English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Evie

Evie traducir turco

555 traducción paralela
- Basta, Evie.
- Yeter, Evie.
- Bem, eu gosto de Benavís.
- Çok kalabalık Evie.
- É muito cheio, Evie. Para se banhar, é preciso saltar pelas pessoas.
Denize ulaşabilmek için, milyonlarca insanı aşmak gerekiyor.
Evie, houve uma guerra civil, em Benavís e pode haver outra.
Öyle ama, vaktiyle Benavís'te iç savaş vardı, Evie, yine iç savaş çıkabilir.
Porque já temos outros dois, Evie.
Zaten 2 çocuğumuz var, Evie.
Por favor, Evie, acalme-se agora.
Şimdi Evie, toparla kendini.
Evie, vamos embora! Nós três.
Evie, buradan defolup gidiyoruz!
Evie!
Evie!
Evie, temos que correr!
Evie, devam etmeliyiz!
Por favor Evie, vamos!
Lütfen Evie, haydi!
Evie.
Evie. Gel, uzan şuraya.
Sei que está doendo, mas não se preocupe.
Evie, iyi olacaksın, anlıyor musun?
Não é, Evie?
Değil mi Evie?
Não é, Evie? Sim, querido.
Değil mi?
- Levamos a Evie e a Sandy.
- Ah, biz Evie'yle Sandy'yi götürüyoruz.
Apareceu um tipo, sob pretexto de ser primo em segundo grau da Evie.
Evie'nin ikinci kuşaktan kuzeni olma bahanesini kullanarak bir adam geldi.
- Lembras-te da Evie?
- Evie'i hatırlıyor musun?
- Evie?
- Evie?
Evie Howard.
Evie Howard.
- É óptima, a velha Evie.
- İyi bir arkadaştır.
Olá, Evie.
Merhaba, Evie.
A Evie discutiu com o Inglethorp e vai-se. - Vai-se?
Evie, Inglethorp'la kavga etti ve malikaneden ayrıldı.
- Evie, não pode ser verdade!
- Evie, bu doğru olamaz!
- Oh, Evie!
- Ah, Evie!
Evie, não grites tanto!
Evie, bu kadar bağırma.
- Cala-te, Evie!
- Sessiz ol, Evie.
Ei, mamãe, dá-me um desses ginseng coisas para Evie e eu. - - Jay!
Hey, anne, Evie ve benim için, şu ginseng şeylerinden birini de bana versene.
Evie queria um.
Evie kırmızı balık istiyormuş.
Diz-lhe, Evie.
Göster ona Evi!
Pode tratar-me por Evie.
Ama Evie diyebilirsiniz.
Que se passa, Evie?
" Sorun ne, Evie?
Tenta ser a Evie num lugar vazio.
" Boş bir odada Evie olmaya çalış.
A Evie Hillis leu um poema óptimo dela.
Evie Hillis yazdığı bir şiiri okudu. Müthişti.
A Evie é muito dotada.
Evie yeteneklidir.
Estive a pensar naquelas coisas de que falámos, no que a Evie disse, que às vezes não sabemos quem somos.
Konuştuğumuz bazı şeyler hakkında bir hayli düşündüm Evie'nin kim olduğumuzu bilmediğimizi söyleyişi gibi şeyleri.
Há coisas muito mais difíceis de conseguir, Evie.
Bundan çok daha zor şeyler sürekli yapılıyor, Evie.
Evie, que fazes aqui?
Evie, ne yapıyorsun?
Eu procurei na lista telefónica.
Telefon rehberini denedim, Evie.
Evie Hillis.
Evie Hillis.
A Evie estuda jornalismo à noite.
Evie gece gazetecilik dersleri alıyor.
Estou a trabalhar, Eve, não me lixes.
Çalışıyorum burada Evie-poo. İçine etme işte.
Então, Evie? Quando é que vamos começar?
Evie ne zaman işe koyulacağız?
- Evie, adivinha quem acabou de ligar.
- Evie, demin kim aradı, tahmin et.
Evie, onde é que está o póster?
Evie, poster nerede?
Lembras-te, Evie?
Hatırlıyor musun, Evie?
Disse-o à Evie quando ela tinha 5 anos.
Evie'ye söyledi. 5 yaşındaydı.
Hey! E agora, senhoras e senhores chega o grande momento da noite... os vencedores de £ 50 no concurso de dança estilo livre desta noite
Ve işte, gecenin en önemli anı geldi. Serbest stil dans yarışmasını kazananlar Bayan Evie Turner ve Bay John Whittaker.
Estão saindo.
Gidiyorlar Evie.
Evie, o que foi?
Evie, neyin var?
Vai passar, Evie.
İyi olacaksın.
- Calma, Evie!
- Evie!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]