Translate.vc / portugués → turco / Dáte
Dáte traducir turco
89 traducción paralela
- Bem, linda, mas date pressa.
- Tamam, çabuk ol.
- Hank, date pressa.
- Hank, çabuk ol!
- Anda vê, date pressa.
- Hemen git, çabuk ol.
Date pressa.
Çabuk ol.
Menina, date pressa!
Fulvia, al şunu çabuk.
Date pressa!
Haydi! Acele et!
Então, não tens nenhum encontro, hoje?
What, no date tonight?
Olha, Predator, Dirty Harry, Judy's Huge Date.
Çok iyi.
Queremos ver os Tears and Vomit ( Lágrimas e Vómito ).
Judy's Huge Date?
vou arranjar uma miúda e fazemos um double-date.
Ben de bir kız bulayım, grup yapalım.
Saiu com a srta. Carlson?
Did you, in fact, date Bayan Carlson?
Date pressa.
Acele et! Zoé?
Sophie, date pressa.
Sophie! Acele et!
Anda, date pressa.
Haydi, acele et.
Date por morto, Schillinger.
Gebereceksin Schillinger.
Date por morto, maldito.
Kahrolası, gebereceksin.
Date pressa, Rebadow.
Acele et Rebadow.
- Date pressa ou Schillinger virá.
- Schillinger gelmeden acele et.
Eles nem são cegos.
Üstelik kör bile değiller. Blind date ( Tanışma randevusu )
Esta noite no Date Night.
Bu gece Date Night'ta.
Date gosto, Peter.
Keyfine bak Peter.
The One With Rachel's Date
The One With Rachel's Date
Date a volta, carajo.
Arkanı dön.
Tipo Blind Date...
Tanımadığın biriyle randevuda...
O que date fora.
Hayır Buraya giremezsin.
- Por favor, date pressa.
Joyce. Lütfen acele et.
Encontro Mistério.
Mystery Date.
Assine e date, por favor.
İmzalayıp tarih atın, lütfen.
The One With the Blind Date
The One With The Blind Date
Eu sei. Nao está aqui nada que date de há mais de 300 anos.
Biliyorum. 300 yıldan daha eskiye ait hiç bir şey yok.
Vou só estar sentada em cima do meu cu, provavelmente, comer uma embalagem inteira de Haagen-Dazs. enquanto vejo o Blind Date.
Aslında, sadece kıçımın üstünde oturacağım, muhtemelen'Blind Date'izlerken... büyükçe bir'Haagen-Dazs'yiyor olacağım.
... a porta dos fundos. Deixei-a a ver o Blind Date.
Arka kapıda
- Date volta.
- Dön bakayım.
Dois sacos. 3.2 milhões de dólares da Dade Mutual.
İki çuval. Date Mutual'a ait 3,2 milyon dolar.
Preciso que assine e date onde está indicado.
Şimdi gösterilen yeri imzalayıp, tarihi atmanız gerekiyor.
Date tempo para apreciar isto.
Bir daha gösteriyorum. Bunu anlamak biraz zaman alır.
O marinheiro Date e 64 cadetes hoje, 13 de Abril de 1944, subiram a bordo do Yamato e esperam instruções, senhor!
Denizci Erbaş Date... ve 64 denizci er... Bugün, 13 Nisan 1944'te, Yamato'da emir görüşlerinize... hazırdır, komutanım!
Marinheiro Date.
Denizci Erbaş Date...
Date, do corpo de sinalização.
Muhabereden Dat, efendim.
Disseste "Queres sair comigo para almoçarmos?"
"Randevuda öğle yemeğine gitmek ister misin?" dedin. ( date )
Como achas que o Win a Date With Tad Hamilton ganhou o People's Choice Award para melhor filme?
"Win a Date with Tad Hamilton" ın En İyi Görüntü ödülünü nasıl aldığını sanıyorsun?
Se estou determinados a prosseguir por esse caminho sombrio e desconhecido por mim, roubem este... impresso de renúncia ao direito paternal que está em cima da minha secretária, e façam com que o Frank assine no dois lados e date no topo. Também não posso fazer parte disso.
Eğer bu karanlık yolda devam etmeye kararlıysanız ve benden habersiz bu ebeveyn hakları formunu çalıp, o Frank denen adama her iki yüzünü de imzalatıp en üstüne de tarihi yazarsanız, bu yasadışı hareketin de bir parçası olmam.
No vigésimo sexto dia do mês anterior.
And the date you left was the twenty sixth!
Encontro de Sonho,
Dream Date,
Está aqui para um speed date, não para atirar em alguém.
Sen bir hızlı randevudasın adamım, kimseyi vurmayacaksın.
Date-san.
Date-san.
date-san, isso não te interessa, tu és do quarto distrito.
Date-san, bu seni ilgilendirmiyor, 4. bölge karışamaz buna.
Date...
Date-san...
Ele enterrou a verdade Com a ajuda da atraente secretária
Herşey çok güzel gidiyordu. Blind Date'in önceki bölümünde :
Data de nascimento : 1º de junho de 1607.
Date of birth- - june 1, 1607.
The Office ( EUA ) - Temporada 6, Episódio 9 "Double Date"
Bölüm "Çifte Buluşma"