Translate.vc / portugués → turco / Fani
Fani traducir turco
234 traducción paralela
Deus, é nosso Pai. Sentado nas alturas nos ve, pobres mortais.
Yüce Tanrım, Kutsal Babamız biz zavallı fani kullarını o yüce makamında oturup izlerken.
Seus olhos não podem resistir ao olhar do demônio!
Hangi fani korkmaz böyle iblisten!
Tem o poder sobre seu corpo mortal, mas não sobre sua alma! Deixem-nos aleijados, portanto!
Kralın fani bedenine gücün yetti ama ruhunu ele geçiremezsin, onun için yok ol!
Temos tão pouco tempo na nossa breve existência mortal.
Şu fani dünyada çok az zamanımın var.
"O Pai, mortal ou imortal, aqui morro".
"Ey Allah'ım, fani olayım ya da olmayayım, ben ölüyorum".
A múmia real, restos mortais da princesa Ananka.
Kraliyet mumyası, Prenses Ananka'nın fani bedeni.
- Queria que fosse. Vi o que um humano não deveria ver.
Fani gözlerin bakmaması gerekeni gördüm.
- Mas lembrem-se que, estão decidindo uma oportunidade que pode nunca mais vir. - Como resultado de Seu tempo eterno...
Fakat unutma ki bu fani hayatta tekrar karşına çıkamayabilecek... bir fırsatla karşı karşı karşıyasın.
Ele falava com sentimentos sobre o fluir natural da vida.
Fani hayatlarımız hakkındaki hislerinden konuştuk.
Tudo num dia de trabalho, Rastafari.
Fani dünyanın işleri, Rasta.
Por que havia de regressar e mostrar-se tão mortal como os outros?
Herkes gibi fani olduğunu göstermek için mi geri gelsin?
Estrela, fiel estrela! Quando me marcarás um encontro menos efémero, longe de tudo isto, na tua região de certezas perenes?
Ey sadık yıldız bana ne zaman daha fani bir görev vereceksin bütün bunlardan uzak ebedi kesinliğin mabedi senin kendi bölgende?
Tive esperança... de que tudo não seria ilusões, sonhos e mentiras.
Bu fani umudu taşıyordum... Her şeyin bir yanılsama, hayal ve yalanlar olmayacağına dair
"Se tiverem que morrer, morram em beleza."
"Fani, madem bir gün öleceksin, işte o gün geldi!"
Mas pensa que a limpeza do corpo e das vestes... coisa inocente para os homens seculares, é pecado para os que se entregam à vida religiosa.
Elbise ve vücut temizliği sadece fani şeyleri düşünen insanlara yakışır... Dindar kişiler için bir günahtır bu.
A mente finita não pode compreender o infinito, e a alma que provém de Deus é infinita.
Fani zeka sonsuzluğu anlamaz,... ve Tanrı'dan gelen ruh sonsuzdur.
O governo supremo que nenhuma pessoa razoável... pode esperar alcançar com qualquer lei.
Çünkü Yüce Kilise'nin idaresini, fani bir insan... bir yasa çikarıp kendi üstüne alamaz.
Não vamos debater, mortal.
Tartışmayacağız, fani.
Estamos aqui reunidos... para enterrar os restos mortais de Millard Frymore... ou seja qual for o seu nome.
Bugün burada Millard Frymore'un fani bedenini gömmek için toplandık. Ya da gerçek adı her neyse.
A sua vida pode ter acabado, mas ainda o podemos ouvir.
Bu fani dünyadaki yaşamı son bulmuş olabilir ama biz müziğini hâlâ duyabiliyoruz.
Uma pobre alma a abandonar o corpo.
Zavallı bir ruh fani bedeninden ayrılıyor.
É uma propriedade transitória.
Fani bir iyelik.
O mistério da fé transcende a dúvida humana.
İnanç ilkeleri, fani şüphelerden üstündür.
Como a paz de Deus é maior que a de todos os mortais Protege os nossos corações em nome do Jesus Cristo, amém.
Tanrı'nın selameti tüm fani çekişmelerden üstün olduğundan kalplerimizi İsa Mesih adına esirge.
Somos transitórios e imperfeitos.
Bu fani. Kusurlu.
Da Humanidade mudou,
Ve fani sözlerimizi.
