Translate.vc / portugués → turco / Deteste
Deteste traducir turco
90 traducción paralela
Por muito que deteste dar crédito ao Thomas J. Doyle, ele pode ter acertado quando disse que o que se passa ali é privado.
Thomas J. Doyle'u ciddiye almak istemesem de orada olanların özel olduğunu söylerken bir nebze olsun haklıydı.
Por mais que deteste concordar com o G.W. em alguma coisa, o senhor não mudou nada. Continua a ser um tolo histérico.
Her ne kadar G.W.'den nefret etme konusunda hem fikir olsak da, sen hâla gülünç aptalın tekisin.
E embora deteste julgar antes de estar a par dos factos,... parece que o Gen. Ripper excedeu a autoridade dele.
Ve tüm deliller elde olmadan karar vermekten nefret etsem de General Ripper yetkilerini aşmış gibi görünüyor.
Não é que eu seja curioso mas deteste é ficar de fora assim.
Meraktan değil, dışarıda kalmaktan nefret ediyorum.
Não há nada que deteste mais do que ver alguém abusar de um cavalheiro como o senhor.
İnanın, sizin gibi bir beyefendiye rahatsızlık veren bir kimse kadar nefret edeceğim başka biri olamaz.
Não me caso porque não conheço ninguém que deteste o suficiente para infligir esse tipo de tortura.
Evlenmiyorum çünkü o kadar eziyet edecek kadar nefret ettiğim birini bulamadım.
Porque não há nada que eu deteste mais do que... o fedor da mentira.
Çünkü yalanların pis kokusundan daha fazla tiksindiğim başka bir şey yok.
"Caro Inimigo, Que o Senhor o deteste a si e a todos os seus."
"Sevgili Düşmanım, Tanrı sen ve senin gibilerden nefret etsin."
Talvez seja por isso que o deteste tanto.
Her nedense ben böyle olmanızdan pek hoşlanmıyorum.
Um homem a sério, um que goste de raparigas, mas que deteste mulheres.
Gerçek bir erkek! Kızlardan hoşlanan ama, erkeklerden nefret eden biri!
Não há nada que mais deteste que o fracasso!
Başarısızlıktan nefret ederim!
Por mais que a gente se deteste, penso que seria melhor se unissemos forças.
Birbirimizle çalışmaktan ne kadar nefret etsek de,... bence güçlerimiz birleştirmek daha iyi olacak.
Embora eu deteste aquele homem neste momento... Tenho que dizer que adoro aquele fato!
Benim bu adamdan nefret ettiğim kadar sen de bu giysiyi seviyor olmalısın.
Deve haver alguma coisa da sua infância que você não deteste.
Çocukluk çağının nefret etmediğin bir kısmı olmalı.
Por muito que o deteste, não o ia deixar morrer por um crime meu.
Benim suçumun cezasını kontun çekmesine izin vermezdim, ondan ne kadar hazzetmesem de.
- Talvez deteste tomar banho...
Belki suyu sevmiyordur
Talvez ele deteste dizer adeus tanto como eu.
Belkide oda benim gibi sana güle güle demekten nefret ediyordur.
- Me odeie, me deteste... só desmaie!
- Hoşlanma, nefret et sadece bayıl!
Por mais que eu deteste dizer isto, deveríamos ir matar bandidos.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama, kötü adamları öldürmeliyiz.
Não faz mal que deteste gatos.
Nefret ediyorsan sorun değil.
Quero amá-lo mesmo que deteste-me.
Benden nefret etsen bile beni sevmeni istiyorum.
Desculpa. - Deteste ser duro contigo.
Sana sert davranmaktan nefret ediyorum.
Não quero que ela me deteste ao ponto de lhe chegar a mostarda ao nariz, que é muito bonito, aliás.
Kleopatra'nın bana burun kıvırmasını istemem. Ne de güzel burnu var.
Por muito que deteste estragar-te o sexo estranho com a minha irmã.
