Translate.vc / portugués → turco / Espere
Espere traducir turco
26,084 traducción paralela
Espere.
Bekle biraz.
- Espere!
- Hayır, bekle, bekle, bekle!
Espere aqui.
Burada bekle.
Não, espere.
- Hayır, bekle, yapma...
Não espere escapar.
Kaçmayı aklından bile geçirme.
Só espere.
Senin sorunun ne?
Espere, espere, espere!
Bekle bekle bekle!
- Espere, sabe o que é? - Não.
- Ne olduğunu biliyor musun?
Espere.
Pekala.
Entendi. Espere.
Evet, bir dakika.
Mas, espere até estarem em espaço aéreo seguro.
- Güvenli hava sahasına girene kadar bekle.
Espere, primeiro, diz-me para arranjar o dinheiro, e agora está a dizer-me que não podemos usá-lo?
Önce para bul dedin, şimdi de kullanamayız mı diyorsun?
Espere, espere.
- Bekle, bekle.
- Espere, espere.
Bekle.
Espere.
Dur. Hemen mi?
Mas... Espere...
Ama dur.
- Que confusão. Peço-lhe, por favor, "Massa"... espere!
Yalvarırım Sahip lütfen durun!
Espere, estamos presos aqui para sempre?
Bekle. Sonsuza dek burada mı kalacağız?
Espere, penso que temos alguma coisa.
Bekleyin, sanırım bir şey bulduk.
Tenho a licença do edifício aqui algures, espere.
Bir saniye inşaat ruhsatım buralarda bir yerlerde olacaktı.
Espere no carro, por favor.
Arabada bekleyin, lütfen.
Apenas, espere.
Sen bekle sadece.
- Espere, Wells?
- Bilmiyor mu?
Espere, desculpe, achei que tinha concordado com isto.
Anladım, bize yardım edeceğini sanıyordum. Hayır.
Espere aí, super polícia.
Ağır ol biraz süper polis.
Espere.
Dur.
Espere!
Bekle.
Lauren, espere, por favor.
Lauren, dur lütfen.
Espere.
- Bir saniye...
Espere aqui.
Burada bekleyin.
Mas apenas 20 rúpias? Eu compro noutra loja. Espere um minuto.
- Çok dükkan var burada.
Espere, vá.
Dur. Git şimdi.
Espere para ver vamos divertir-nos.
Bak gör, canım. Çok eğleneceğiz burada.
Ok espere.
Tamam, bekle.
Espere Geeta!
Yapabilirsin, Geeta!
- Espere.
- Bekleyin.
Espere.
Bekle!
- Espere.
- Bekle.
- Espere, Anthony.
- Bir dakika Anthony.
- Não espere. Saiba-o.
- Umarım deme, öyle olduğunu bil.
Espere. A mensagem de voz.
Sesli mesaj.
- Eu aviso-a. Espere, não desligue!
Aradığınızı haber vereceğim.
Espere, quando foi a última vez que falou com ela?
Bi saniye. En son ne zaman ondan haber aldınız?
Espere. Estamos tão perto.
Bak, çok yakınız.
Espere!
Bekle!
Espere.
Seni tanıyor muyum?
Espere.
Bekle.
- Magnus! Espere!
- Magnus!
Espere. Por favor.
Bekle, lütfen.
Espere.
Durun.
Espere, escute.
- Dur!