Translate.vc / portugués → turco / Dodô
Dodô traducir turco
113 traducción paralela
Eu falo mais de 2.000 idiomas, incluindo dodô e unicórnio.
Ben iki bin dil konuşabiliyorum. Buna tek boynuzlular dahil.
A expressão, Baldrick, é "como um dodô"...
Şöyle demen lazım Baldrick, "bir dodo kuşu kadar"...
Morto como um dodô.
Bir dodo kuşu kadar.
Ex-soldado da Máfia... terá o destino do pássaro dodô?
Eski Mafya Üyesi... bitti mi diyorum?
Então, contento-me com um dodô.
O zaman bir dodo görmeye razıyım.
Agora ouve-me "dodo"...
- Şimdi, dinle dümbük!
- As coordenadas, Dodo? - Dodo?
- Ne tarafa, Dodo?
Três pontos para estibordo.
- Dodo? Sancak tarafına üç ölçü.
E uma garrafa do mar. - Sr. Dodo!
- Yo-ho-ho ve bir şişe deniz.
Por favor!
- Bay Dodo!
Um monstro, Dodo!
Bir canavar, Dodo!
Em minha casa, Dodo.
Evimde, Dodo.
Minha pobre casinha, Dodo...
Oh, benim zavallı, küçük evim. Dodo mu?
É a minha secretária, Dodo Chaplet.
Neredeyiz?
Achei que sua visita...? Ah, sim, claro meu caro, sim, Dodo?
- Doktor ne yapıyorsun sen?
- Dodo! - Sim? Qual o problema, minha cara?
Bu zaman dilimlerinin her birinde binlerce insan kendi gezegenlerinde olduklarını sanarak savaşıp öldüler.
Estou feliz em ver você! Kitty, esta é Dodo. Dodo, Kitty.
Genellikle diğer gezegenlerin işlerine karışmazlar ama ben onları çağırınca buna mecur kaldılar.
Espere Dodo, esta parece ser uma missão de resgate
Gereksiz acı vermek istemiyoruz.
Venha, Dodo, vamos deixá-lo, não suporto quem não tem senso de humor.
Bu seni haklı mı çıkarır?
Qual o problema, Dodo? Sei lá...
Siz de güçlerinizi bu yardıma muhtaç kişiler için kullanmadığınızdan suçlusunuz!
Dodo, é pra você!
Tekrar karşılacak mıyız?
- É o Doctor. - Você o conhece? É o chefe da Dodo.
Bu çok genç.
Espero que Dodo e você tenham se divertido.
Zamanı boşa harcıyorsun Doktor. Benim hatam mı şimdi bu? Elinizden gelen anca bu mu?
Dodo ABACHIDZE, Serguei PARADJANAV
Dodo ABASHIDZE Sergey PARADZHANOV
DODO ABACHIDZE
DODO ABASHIDZE
Daqui a 3 meses, estará tão morto como um... morto.
Üç ay içinde, nesli tükenmiş dodo kuşu kadar ölü olacak.
- Um pássaro falhado.
- Evet, işi bitik bir kuş. Dodo gibi.
Está al o Dodo, lembras-te? O violinista.
Dudù orada, kemancı hatırlıyor musun?
Perdido como o dodo.
Dodo kuşu gibi mahvoldum.
Porque não atiras com uma meia pela janela e tenta apanhar o último dodó?
Bir çorabını pencereden sallandırıp son dodo kuşunu da haklamayı denesene.
Gosto de pensar que sou o último dodó, Peg.
Son dodo kuşunun ben olduğuma inanıyorum Peg.
Tudo bem, o Dodo fez-me companhia.
Önemli değil. Dado bana arkadaşlık ediyor. - Güzel.
Lembra-se deles, querida, dinossauros, espécie em vias de extinção mineiros.
Hatırlarsın, dinozorlar, dodo kuşları ve..... madenciler.
Esta é a Dodo...
Bu Dodo.
A Dodo mandou-me vir...
Dodo, sizi görmem gerektiğini söyledi.
Como podes fazer isto, Dodo?
Dodo, bunu nasıl yapabildin?
É a Dodo.
Bess, ben Dodo.
Dodo, por favor?
Lütfen, Dodo.
Abraça-me, Dodo!
Burdayım. Seni tutuyorum.
- Ela foi-se, Dodo...
O öldü, Dodo. Öldü.
Vá, Dodo, venha!
Hadi, Dodo. Gidelim!
Um saquinho de trigo picado, torrada ao vapor e ovo de dodó.
Bir kase kadar parçalanmış buğday, buharda pişmiş tost ve dodo yumurtası.
- Acho que o dodó está extinto.
- Ama dodo'ların neslinin tükenmiş olması lazım.
Donald Dodo idiota!
Aptal Donald Dodo!
Já acabou com o dodo, e cuco e o nene. E tem planos maéficos para o mergulhão, o chapim, a galinhola e o mampila.
Dodo, Guguk ve Nene kuşlarını çoktan soyunu tükettiler ve Sümsük, Baştankara, Çulluk ve Serçe kuşları için kötü planları var.
Aonde vocês estiveram durante dodo o dia?
Bütün gün neredeydiniz?
Soltem o pássaro dodo.
Dodo kuşunu serbest bırakın
Pois Ele é o Senhor, Senhor, Senhor!
Do dodo dum do dodo. Çünkü O, Tanrı'dır. O, Tanrı'dır.
Protejam o modo de vida do dodó.
Dodo yaşam tarzını koru.
Tenho demaiado cócó na minha roupa interior.
Donumun içinde çok fazla dodo var.
Um dodó.
Dodo mu?