Dope traducir turco

Onde estão o Soda e o Super-Dope, de qualquer maneira?

Peki bu arada... eee... Soda'yla Süper Salak neredeler?

- Drogas são um negócio, não um vício.

Lanet, Dope'un işi, eğlence değil.

Ele venceu-o com'rope-a-dope'.

Köşeye sıkışmış ve ters-yüz yapmıştı.

- Ele está a fazer'rope-a-dope'!

- Ters-düz yapıyor!

'Rope-a-dope'.

Ters-düz yapıyor.

Eu sei que os recém-casados querem umas'rodas'fixes ( dope ).

Ben yeni evlilerin uçarak gezmek istediğini duymuştum.

Nesta família não se toma droga ( dope ).

Bu ailede biz uyuşturucu kullanmayız ama.

Berry Grady, vice-presidente do dep. artístico da Dope Discs Productions.

Ben Berry Grady, Dope Disc Plak Şirketi için yeni yıldızları keşfediyorum. - Gelmiş geçmiş en iyi hip-hop plak şirketi.

A isto chama-se encostar às cordas.

Rope a dope diyoruz.

Adorei, meu. Este "encostar às cordas".

Bu.. rope a dope.

E isso, meu amigo, chama-se encostar às cordas.

Ve, arkadasim, bu rope a dope.

Tá uma merda!

- Dope fiesta!

- Mas não está à espera de ficar preso.

- Ama "rope-a-dope" tekniğine hazır değil.

Fizeste um bom trabalho. Não, eu não fiz nada. ´ És muito modesto.

Biz kapiyi çaldi bir DOLARI 5 veya 10 notu geçti fiyat doz dope karsiliginda.

- Chama-se "rope-a-dope". - Preparem-se, meninas.

Sıkı durun hanımlar.

It feels good, When you know you're down A super dope homeboy From the Oaktown

* İşe yarar bozukken moralin süper salak bir mahalli, Oaktown'dan *

O que significa em cerca de sete minutos-ish, dudes em capas vão a sua almofada tempestade dope e começar a sniping nós.

Yani, yedi dakika sonra pelerinli adamlar evinde fırtına gibi esip bizi avlamaya başlayacaklar.

Eu fico a vigiar.

- Ben Dope değilim.

Quem sabia que eras capaz do "rope-a-dope"?

Yani, bu işi başaracağını biliyordum ama onlara eski "ip numarası" nı * çekeceğini kim tahmin ederdi ki?

O CALOIRO DA DROGA

DOPE

When I play A dope melody

* Ölümcül * * Çaldığımda bu melodiyi *

Talvez se dope. " " Ele não é nada simpático.

" Doping yapıyor olabilir.