Translate.vc / portugués → turco / Dora
Dora traducir turco
499 traducción paralela
Pickford é meu sobrenome. Dora, não sou Mary.
İsmim Dora Pickford.
Dora, suspeito que você seja um tesouro.
Sen bir hazinesin!
0nde está Dora?
Dora nerede?
Quero a Dora.
Dora'yı istiyorum.
Você é uma boa garota, Dora.
Sen iyi kızsın, Dora.
Não enfiaria o nariz em um pote cheio de ouro, enfiaria, Dora?
Bir küp altına bile başını çevirip bakmazsın.
Aqui Dora Bailey falando-vos do Teatro Chinês em Hollywood.
Ben Dora Bailey, bayanlar ve baylar size Hollywood'daki Çin Tiyatrosu'nun önünden sesleniyorum.
Dora, diante toda esta gente, não!
Dora, bütün bu insanların önünde olmaz.
Bem, Dora, sempre tive um lema pelo qual sempre me conduzi :
Şey, Dora, her zaman yaşamımdan eksik etmediğim bir ilke vardır.
Repara, não deves acreditar naquelas'balelas'que a Dora Bailey atira cá para fora.
Bak, Şu Dora Bailey'in yazıp durduğu saçma sapan asparagas haberlere inanmamalısın.
"Monumental Pictures entusiasmada com os dotes vocais de Lina."
Dora Bailey'in Günlük Röportajı Simpson "Lina En büyük Şarkı ve Dans Yıldızıdır" diyor
Dora, Laura...
Dora, Laura.
Já disse que não há nada, para conversar, Dora.
Anlatacak bir şey yok.
Não se alimenta direito... não consegue dormir à noite... anda com a cabeça nas nuvens... e não quer falar sobre o assunto. George, isso é uma coisa terrível! Dora, eu não quero...
Sinirli oluyorsun, uykun kaçıyor, dalgınlaşıyorsun daha kötüsü, bu konuda konuşmak istemiyorsun.
Não há nada de errado com ele, Dora... só bebeu um pouco demais.
Bir şeyi yok Dora. Biraz fazla içti.
Já vi isso antes! Dora!
- Bilmediğim bir şey değil.
Aqui está. É melhor levar isso com você.
- Dora şunu alsan iyi olur.
Sim, provou a eles que é, o homem mais rápido no gatilho.
- Evet, en hızlısı olduğunu kanıtladın. - Kes, Dora.
Dora, quer parar, por favor.
Lütfen rahat bırakır mısın?
Dora, eu não quero mais nada, está bem? Você tem que parar.
Daha fazla duymak istemiyorum.
Vou pensar no meu filho e em mim.
Çocuğumu düşünmem lâzım. - Kendimi de! - Dora, yapma.
Dora, por favor, venha comigo.
Lütfen benimle gel.
Por favor, por favor, Dora.
Lütfen Dora!
Dora, não deixe isso acontecer connosco... Não... não deixe...
Dora, bu böyle olmamalıydı.
Dora, se há algum tipo de promessa que ele fez a você, libere-o! Ele está preso, à própria vontade dele.
Dora, sana bir söz verdiyse bundan azat et.
Olá, Dora.
Oh, merhaba, Dora.
Meu nome é Dora.
Benim adı Dora.
Dora Evans, para lhe agradar, senhor.
Dora Evans, ve sana huzur versin, efendim.
Onde é que mora, Dora?
Nerede oturuyorsun, Dora?
Dora Evans, mora na Filadélfia, e estamos no ano de 1853.
Dora Evans, Filadelfiya'da oturuyorsun, ve yıl 1853.
Você diz que se tornou nesta Dora Evans?
Bu Dora Evans olduğunu mu söylüyorsun?
Parece que, na verdade, houve uma Dora Evans.
Orada gerçekten bir Dora Evans varmış.
Dora Evans esfaqueou o marido com um par de tesouras de poda.
Dora Evans kocasını kırıkma makasıyla kocasına saplamış.
É possível que esta mulher morta, Dora Evans, possa influenciar os vivos.
Bu ölü kadın, Dora Evans'ın yaşayanları etkilemesi mümkün mü?
Se alguém é culpado da morte dele, é Dora Evans.
Korkarım, birini ölümüyle suçlayacaksak, bu Dora Evans'tır.
Acerca da Dora Evans.
Dora Evans hakkında.
Um pouco de pesquisa criteriosa, em qualquer boa biblioteca, tenho a certeza que qualquer um poderia chegar a uma Dora Evans.
Şimdi, herhangi bir iyi kütüphanede biraz akıllıca arama. Herhangi birinin Dora Evans adında birine rastlayacağından çok eminim.
Esta transferência, como você lhe chama, esta troca de corpo e espírito com Dora Evans, isso é uma coisa possível?
Şimdi, işaret ettiğin üzere, bu nakil, beden ve ruhun Dora Evans'la değişimi, olası bir şey mi?
Meu nome é Dora Evans para lhe agradar, senhor.
Adım Dora Evans. Ve mutlu olun, efendim.
Ela está sob o controle direto do espírito de Dora Evans.
Dora Evans'ın ruhunun doğrudan denetimi altındadır.
Quieta, Dora.
Sus Dora.
"Eu esforcei-me para adaptar a Dora a mim e descobri que era impraticável."
"Dora'yı elde etmek ve beni sevmesini sağlamak için çok çabaladım."
"Restou adaptar-me à Dora, partilhar com ela o que podia e ser feliz."
"Bu kendimi Dora'ya adamak gibiydi. Onunla her şeyimi paylaşmak benim için en büyük mutluluktu."
"e, melhor que isso, tornou a vida da Dora uma felicidade."
"Ve hala da öyle. Hayatımda Dora olduğu sürece."
"Mas com o passar desse ano, a Dora não era forte."
"Ama o yıl Dora pek iyi değildi."
Minha querida Dora. "
Canım Dora'm. "
"e ela ainda não corria nem andava."
"Ve Dora ne yürüdü ne de koştu."
Daphne, Dora, Diana?
Daphne, Dora, Diana?
Eles tem de saber quem eu sou, Dora!
Kim olduğumu bilmeleri gerek Dora.
Você sabe que tenho de ir lá fora, Dora.
Dışarı çıkmam gerektiğini biliyorsun.
Está bem, Dora.
Pekala, Dora.