Translate.vc / portugués → turco / Dunkin
Dunkin traducir turco
51 traducción paralela
Bom... e que tal ao Dunkin'Donuts?
Tamam, Dunkin'Donuts'lardan ne haber?
- Emily Dickinson?
- Dunkin. - Emily Dickenson kimdir?
- O Zoo de Vidro?
- Dunkin? - "Glas Manejeri" nedir?
Tens algum livro para raparigas... como Bonnie Crane, a rapariga advogada o Punkin e Dunkin, os gémeos Twinkle... ou As Meias dos Joelhos Li'l?
Kız çizgi romanı yok mu hiç mesela Bonnie Crane, Girl Attorney Punkin ve Dunkin, the Twinkle Twins ya da Li'l Knee Socks?
Sim, Brock, vamos lançar o Dunkin agora.
Tamam Brock, Dunkin'i şimdi indiriyoruz.
Dunkin'donuts- - até 52 variedades...
Dunkin'in Çörekleri... 52 çeşidi var...
Pai, encontraram um gajo sem cabeça, atrás do Dunkin` Donuts.
Dunkin'Donuts'ın arkadasında başsız bir ceset bulmuşlar baba.
Eu adoro o Dunkin` Donuts.
Dunkin'Donuts'a bayılırım.
Alguns semanas atrás nós encontramo-nos no Dunkin'Donuts.
Bir kaç hafta önce bir kafede karşılaştık.
Tens o Body Shop, o Tie Rack... o GNC e o RadioShack... o Petland para um gatinho ou dois, o Spencer para uma bosta de cão a fingir, o Sbarro, o Dunkin'Donuts, são do melhor que se pode pedir.
İşte Body Shop, Tie Rack GNC, RadioShack Petland'de kedi, Spencer's Gifts'te sahte köpek kakası Sbarro's, Dunkin'Donuts, dünyanın en iyilerinden.
É igual ao do Dunkin'Donuts, mas custa 15 vezes mais!
Dunkin'Donuts'dakinin aynı ama 15 kat pahalı.
Quer dizer, quem é que ia dar um prémio ao Kevin? A Dan Cake?
Yani düşünsenize kim Kevin'a bir ödül verir ki, Dunkin'Donuts mı?
"Dunkin'Donuts" voando para o espaço.
Dunkin'Donutları uzaya fırlıyor.
Green... Adams... Dunkin...
Green, Adams, Duncan...
Fará com que o edifício Endeavor pareça o Dunkin'Donuts!
Endeavor binasını kahrolası Dunkin'Donuts gibi gösterecek.
Tenho um kit de coisas para estudar a noite toda, café forte e anfetamina que consegui por um preço razoável a um mendingo.
Tüm gece çalışma paketi aldım. Yetecek kadar Dunkin'Donuts kahvesi şu evsiz adamdan gereğinden pahalıya bir kanyak aldım.
DUNKIN'DONUTS - É mesmo o ideal
DUNKIN'DONUTS Tam aradığınız şey
Não vias tantos polícias juntos desde o centenário dos Donuts "Dunkin".
Dunkin'Donuts'ın yüzüncü yıl dönümü bedavasından bu yana bu kadar polisi sırada görmemişsindir.
De qualquer modo, se alguém deveria estar aqui era a Kelly Bailey, porque ela tem dito coisas muito feias sobre mim nas minhas costas porque ela tem inveja de mim, porque ela está mesmo, mesmo apaixonada pelo Steven Dean
Eğer burada olması gerek biri varsa, oda Kelly Bailey, çünkü benim kıçım hakkında çok kötü şeyler söylüyordu. çünkü çok kıskanç biri ve gerçekten ama gerçekten Steven Dean'dan hoşlanıyor ama o beni Dunkin'Donuts'un arkadasında beni domalttı.
Vamos ao Dunkin'Donuts.
Dunkin'Donuts'a gideceğiz.
Dunkin'Donuts, Sunset Park, debaixo do BQE. Meia hora.
Yarım saat sonra, Sunset Park'taki Dunkin'Donuts'a gel.
O que houve contigo no Dunkin'Donuts?
Dunkin'Donuts'da ne oldu?