Her ne kadar, küçük kardeşime garip seks oyunları oynamanı ertelemek istemesem de.
Não é que deteste o Jess, só não consigo evitar.
- Jess'i sevmek istemiyor değilim.
Talvez não deteste crianças. SÊ SEMPRE SINCERO
Belki de çocuklardan aslında o kadar nefret etmiyorumdur.
È a natureza activa do crime, Embora, tanto deteste.
Bu suçun doğasıdır.
Talvez o Vince o deteste.
Belki de Vincent filmden nefret edecek.
É preferível que me deteste.
Benden nefret etmesi daha iyi.
No entanto, ainda que eu deteste os seus métodos, não posso negar os resultados.
Ancak yöntemlerinizi onaylamasam da sonuçları inkâr edemem.
Não há nada que deteste mais do que uma mentira óbvia.
Yalandan nefret ettiğim kadar başka hiçbir şeyden nefret etmem.
Embora eu deteste dar más notícias, elas não ficam por aqui.
Kötü haber vermekten nefret ederim ama verilecek daha çok kötü haber var.
- Por muito que deteste admiti-lo,
- Hiç kabul etmek istemesem de...
Alguém que deteste o CNAA. Sim, talvez.
Belki NTAC'den nefret eden kızgın bir 4400'dür.
Ela disse que não passa um dia sem que se deteste.
Her gün kendisinden nefret ettiğini söylemişti.
Uma vez que começo, mesmo que deteste, gosto de acabar.
Bir kez başladığımda, nefret bile etsem, bitiririm onu.
Mesmo que deteste esse trabalho, é preferível a isto.
Her ne kadar bu işi sevmesem de... bu saçmalığa tercih ederim.
A propósito, para que saibam, não há nada que deteste mais do que vos ouvir a arranjar desculpas.
Bu arada, bilin diye söylüyorum. Daha da haz etmediğim şey, kendinize bahaneler bulmanızdır.
Por mais que deteste usar a metáfora do gato, doutor, acho que vai cair de pé.
Her ne kadar kedi metaforu kullanmak istemesem de, Doktor bence dört ayak üstüne düştünüz.
Tenho medo de pedir ao pai da miúda cujo corpo, por mais que deteste citar John Mayer, é o País das Maravilhas.
Vücudu, John Mayer'ın deyimiyle ölümcül olan, benim için ise cennet olan kız arkadaşımın babasına soruyu sormak mesele. Oldu mu?
Não há nada que eu deteste mais que New Jersey.
New Jersey'den daha fazla nefret ettiğim hiçbir şey yok.
É verdade. Deteste-o. Detesto-o mesmo.
Ondan nefret ediyorum.
Por mais que deteste concordar com a Dra...
Dr. Şey ile aynı fikirde olmaktan nefret etsem de- -
E, por muito que deteste dizê-lo, é capaz de ser um bom tipo.
Söylemekten nefret etsem de, iyi bir çocuk olabilir.
- Estou? - Por mais que deteste admiti-lo, o menino das estatísticas pode ter alguma coisa.
- Her ne kadar kabul etmek zor gelse de istatistikçi çocuk bir şey buldu gibi.
Por muito que deteste interromper o seu divertimento, isto já durou tempo suficiente. Quero o meu hotel de volta.
Eğlenceni bölmek istemem ama bu iş çığrından çıktı, otelimi istiyorum.
Eu quero que ele deteste cada minuto, para o meu próprio divertimento.
Her dakikasından nefret etmesini, kendi eğlencem için, istiyorum.
Eu quero que ele deteste cada minuto, para o meu próprio divertimento.
Kendi eğlencem için, her bir saniyesinden nefret etsin istiyorum.
Então achas normal que ele me deteste.
- Benden nefret etmesi normal mi?
Ranger, o tipo que deteste, o Snow, não irá passar desta noite.
- Ve Ranger. Yakaladığın şu adam - Snow.
Quanto a mim, eu deteste esperar pelo ordenado.
Aşağı, weimeraner.