Doobie traducir turco

Eu fui assistente dos Doobie Brothers.

- Ağırlar. Biliyor musun, Doobie Kardeşlere yolculukta eşlik etmiştim?

Os Doobie Brothers separaram-se.

Olamaz! Doobie Brothers dağılmış.

Um, scooby-dooby-do.

Bir, scoobie-doobie-do.

Dois, scooby dooby-do.

İki, scoobie doobie-do.

Três, scooby-dooby-do.

Üç, scoobie-doobie-do.

Onze, scooby-dooby-do.

Onbir, scoobie-doobie-do.

Doze, scooby-dooby-do.

Oniki, scoobie-doobie-do.

Eu estou farto de dizer scooby-dooby-do.

Scoobie-doobie-do demekten bıktığımı biliyorum.

- Doobie, ainda falta muito?

- Doobby, daha çok var mı?

Voltamos agora para o filme de 1971... Slim Boa Onda, Tio Doobie e O Grande Frisco Passou-se... com Troy McClure.

Şimdi 1971 yapımı, başrolünde Troy McClure olan Goodtime Slim, Uncle Doobie, ve the Great Frisco FreakOut filmine dönüyoruz.

Muito bem, minha gente, quem gosta dos Doobie Brothers?

Pekala Millet kim Doobie Kardeşleri seviyor?

Lembras-te de quando eras miúda e o carro dos gelados matou o Doobie? Fartámo-nos de chorar.

Hatırlıyor musun sen küçük bir kızken dondurma kamyonu Doobie'ye çarpmıştı... ve biz zırıl zırıl ağlamıştık?

O Doobie morreu?

Doobie öldü mü?

Do... Doobie.

Do-Do-Doobie!

Doobie.

- Doobie!

É uma touca.

Bu doobie şapkası.

Tal como quando tu tinhas três, e comeste aqueles bolinhos de adultos que eu estava a guardar para o concerto dos Doobie Brothers.

Senin 3 yaşında olduğun zaman ki gibi, ve o zaman da yetişkin keklerini yemiştin. Doobie Kardeşler'in konseri için saklıyordum.

Chamamos-lhe buchas fumadas.

Biz buna Doobie lokma deriz.

Ora, ora. Vejam só se não são os Doobie Brothers.

Bak sen, Dobie Kardeşler de buradaymış.

- Um doobie,

- Doobie. - Doobie?

- Doobie?

- Doobie?

Perdi-o, porque estava meio pedrado, por fumar charros.

Tamamen kayboldu sanki. Neden, çünkü yarı pişmişim, Doobie tüttürüyorum diye mi! Doobie Kardeşler.

Estive a fumar charros com os meus manos.

Kardeşlerimle birlikte doobie içiyorduk.

Ele costumava viajar com os Doobie Brothers.

Doobie Kardeşlerle turnelere katılmış.

Como no "What's Happening!", quando o homem usou o "Rerun" para reproduzir o concerto dos Doobie Brothers!

Adamın biri Rerun'ı kullanarak izinsiz konser kaydı elde etmişti.

Tal como quando tu tinhas três, e comeste aqueles bolinhos de adultos que eu estava a guardar para o concerto dos Doobie Brothers.

3 yaşındayken, kazayla esrarlı keklerimizi yediğin zamanki gibi. Doobie Brothers konseri için saklıyordum.

O Jesus é como... Se pudesses sentar-te e compartilhar uma "doobie" com Ele, tu sabes?

İsa, sanki yanına oturup, sigaranı onunla paylaşabilirsin gibiydi.

Vá lá, Delia.

Haydi, Doobie...

Sou só um observador, Dobbie.

Ben burada yalnızca gözlemciyim, Doobie.

Ele estava a ajudar-me num caso, Doobie. E?

Bana bir davada yardım ediyordu, Doobie.

Este é o Tasty, aquele é o Doobie.

Bu Tasty, bu da Doobie.

Será nesse dia que eu e o Doobie bazamos deste mundo e vamos para o pipeline do céu. Obrigado.

Doobie ve ben hesap istiyoruz.Sonra zaten gerekeni yaparız

Eles chamam-me de Doobie.

Bana Doobie derler.

É de onde tu és, Doobie?

Neredensin Doobie?

Estavam lá o Killer e o Doobie.

- Killer ve Doobie de vardı.

Doobie!

- Doo-bie.

Scooby Dooby Doo!

Scooby Doobie Doo!

David Bowie, Daniel Boone, D.B. Cooper, - Doobie Brothers.

David Bowie, Daniel Boone, D.B. Cooper Doobie Biraderler.

Os Doobie Brothers vão ficar num milhão de pedacinhos!

Doobie Brothers milyon tane parçaya ayrılacak.

Flo-Rida. "Dude, try The Doobie Brothers," "Bob Dylan, qualquer um com um violão."

Ben daha çok "Kendi gitarını kendisi çalan Bob Dylan, Doobie Brothers dinle ahbap" tarzı biriyim.

Vou ao Bar 323 com o Len e o Andy.

Doobie - Len ve Andy'yle Bar 323'e gidiyoruz.

Onde está o Doobie?

Doobie nerede?

O Doobie foi-se embora.

Doobie gitti.

Foi do chinês a ligar pelos bilhetes para os Doobie Brothers?

Doobie Brothers bileti için arayan o Çinli adamı mı?

Marijuana-Doo.

- Doobie Do.

Tu eras conhecida como a "charrada".

Arkadaşların sana Doobie diye hitap ediyor.