Translate.vc / portugués → turco / Entrada
Entrada traducir turco
11,842 traducción paralela
Quando tinha seis anos, a minha mãe levou-me a um prédio esquisito, sentou-me à entrada e disse-me para esperar.
Altı yaşındayken annem beni tuhaf bir apartman binasına götürdü beni basamağa oturtup beklememi söyledi.
E ele toma conta do balcão da entrada, está bem?
Ve benim için burayla ilgilenir, tamam mı?
Muito bem, Pai Natal, que entrada!
Vay be Noel Baba! Harika girişti!
Entrada errada.
Yanlış giriş.
Podes usar os tacos da tua avó, estão ao pé da porta da entrada.
- Ninenin kadın kulüplerine gidebilirsin.
Vou ter convosco à entrada da fenda.
Döngü girişinde buluşuruz.
Luke, certifique que ele te veja na entrada.
Luke seni lobide gördüğünden emin ol.
Luke, leva o carro para a entrada lateral.
Luke arabaya yan girişe getir.
Longrigg convenceu a administração interna a vos negar a entrada.
Longrigg, senin ve ailenin ülkeye giriş iznini geri çevirmek için İçişleri Bakanlığı'nı ikna etmiş.
Encontramo-nos na entrada.
Lobide görüşürüz.
Nenhum deles parece ter sido alvejado. Não têm ferimentos de entrada ou saída.
Bu adamların hiçbirinde kurşun deliği yok.
- A entrada é por aqui!
- Giriş şu tarafta.
Toll, Chen, fiquem à entrada.
Toll, Chen, girişe gidin.
- Recomendo que fortifiquemos a entrada.
- Ön kapıyı güçlendirmeyi öneriyorum.
Uma simples ferida de entrada, sem fazer muita porcaria.
Hemen göze çarpar küçük bir giriş yarası olsun dedim.
Pontos de entrada, corredores, divisões, esconderijos.
Giris noktalari, koridorlari, odalari, gizlenme yerini.
Quatro homens, entrada da frente.
4 adam ön girise.
Estou na entrada da frente. Homem abatido!
Ön giristeyim, kapana kisildik!
Guarda-o e arranja-me uma entrada melhor para o programa da próxima semana.
Pekala, sil onu şeyinden ve haftaya daha iyi bir açıklama bul.
Pessoal, nunca subestimem o poder de uma entrada dramática.
Etkileyici bir girişin gücünü asla küçümsemeyin, çocuklar.
- Entrada dramática?
Etkileyici giriş mi?
Daí a entrada dramática.
O yüzden karşınızda etkileyici giriş.
E, um dia, quando estiveres à frente do palácio de Jade, vou poder vender massas na entrada!
Ve bir gün, sen tümüyle Yeşim Sarayı'nın başına geçtiğin zaman eriştelerimi lobide satabilirim.
A única entrada para a aldeia é aqui.
Köyün tek girişi şurada.
É isto que eu chamo uma entrada dramática!
İşte ben buna etkileyici giriş derim.
ZONA RESTRITA PROIBIDA A ENTRADA SEM PERMISSÃO DO COMANDANTE.
"Yasak Bölge"
Múltiplas rotas de entrada e saída.
Birden çok giriş ve çıkış noktası var.
Estou a juntar dinheiro para financiar a minha entrada em Medicina.
Tıp okuluna gitmek için para biriktiriyorum.
Acesso a bar aberto, entrada em discotecas.
Bütün içkiler, kulüplere ücretsiz giriş. Aman Tanrım.
Karen, deixei o teu cartão na entrada...
Bu arada Karen, kartvizitini eve bıraktım...
É um simples trabalho de entrada e saída.
Girmenizle çıkmanız bir olacak.
Percebi. Entrada e saída.
Anlaşıldı.
Doravante, terão de pagar a entrada com riquezas conquistadas.
Artık öbür dünyaya giriş hakkını hazinelerinizle satın almanız gerekecek.
A maioria foi escravizada e nem uma moedinha recebiam para pagar a entrada no Além.
Çogumuz köleliğe zorlandık ve öbür dünyaya gidiş için kazanacağımız her kuruştan mahrum edildik.
Isto garantir-te-á a entrada no Além.
Bununla bu dünyada bir yer alabilirsin, Zaya.
A única entrada é pelo fundo do vale e a estrada principal de entrada e saída vai para oeste.
Vadiye inen tek yol ve batıya giden ana yol.
Dirijam-se imediatamente para a entrada este e cubram até a BG4 chegar.
Hemen doğu girişine gidin ve BG4 gelene kadar girişi koruyun.
- 5.500 de entrada?
- Beşbin amına koduğum beş yüz mü?
Pois, a entrada está bloqueada.
Evet, kar küreme aracı gelmiş. Garajının önünü kapanmış.
É a nossa entrada.
Giriş yolumuz.
Com medo que as autoridades chinesas não estejam a contar tudo, oficiais americanos estão mais rigorosos em todos os pontos de entrada nos EUA.
Çinli yetkililerin olayın tümünü dile getirmemesinin kaygısıyla Amerikalı yetkililer ABD'ye tüm giriş noktalarını sıkı incelemeden geçiriyor.
Será essa a nossa entrada.
Yani giriş yolumuz orası olacak.
- É a última entrada.
- Son kayıt.
Podes dar uma entrada e trazê-la contigo.
Peşinatını verip gerisini taksitle ödeyebilirsin.
Digo-lhe quando pode ir Está na entrada
Ne zaman taşınacağını söyleyeceğim. Salona adım atın.
O Bruce Wayne não pode forçar a entrada na casa do Lex Luthor.
Bruce Wayne, Lex Luthor'un evine gizlice giremez.
Podemos falar na entrada.
Ama şunu koridorda hâlledebilir miyiz? Koridorda konuşabiliriz.
Abriguemo-nos naquela entrada.
İşte. Kapı.
É a entrada.
Peşinat.
Mas que bela entrada dramática!
Vay be, harika bir etkileyici girişti.
Mas podemos fazer isto na entrada?
Burada olmanıza sevindim.