Translate.vc / portugués → turco / Fae
Fae traducir turco
320 traducción paralela
São só a minha maneira de dizer : "Sem ofensa." É a Fae Buckley?
"Kişisel" olmadığını söylemek için gönderdim onları.
- Nem de corromper crianças! - Devolva isto à Fae Buckley. E diga-lhe que, se voltar a tentar algo deste género, se vai arrepender!
Bunu Fae Buckley'e götür ve bir daha buna yeltenirse onu pişman edeceğimi söyle
A Fae Buckley não está aqui. Sabe onde está?
Fae Buckley'in burada olmadığını farkettim, nerede olduğunu biliyor musun?
Meu Deus, aquela cabra, a Fae Buckley, devias ter-lhe dado um soco.
Ooh, Tanrım, şu fahişe, Fae Buckley, ona döşemeliydin!
Está bem! Vai ter que aprender como lidar com a Fae Buckley.
Fae Buckley'le nasıl başa çıkacağınızu öğrenmeniz gerekiyor.
Eu quero desafiar a Fae Buckley para um debate.
Fae Buckley'le tartışmak için meydan okumak istiyorum.
Já te cruzaste com uma mulher chamada Fae Buckley?
Hiç Fae Buckley adında bir kadınla karşılaştınız mı?
Não vais acreditar no que encontrámos sobre a Fae Buckley!
Selam. Fae Buckley'de ne bulduğumuza inanamayacaksın.
É isso que tens feito, pesquisa sobre a Fae Buckley?
Yaptığınız bu mu, Fae Buckley araştırması?
Que a Fae Buckley produz vídeos pornos?
Fae Buckley'in porno videolar ürettiğini mi?
Temos evidências de que Fae pagou a um Juiz distrital para cancelar o registro.
Ve kayıp kişiler raporları.Fae'in bölge mahkemesi yargıcına kaydı silmesi için para ödediğine dair kanıtlarımız var.
Vamos fazer isto na frente da Fae Buckley.
- Biliyorum. - Hadi bunu Fae Buckley'in önünde yapalım.
Aqui comigo, Bette Porter, directora do Centro de Artes da Califórnia, o museu que está a montar a controversa exibição, "Provocações", e Fae Buckley, da Coalizão de Cidadãos Preocupados, o grupo que lidera os esforços para fechar a exibição.
Yanımda Bette Porter var, California Sanat Merkezi'nin Yöneticisi, müze tartışmaya yol açan bir sergiye destek oluyor, "Kışkırtmalar" ; ve Fae Buckley İlgili Vatandaşlar Koalisyonu, grubun sergiyi kapatma çabası sürüyor.
E agora Fae, está a contradizer-se?
Peki ya bu, Fae, kendinle çelişiyor musun?
Contactamos as FAE.
Biz de ÖHK ile iletişime geçecektik.
São Fae...
Onlar Fae.
- Então, sou uma Fae?
Ben de mi bir Fae'yim?
Fae é uma classificação geral.
Fae genel bir sınıflandırmadır.
Que tipo de Fae sou eu?
Ben ne tür bir Fae'yim?
Uma miúda que ainda não sabe que é Fae.
Kız daha Fae olduğunu bile bilmiyor.
Se souberem que tivemos uma Fae livre sob os nossos narizes, vamos ser gozadas.
Eğer burnumuzun dibinde serbestçe dolaşan bir Fae olduğu söylentisi yayılırsa öteki eyaletlerin maskarası oluruz.
Os Fae são divididos... Entre a Luz e a Escuridão.
Fae'ler ikiye bölünmüş durumda aydınlık ve karanlık taraf.
O governo local, sou como a comitiva de boas-vindas Para os Faes da Escuridão.
Beni Karanlık Fae'lerin hoş geldin komitesi başkanı olarak gör.
Ouve aqui, Norma Fae.
Beni dinle, normal Fae.
- SubFae.
Eksik Fae.
SubFae, aqueles que não podem viver entre os humanos.
Eksik Fae, soyumuzun insan dünyasına tam olarak uyum sağlayamayan bir türü.
Os Fae são diferentes dos humanos.
Fae'ler insanlardan farklıdır.
Sem mais evidências para os humanos encontrarem. Não te metas em negócios Fae. Não saias da cidade.
Kayıp kişilere dair bir daha kanıt olmayacak Fae'lerin işlerine bulaşmayacak ve artık şehri terk etmeyeceksiniz.
E agora que nós sabemos, qualquer um pode ser Fae.
Ve artık herkesin Fae olabileceğini biliyoruz.
Homens, mulheres, humanos, Fae.
Denemedim sanma.
Aquela vez com um cabrito.
Erkek, kadın, insan, fae... Hatta bir keresinde şu keçiyle.
Teoricamente, sim, poderia ser um caso Fae.
Teorik olarak, evet, bir fae onu öldürmüş olabilir.
Ouve, adoraria ajudar-te, mas... o que posso fazer é dar os materiais ao laboratório Fae.
Bak, sana yardım etmek isterdim ama en fazla yapabileceğim, kanıtları fae laboratuvarına vermek olur.
Houve envolvimento de Fae? É possível.
İşin içinde fae var mı?
Não reconheço de imediato, apesar de haver pelo menos uma dúzia de Fae associados a ansiedade, desespero, agonia, coisas assim.
İncelemeden bir şey söyleyemem ama kaygı, çaresizlik, ümitsizlik ve bunun gibi şeylerle beslenen birçok fae var.
- Que tipo de Fae era esse?
Bu da neyin nesiydi?
Um Fae talvez?
Ya da bir fae?
Fae-radar não é um dom súcubo, mesmo.
Fae radarı succubus'lerin bir özelliği değil.
Acha que o assassino pode ser Fae?
- Onu öldürenin bir fae olduğunu mu düşünüyorsun?
- Piorou.
O bir aydınlık fae.
Sou um Fae das trevas.
- Ben karanlık taraftayım.
A linhagem genética dos Fae é bem complicada.
Fae genetikleri karmaşıktır.
Eu mesmo faria. Mas, nenhum outro Fae vê ou escuta um Pássaro-raio.
Kendim yapardım ama yıldırım kuşları başka bir fae tarafından görülmemeli ya da duyulmamalı.
Um Fae-bebé como tu seria destruída. Não.
Senin gibi bir yeni fae'nin yapabileceği bir şey yok.
Eu não sei a especificação da mística Fae. Mas, a moeda que deu ao Trickster Era uma falsa que sumia.
Nasıl bunu becerdin bilemem ama Trickster'a verdiğin para sahteydi.
Achas que o teu amigo policia, numa armadura brilhante pode recuperá-lo? Ele é um Fae da Treva.
Ne sanıyorsun, polis dostun onun için koşacak mı?
Acredite-me, meu povo não dá a mínima para os humanos mortos.
O bir karanlık fae. Ayrıca bana güven, halkım, ölen insanları hiç umursamıyor.
Se ele é daqui, não é dos nossos. - Ele é Fae Treva.
Eğer yerlilerdense ; bizden biri değil.
- Isso complica as coisas,
- O bir karanlık fae. - Bu işleri karıştırır işte.
Eu só preciso da ajuda dessa Fae em particular, que só fala com humanas.
Hayır, hayır, hayır. Kimseyi kurban ettiğimiz yok. Sadece...
É um Fae da Luz.
Sorun yok.