Translate.vc / portugués → turco / Fcc
Fcc traducir turco
76 traducción paralela
Não pode estar a falar a sério, propondo isso, e nós considerarmos... pôr no ar um programa de notícias pornográfico. - A FCC mata-nos.
Diğerlerinin de onayladığı pornografik bir haber bülteni önerisinde bulunmakta ciddi olamazsın.
- Sente-se, Nelson.
- FCC bizi öldürür. - Otur Nelson.
A FCC não pode fazer nada, excepto censurar-nos.
FCC bize fırça çekmekten başka bir şey yapamaz.
Não dizem à SEC, nem à FCC, nem ao Departamento de Justiça.
Adalet Bakanlığı'na söylemiyorlar...
E se a FCC nos quiser prender por publicidade falsa?
Ya reklamda yalan söylemekten peşimize düşerlerse?
É uma violação da FCC.
Bu, yönetmeliğe aykırı.
Normas da FCC... essas coisas.
Federal Haberleşme Komisyonu yönetmeliği falan gibi şeyler işte.
Senão vou dar parte de si por violar as normas do FCC.
Yoksa, bunu bir FCC ihlali olarak ihber etmem gerekecek.
E resolveria o problema da Trask com o possível take over dos Japoneses. A Comissão Reguladora proíbe a venda de Rádio e TV a estrangeiros.
Ayrıca bu Japonların Trask'ı devralma plânlarını da bozar çünkü FCC yabancıların hem radyo hem TV sahibi olmasına izin vermiyor.
Daria a Trask uma base sólida na Comunicação Social, e, proibindo a compra por estrangeiros, por causa da Comissão Reguladora acabaria de vez com a ameaça do takeoverjaponês.
Bu, Trask'a yayıncılık alanında sağlam bir yer sağlayacak ve FCC'nin yabancıların radyo sahibi olmasına izin vermemesi sayesinde Japonlar tarafından devralınma tehlikesini ortadan kaldıracak.
E onde diz que a Metro está à espera da decisão da Comissão Reguladora, está ultrapassado. A Comissão aprovou na 6ª feira.
Ve FCC'e göre Metro'nun Memphis vericisi inceleniyor bunun zamanı geçmiş.
Temos prioridade sobre as outras agências, incluindo a FCC.
Ajansları kontrol etme yetkimiz var. - Ulusal İletişimi bile.
Rowena, hoje vamos falar com os senhores da FCC.
Rowena, bugün FCC hakkında konuşacağız.
Conseguimos a FCC...
FCC'yi aldık mı?
Bem, isto acabou de chegar da FCC.
Evet bu FCC'den geldi.
A FCC é treta.
FCC'nin canı cehenneme.
- Ele está na lista de procurados da FCC.
FCC'nin en çok istenenler listesinde.
Ocasionalmente faço-me de parvo em público e a FCC quer-me tirar do ar, e todos os grupos fundamentalistas neste país me odeiam, e, sim, a maior parte das coisas que eu faço são mal-entendidas.
Pekâlâ görüşürüz Gloria. Genelde halkın karşısında kendimi aptal durumuna düşürdüm, FCC benim yayında olmamı istemiyordu. Ve bu ülkedeki tutucu gruplar benden nefret ediyordu.
Bom, a FCC não está a rir.
RTÜK gülmüyor ama.
Chame Peter Brody em Comunicações.
Bana FCC'den Peter Brody'yi bul.
A aplicação da sua estratégia de troca... em leilões de banda larga da FCC, ou em casos de antimonopólio...
Pazarlık probleminizin, Federal Muhabere Komisyonu... açık artırmalarına ya da tekel karşıtı davalara uygulanması...
Tem de ser feito tudo como deve ser.
Bir şikayetin varsa, FCC'ye dosyala, punk.
Sim, até posso dizer à FCC para irem passear.
Evet. hatta FCC'ye beni rahat bırakmalarını söyleyebilirim ( * )
A Direcção-Geral de Espectáculos não permite afecto.
FCC, aşırı şefkat gösterilerine izin vermiyor.
O FCC encontrou 169 estações para pagar...
FCC, 169 istasyona tazminat vermekle cezalandırıldı...
Deve ser a comissão a reagir ao incidente do David Hyde Pierce.
FCC, David Hyde Pierce hadisesine aşırı tepki göstermiş olmalı. ( FCC = RTÜK )
- Liguei ao CFC.
- FCC'yi aradım.
Sei muito bem o que é o CFC.
FCC hakkında her şeyi biliyorum.
