English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Domingo

Domingo traducir turco

5,106 traducción paralela
Bem, seria bom se vier á igreja no domingo.
Aslında pazar günü kiliseye gelirsen güzel olurdu.
Vemo-nos no domingo, ok?
Pazar günü göreceğiz, Tamam mı?
Agora, lembre-me de apresentá-la ao Sr. Lewis no domingo.
Hatırlat pazar günü seni Bay Lewis ile tanıştırayım.
Bem, o Dia da Mãe é no domingo. E estava a pensar, visto que a Minha mãe já ouviu falar muito sobre ti,
Düşünüyordum da annem senin hakkında çok şey duysaydı.
Eles não trabalham ao domingo.
Pazarları çalışmazlar.
Amanhã é domingo. Talvez possamos ir à matiné.
Yarın, Pazar günü matineye gidebiliriz.
Não é fácil para mim dizer isto. Fui à igreja no domingo passado.
Söylemesi zor ama geçen Pazar kiliseye gittim.
Os empregados não vêm ao domingo.
Hizmetçi Pazar günü gelmiyor.
Planeiam pisar a lua, no final da noite de domingo, 20 de julho.
En geç 20 Temmuz Pazar gecesi Ay'a ayak basması planlandı.
Os nossos pais vêm para o churrasco de domingo.
Ailecek pazar günkü barbekü için hazırlanıyoruz.
Fizemo-lo quatro vezes no domingo... uma das vezes foi uma hora antes de irmos para o aeroporto.
Pazar günü havaalanına gitmeden önceki... bir saata kadar dört kez yaptım.
Pois, não é o que eu planeava, mas estarei em casa no domingo ou na segunda o mais tardar.
Planladığım gibi olmadı ama pazar ya da en geç pazartesi dönmüş olurum.
Platt Epps, bom domingo.
- Platt Epps, pazar sabahın güzel olsun.
Marcamos para domingo.
Pazar günü yükleriz.
Colocamo-nos em posição no domingo à noite.
Pazar gecesi pozisyonumuz alırız.
Quer jantar no domingo?
Pazar akşamı yemeğine ne dersin?
Ela vai á festa do Óscar de Ashton Kutcher e da Demi Moore no domingo.
Pazar günü Demi ve Ashton'ın Oscar partisine gidiyormuş.
Estamos a correr atrás do prejuízo devido à falha de energia, mas... vou mantê-los cá até mais tarde e lá para Domingo deve estar tudo resolvido.
Hâlâ dünkü elektrik kesintisini telafi etmeye çalışıyoruz ama adamları geç saatlere kadar çalıştıracağım ve bu durumu Pazara kadar eski seviyeye geleceğiz.
E o domingo Vem sempre tarde demais
Pazar hep çok geç gelir
- Domingo de Ramos.
- Paskalya'dan önceki pazar.
Domingo é dia de oração e de descanso.
Pazar dua ve dinlenme günüdür.
- Desde Domingo, tive relações sexuais, fora do matrimónio, duas vez.
Pazar gününden beri evlilik harici ilk cinsel ilişkim oldu.
Desde o último Domingo, não tive relações sexuais fora de matrimónio.
Pazar gününden beri evlilik harici hiç cinsel ilişkim olmadı.
Desde o último Domingo, tive relações sexuais fora de matrimónio, sete vezes.
Tamam, pazar gününden beri evlilik harici 7 cinsel ilişkim oldu.
Não, não posso... que tal no domingo?
Hayır, yapamam... Pazar nasıl?
"Não posso no Sábado, mas posso no Domingo"?
"Cumartesi yapamam ama pazar yaparım"?
- Certo, disseste ponho-te na lista no Domingo.
- Doğru, beni pazara yazdın.
Enfim, vejo-te no Domingo.
Pazar günü görürüm seni.
coloca o artigo da Zoe na primeira página da edição de domingo.
Zoe'nin bölümünü pazar ekinin ön sayfasına kaydır.
Passou das páginas interiores para a primeira página de domingo.
Metro sayfalarından pazar ekinin ön sayfasına çıktın.
É domingo.
Bugün pazar.
- Estava a acabar um ficheiro. Um ficheiro, ao domingo?
- Hangi arabanın dosyası?
DOMINGO A SEMANA ANTES DA PÁSCOA
Pazar Fısıh'dan bir hafta önce
Lembro-me de acordar num domingo de manhã e ter serradura no cabelo e ficar tipo...
Pazar sabahı kalktığımı hatırlıyorum ve saçların bıçkı gibi olmuş- -
A capital da República Dominicana é Santo Domingo.
Dominik Cumhuriyeti'nin başkenti, Santo Domingo.
Eles chegaram cerca da uma da manhã do Domingo de Páscoa.
Cox'un evine paskalya gecesi saat 1'de ulaştılar.
O Detective que vimos domingo à noite.
Pazar akşamı Falls Road civarında rastladığımız dedektif.
Foi o Detective que vimos domingo à noite.
Pazar akşamı Falls Road civarında karşılaştığımız dedektif.
Ele não sabe que voltaram domingo à noite.
Pazar gecesi tekrar eve gittikleri gerçeğini bilmiyor en azından.
DOMINGO
PAZAR
Ligamos-te no domingo com instruções.
Tamam, Pazar günü arar yolu tarif ederim.
Estás livre no domingo às 6 da manhã?
Gelecek cumartesi için bir planın var mı? - Sabah 6'da.
- Domingo?
- Domingo? - Evet, hanımefendi.
É domingo, é a folga dele.
- Yani? Bugün olmaz.
O que fazes domingo à tarde?
Şey, pazar öğlenleyin ne yapacaksın?
- Olá. - Estiveste numa festa no domingo?
- Pazar öğle vakti neredeki partideymişsin?
Disseste que não podíamos ir ao jogo no domingo porque não te sentias bem.
Basketbol sahasına gitmemeliyiz çünkü iyi değilsin.
Domingo Está frio?
Soğuk mu?
Mas este domingo, não há regras.
Ama bu Pazar, hiç kural yok!
Domingo à noite.
- Pazar gecesi.
- Desculpa, querido, é só até depois de domingo.
Üzgünüm, tatlım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]