English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Deacon

Deacon traducir turco

548 traducción paralela
Obrigado, pregador, mas isto é estritamento um assunto familiar.
Teşekkürler Deacon, ama bu bir aile meselesi.
Estão nos seguindo há 3 horas Coronel? O diácono disse que conhece este terreno aqui muito bem
Albay, Deacon buraları çok iyi tanıdığını söylüyor.
Ele levava os escravos fugidos para o Norte atraves do pantano
Ama Deacon kaçak köleleri bataklıklardan geçirerek kuzeye kaçırıyormuş.
O diácono encontrou um lugar para cruzar.
Deacon ileride bir yer buldu.
Ann Mary Deacon.
Ann Mary Deacon.
"Ann Mary Deacon enterrada viva."
"Ann Mary Deacon, canlı canlı gömüldü."
E os direitos da Ann Mary Deacon?
Peki, Ann Mary Deacon, onun hakları ne olacak?
Quiseram culpar-me da morte da Deacon.
Beni cinayetle suçlamaya çalıştılar.
"Ann Mary Deacon enterrada viva."
"Ann Mary Deacon, canlı gömüldü."
E os direitos da Ann Mary Deacon?
Ann Mary Deacon'un hakları neydi?
Não sei. Quiseram culpar-me da morte da Deacon.
Cinayeti bana yüklemek istiyorlar.
Bem sr. Deacon nós não queremos nenhum acordo, tudo o que pedimos é algum tipo de protecção.
Bak, bir yarış, spor olayı. Cesaret gösterisi değil. Beni korumanız lazım.
PARA O DEACON
"DEACON'A"
Roubaste o cesto da Páscoa do Deacon.
Deacon'un Paskalya sepetini çaldın.
Larkin? Deacon John Larkin?
Larkin, Deacon John Larkin.
- O Deacon está por aí?
- Hey, Deacon buralarda mı?
Ei, Deacon, esperava que...
Selam, Dicon, benim...
Deacon Odell!
Deacon Odell.
Sou o Diácono.
Ben, Deacon.
Diácono!
Deacon!
Costuma parar no Peep-O-Rama em Deacon Street.
O, Deacon Caddesindeki yerde oturur.
Tenho aqui cem dólares! Irmão diácono, passa a bandeja para recolher por esse lado.
Kardeş deacon, o taraf'dan parayı alsana.
Está aqui uma pessoa à sua procura.
Deacon, seni görmek isteyen biri var.
O Diácono vai gostar da redução de pessoal...
Deacon bunu sana pahalıya ödetecek. Beni anlıyor musun?
Como arranjaste essa cicatriz?
O yara izi nasıl oldu Deacon?
Não compreendes, o tipo é bera!
Deacon, beni anladığını sanmıyorum.
E o Diácono acolheu-me nos seus braços.
Ve Deacon bana kucak açtı.
- Hey, Deacon.
- Selam Deacon.
Abre a tua agendazinha, risca Deacon, e escreve "Richie".
Sadece o küçük ajandanı açıp, Deac'in üzerini çizeceksin ve "Richie" yazacaksın.
Bem, o Deacon e a Kelly, eles não podem vir na Quinta-feira.
Deacon ve Kelly perşembe gelemiyorlar.
Se visses a mulher do Deacon...
Demek istediğim Deacon'ın karısı söylediğine göre 7 kilo almış.
Após uma exaustiva investigação interna... o departamento chegou à conclusão que o tenente detective Samuel Deacon Kraft, um agente com um longo historial de problemas psiquiátricos e disciplinares, foi o responsável pela série de homicídios chamados "os assassinatos do Candyman".
Uzun ve yorucu bir araştırmadan sonra... dedektif teğmen Samuel Kraft için bir karara varıldı. Pskiyatrik ve disiplinsizlik geçmişi olan bu memurun... seri işlenen Şeker Adam cinayetlerinin sorumlusu olduğu tespit edilmiştir.
Algum sinal do Deacon?
Deacon'dan haber var mı?
Deacon e Kelly?
Deacon'la Kelly mi?
Sim, nós íamos ter uma noite Deacon-e-Kelly.
Evet, Deacon ve Kelly'yle birlikte gidecektik.
Então, Sra. Palmer, deve estar animada para ver o Deacon e a Kelly e pequeno bebé Kirby.
Ee, Bayan Palmer, Deacon, Kelly ve küçük bebekleri Kirby'yi göreceğiniz için çok heyecanlı olmalısınız.
Deacon, estou pronta para ir.
Ben gitmeye hazırım, Deacon.
- Deacon.
- Deacon.
A cabeça do Deacon está prestes a explodir.
Deacon'ın kafası patlamak üzere.
A mãe do Deacon estava certa.
Deacon'ın annesi haklıydı.
Estou integrado no pacote familiar do ginásio do Deacon... se ligarem, ele é o homem com quem partilho a minha vida.
Bu arada, spor salonuna Deacon'ın aile planı dahilinde yazılıyorum. Arayan olursa o benim hayatımı paylaştığım erkek.
"Comé dreads, o Deacon a representar no cubículo."
"Selam, dostlar! N'aber? Deakman'geldi!"
Passei séculos a praticar com o Deacon no salão da minha mãe.
Annemin kuaföründe Deacon'la defalarca pratik yaptım
O Deacon?
Deacon?
Deacon... Sim.
Deacon...
O Inspector Burton matou o Trevor Deacon.
Dedektif Burton, Trevor Deacon'ı öldürdü.
Sabes quem é que verificou as coisas do Trevor Deacon?
Trevor Deacon'nun eşyalarını biliyor musun? Onları kim kontrol etti?
- Ned Deacon.
- Ned Deacon.
Certo, diácono?
Değil mi, Deacon?
Diácono Frost.
Deacon Frost.
Falaste com o Deacon sobre isto?
Bu konuyu Deacon'la mı konuştun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]