adresini yerleştirmen gerek.
Porque não me falaste sobre o ficheiro DAT?
Neden bana veri dosyasını söylemedin?
Porque não me contaste sobre o arquivo DAT?
Neden bana veri dosyasını söylemedin?
Estava preocupado que o arquivo DAT que encontrei não era o correcto.
Bulduğum veri dosyasının yanlış olabileceğinden endişelendim.
Se concordar em testemunhar contra os executivos que encobriram o despejo ilegal de resíduos de resina Epóxi, vou testemunhar que quebrei a cadeia de custódia com o ficheiro.dat importante para o seu caso.
Epoksi reçine atıklarının yasa dışı yollarla boşaltılmasını gizleyen yöneticilerin aleyhine tanıklık etmeyi kabul ederseniz, ben de davanızdaki veri dosyasının aykırılığına dair tanıklık ederim.
A minha funcionária confessou ter violado a cadeia de custódia com o arquivo DAT do Colby.
Çalışanlarımdan birisi Colby veri dosyasıyla ilgili bir itirafta bulundu.
Se testemunhar, direi que quebrei a cadeia de custódia - com um ficheiro.dat.
Eğer tanıklık etmeyi kabul edersen veri dosyasıyla oynadığını söyleyeceğim.
- O senhor conhecia-o? - Dat? - Já faz muito tempo...
Bayım burada ŞÜPHE adında bir bar varmış, orayı biliyor musunuz?
Dat...
- Ginza Nichome mi?
Isso é um gravador Dap, sabe o que é? - Sim.
- Bu bir dat cihazı, biliyor musun?
Di-dat, dit-dit.
Nokta, çizgi, çizgi, nokta.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]