Não há acordo possível com os tipos da maldita comissão
FCC'deki çocuklarla anlaşmaya varılamaz.
Nunca ganharás, se te meteres com os tipos da maldita comissão
FCC ye bulaşırsan asla kazanamazsın.
São os gajos da maldita comissão
Onlar acayip FCC'deki çocuklar.
Sr. FCF, pode fechar a PTV, mas não pode impedir as pessoas de serem quem são.
Peki, Bay FCC, PTV'yi kapatabilirsiniz, ama insanların oldukları gibi olmalarına engel olamazsınız.
O CFC proibiu a flatulência sonora.
- FCC sesli gaz çıkarmayı yasakladı.
No princípio pensei que isto da CFC era boa ideia, mas foi longe de mais.
Bu FCC fikrinin başta iyi olduğunu düşünmüştüm, fakat çok ileri gitmeye başladı.
A CFC deste governo está a tentar acabar com os peidos na televisão, o sexo, nudez e cocó.
Bu hükümetin FCC'si osturuğu TV'den kaldırmaya çalışıyor, ve bütün seks, çıplaklığı ve sıçmayı da.
Compreendemos a sua paixão, mas o Congresso apoia o CFC.
Öfkeni anlıyoruz, fakat bu meclis FCC'yi destekliyor.
Notícia do dia : a proibição do CFC sobre Quahog foi finalmente levantada.
İlk haberimiz, FCC'nin Quahog üzerindeki yasakları nihayet kalktı.
Venceste o CFC.
FCC'yi yendin.
Depois do 11 de Setembro, a FCC determinou que todos os telemóveis pudessem localizar as pessoas em caso de emergência. Certo.
11 Eylül'den sonra, FCC ( FİK ), bütün cep telefonlarının acil durumlarda insanların yerini belirleyecek şekle getirilmesini emretti.
A solução surgiu durante a crise orçamental de 2330, quando a Corporação Brawndo comprou a FD A e a FCC, o que lhes permitiu dizer, fazer e vender o que quisessem.
Çözüm 2330 yılındaki bütçe krizi sırasında geldi. Brawndo şirketi F. D. A'yı... ve F. C. C'yi satın alarak... istediği herşeyi söyleme,... yapma ve satma gücüne erişti.
Foi assim que combinámos como tu te diriges a mim através da rádio oficial da FCC?
Bana nasıl hitap edeceğin konusunda anlaştığımızı sanıyordum?
Um dos nossos DJ idiotas disse asneiras no ar e a FCC está a remeter-nos para o esquecimento.
Dengesiz DJ'lerimizden biri, yayın sırasında küfür etmiş. Federal İletişim Kurumu'nun hışmından kıl payı kurtulduk.
ARNIE PYE NOVO APRESENTADOR Notícias de última hora, a FCC acabou de passar uma multa recorde de dez milhões de dólares contra o Canal 6. Devido ao palavrão vergonhoso de Kent Brockman.
Son dakika gelişmesi, Kent Brockman'ın utanç verici küfrü yüzünden UHK az önce Kanal 6'ya on milyon dolarlık rekor bir ceza kesti.
A Fox passa deliberadamente programas que lhes vão dar grandes multas que são canalizadas através da FCC directamente para o partido republicano.
Fox kasten büyük cezalar almak için böyle programlar yayınlıyor, daha sonra ödenen paralar UHK'na oradan da Cumhuriyetçi Parti'ye aktarılıyor.
Liga-me aos Secretários dos Transportes e do Tesouro. E o Presidente da FCC.
Bana hem hazine hem de ulaştırma bakanını bağla.
São os tipos da maldita FCC!
They're the fellas of the freakin'FCC
PRESIDENTE DA FCC ( Comissão Federal de Comunicações )
FCC'nin müdürü
Faltam 4 semanas, durante as quais, segundo o FCC... não pode comprar, não pode vender... todos os seus milhões, é tudo papel.
Yani dört haftanız kalmış. Bu bilgiye göre, alım yapamaz satış yapamazsınız. Tüm milyonlarınız kağıt üstünde..
Chame a polícia, chame a Guarda Nacional, e se por mero acaso o raio da Comissão de Comunicações Federal estiver a ouvir, eles podem dar por isso.
Polise, ulusal muhafızlara haber verin. Düşük ihtimalle de olsa FCC dinliyorsa sesimizi duyabilirler!
Mas tenho a certeza que a FCC e esta rede... irão investigar e processar os responsáveis.
Ama eminim FCC, bunu araştıracak ve sorumluları bulacaktır.
- Não, foi o FCC.
- O FCC.