Agora vemos que é superior à natureza mortal. "
"Şimdi görüyoruz ki, sen fani yaratılıştan üstünsün."
Talvez lhes tenha aparecido na forma humana tal como eu?
Benim yaptığım gibi, bir fani kılığına girip, konuşmuş olabilir sizinle.
É o vosso disfarce de mortal.
Fani kılığına büründüğünüz için.
Ainda estou disfarçado de mortal.
Şu an yine fani görünümündeyim, anlamaman normal.
E para permitir que as suas relações connosco se mantenham as mesmas, decidiu manter a sua forma mortal.
Bizlerle eskisi gibi ilişkilerini sürdürebilmek amacıyla kolaylık sağlasın diye, fani halini korumaya karar vermiştir.
Mostrou o céu na terra.
# Bu fani için dünyadan cennete açılan...
E debaixo de nós, numa bacia, está Valle uma cidade de homens mortais.
Ve bizim dağın eteklerinde yatan Dale kasabası, fani insanların yurdu.
Apollo sacrificou o seu corpo mortal para salvar o teu espírito da queda.
Apollo fani vücudunu senin ruhunu kurtarmak için feda etti.
A meu ver, nenhuma alma pode deixar a sua forma mortal antes do corpo morrer.
Bence beden ölmeden, hiçbir ruh fani kabuğundan ayrılmaz.
Ullatec! Presenteia-me a tua força, em troca do sacrificio de um mortal.
Bana gücünü bahşet, kurbanın fani yaşamını almak için.
Os dias passam tão depressa e nada dura uma vida.
... günler çabucak geçiyor ve her şey fani.
Tenho um grande piano para os meus restos mortais
Fani kalıntılarımın belirtisi, koca bir piyanom.
Talvez Ms. Shields, no seu êxtase nunca mais me peça para escrever uma composição para o resto da minha vida.
Muhtemelen Bayan Shields öylesine mest olacaktı ki kalan fani ömrümde beni kompozisyon yazmaktan muaf tutacaktı.
Esta vida é curta...
Bu dünya fani.
Sabe que o suicídio é um pecado mortal?
İntiharın fani bir günah olduğunu biliyorsun.
Carne, o mestre já não precisa de ti.
Fani beden... efendinin artık sana ihtiyacı yok.
Porque no sono da morte, que sonhos podem sobrevir... quando nos tivermos libertado do torvelinho da vida?
Çünkü ölüm uykusunda, göreceğimiz rüyalar, Şu fani bedenden sıyrılıp çıktığımızda, bizi duraksatır ister istemez herşey.
Consignando estes mortal permanece para a Terra, a mãe comum ofaII,..... assegure no knowledge isto o que nós place no chão..... não é não mais agora um homem..... mas uma colocação,... .. que, depois do inverno ofour descontentamento,...
Bu fani kalıntıları toprağa verirken yere ektiğimiz bu şeyin bir insan değil bir tohum olduğunu biliyoruz, Zorlu kış mevsiminin ardından, onunla tanışmak için hep öne çıkacağız.
As figuras humanas dele são sempre tão transitórias.
İnsan figürleri o kadar fani görünüyor ki.
Transitórias?
Fani mi denir?
Transitórias.
Fani.
Um narcotraficante?
- Fani mi? - Fani misin?
Se um mortal começar a retirar o ouro de um duende,... será concedido um desejo a cada centavo apreendido.
Bir fani, leprikonun altınını ele geçirecek olursa sahip olduğu her altın için bir dilek hakkı kazanacaktır.
Tomai aquele exército, de enorme volume e força... comandado por um delicado e terno príncipe... cujo espírito, insuflado por uma divina ambição... faz esgares para os poderes invisíveis... expondo o que tem de mortal e efêmero... às incertezas da fortuna, da morte e do perigo... por uma ninharia!
Şu muazzam, masraflı orduya bir bakın önderi çıt kırıldı, narin bir prens. Ruhu ilahi bir ihtirasla kabarmış o görünmez sona dudak büküyor. Fani ve güvensiz ne varsa benliğinde tarihin, ölümün ve tehlikenin önüne dikiyor.
Eu piro-me daqui a duas horas e a bófia vem cá acima arrear-te a valer aí na banheira.
Sonra gelip, senin o fani bokunu o küvetin içinden zor çıkaracaklar.