Por ser o mesmo que vi no Dunkin'Donuts quando fui ter com o Jimmy.
- Çünkü bu arabayı, Jimmy'le buluşmak için Dunkin'Donuts'a gittiğim zaman görmüştüm.
Sabes que há um milhão de SUV's e 20 milhões de Dunkin'Donuts - e isso só em New Jersey.
Sadece New Jersey'de milyonlarca siyah SUV ve Dunkin'Donuts var
A América corre em Dunkin.
Amerika Dunkin'e koşuyor.
No Dunkin'Donuts, Tu consegues. Por mais de 50 anos, nós mantemos a América a correr,
Dunkin'Donuts'da, alabilirsiniz. 50 yılı aşkın süredir, Amerika'da hizmetteyiz, en taze kahveyi servis etme tutkumuzla.
Chávenas de café. A América trabalha a Dunkin.
Amerika Dunkin'i konuşuyor.
E depois evita o engarrafamento na Kennedy em frente do "Dunkin'Donuts".
Kennedy'nin oradaki Dunkin'Donuts'un önündeki dar geçite girme.
O pessoal da Dunkin'Donuts quer falar connosco.
Dunkin'Donuts'çılar bizimle konuşmak istiyor.
Podemos perder a Dunkin'Donuts.
Dunkin'Donuts'ı kaybedebiliriz.
Não podemos perder a Dunkin'Donuts.
Dunkin'Donuts'ı kaybedemeyiz.
O Al Pacino alguma vez faria um anúncio da Dunkin'Donuts?
Sence Al Pacino, Dunkin'Donuts reklamına çıkar mı?
Sim, este tipo vai fazer um anúncio à Dunkin'Donuts.
Evet, Dunkin'Donuts reklamlarına kesin çıkar.
Que queres que diga ao pessoal da Dunkin'Donuts?
Dunkin'Donuts'çılara ne diyeyim?
Apanha-me o tipo que tem andado a esfregar o rabo no Dunkin Donuts.
Dunkin'Donutları'na kıçını süren adamı getireceksin bana.
Ela ameaçou vender o espaço à Dunkin'Donuts se fizéssemos isso.
İndirirsek, burayı Dunkin Donut'a satmakla tehdit etti.
Cupões do "Dunkin'Donuts".
Dunkin Donuts kuponları.
Isso não é o Colégio de Zelosos. É um Dunkin'Donuts.
Orasi kiskanclik okulu falan degil, Bandir Ye Corekleri orasi!
Não é uma queimadura do café Dunkin'Donuts.
Bu Dunkin'Donuts kahvesinden olan bir yara değil.
viu-o no "Dunkin'Donuts".
Kız kardeşim, onu Dunkin'Donuts'ta görmüş.
Vamos ao Dunkin'Donuts e lançamos isto.
Hadi, Dunkin'Donuts'a gidip bu işi başlatalım.
Cuidado, "Dunkin'Donuts".
Dikkatlı ol, şişko totik.
Meu Deus, descarregaste a aplicação da Dunkin'Donuts?
Yok artık ya! "Dunkin'Donuts" uygulamasını mı indirdin?
Vamos ao Dunkin.
Çörekçiye gideceğiz.
Podemos parar para beber café antes de chegarmos à ponte.
Köprüye gelmeden Dunkin'Donuts'ta kahve için durabiliriz.
Por exemplo, quando entro num Taco Bell ou num Dunkin'Donuts, sabes o que me dizem?
Mesela TacoBell-Dunkin'Donuts'a girdiğimde ne diyorlar biliyor musun?
Vês, papá, sou o Taco Bell, e a Max é o Dunkin'Donuts.
Gördün mü Daddy, ben Taco Bell'im ve Max de Dunkin'Donuts.
Há Starbucks, McDonald's, Dunkin'Donuts.
Starbucks var, McDonald's, Dunkin'Donuts.
O bife fajita do Dunkin'Donuts.
Dunkin'Donuts'taki biftek fajita.
Patrocinado pela Dunkin'Donuts.
Dunkin'Çörekleri Sponsorluğunda.
- Abraham Lincoln?
- Dunkin.