English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Ferguson

Ferguson traducir turco

538 traducción paralela
Há outra, a senhorita Ferguson.
Evet.
- Olá, pai. Quase você perde a festa.
Fakat bayan Barkley ve arkadaşı bayan Ferguson var.
- Onde está a senhorita Ferguson? - Por Que não vai a vê-lo?
Gerçek şu ki ; nişanlandığım genç taraf değiştirdi.
A senhorita Barkley te prefere a mim, isso está claro mas a senhorita Ferguson também é agradável.
Eğer arkadaşım olarak kalmak istiyorsan, kapa çeneni. Ben senin en iyi arkadaşın ve savaş kardeşinim. O zaman kapa çeneni.
Aqui está o relatório.
- Ferguson. - Catherine burada mı?
Arranje-me uma tesoura de arame. Ferguson.
Bana bir tel kesici verin.
Poole e o seu amigo Ferguson estão mortos.
Demek Albay Sharpe, Ferguson ve sen bize oyun oynuyorsunuz ha?
Sr. Ferguson.
Bay Ferguson.
Se não, será uma advertência justa.
Ya değilse, Adil bir şekilde uyarırım. - Bay Ferguson.
O Ferguson Disponível.
Müsait Ferguson.
O meu nome é John Ferguson.
- Adım John Ferguson.
Vou chamar-lhe Sr. Ferguson.
Ben bay Ferguson diyeceğim.
Ferguson. O Sr. Elster desconfiado de que a mulher não estava de boa saúde mental, tomou a precaução preliminar de a fazer seguir pelo Sr. Ferguson, para evitar que lhe acontecesse alguma coisa.
Bay Elster, karısının akli sağlığının tam olmadığından şüphelendiğinden bir önlem olarak onu bay Ferguson tarafından takip ettirmiş başına bir iş gelmesin diye.
O Sr. Ferguson, sendo ex-detective, pareceu ser a escolha indicada para guardião e protector.
Bay Ferguson, eski bir dedektif olarak gözetleyici ve koruyucu olarak uygun bir seçim gibi göründü.
A sua demora em internar a esposa deveu-se apenas à necessidade de dados sobre o comportamento da mesma, que ele esperava obter do Sr. Ferguson.
Karısını tıbbi bakıma vermekte gecikmesi sadece... bay Ferguson tarafından davranışları ile ilgili bilgi gelmesini... beklediği içindir.
Tomara todas as precauções para proteger a mulher, não podia adivinhar que as vertigens do Sr. Ferguson o deixassem paralisado quando foi mais necessário.
Karısını korumak için her türlü önlemi almıştır. Bay Ferguson'un zayıflığının, yükseklik kokusunun,... kendisine en çok ihtiyaç duyulduğunda... onu yarı yolda bırakacağını bilemezdi.
Quanto ao Sr. Ferguson, ouviram o seu antigo chefe, o Detective Capitão Hansen, daquela grande cidade a norte daqui, depor sobre o seu carácter e competência.
Ve bay Ferguson'a gelince... önceki amirini dinlediniz... dedektif yüzbaşı Hansen, kuzeydeki büyük şehirden... karakteri ve yeteneklerine tanıklık etti.
O facto de que, uma vez e em circunstâncias semelhantes, o Sr. Ferguson tenha deixado um colega da polícia cair para a morte, foi rejeitado pelo Capitão Hansen como sendo um "incidente lamentável".
Benzer koşullar altında bay Ferguson'un, iş arkadaşı bir polisin... düşerek ölmesine izin verdiği gerçeğini yüzbaşı Hansen... "üzücü bir kaza" olarak nitelendirdi.
É claro que o Sr. Ferguson deve ser felicitado por ter salvo a vida da mulher quando num anterior acesso de demência, ela se atirou à Baía.
Tabi ki, bay Ferguson daha önce bir sanrı... esnasında kendisini koya atan... kadının hayatını kurtardığı için, kutlanmalı.
Não estamos aqui para julgar a falta de iniciativa do Sr. Ferguson.
Ama bizler burada bay Ferguson'un inisiyatif eksikliğini yargılamıyoruz.
Chamo-me John Ferguson.
- Adım John Ferguson.
O pai chama-se Archibald Ferguson.
Babamın adı, Archibald Ferguson. Kısaca, Bud.
- Todos para o iate do Ferguson!
- Bu mümkün değil.
Os meus cumprimentos, Sr. Ferguson.
Christophe Boisselier.
Temos de ir. Os meus pais gostariam de conhecê-lo, se não se importar.
Bay Ferguson, annem, babam da sizinle tanışmak istiyorlardı.
Porque é que este janota me chama Ferguson?
- Bu zıppır, neden bana Ferguson diyor?
Não admira que as crianças gostem tanto da sua filha, Sr. Ferguson.
Kızınızın neden bu kadar popüler olduğunu şimdi anlıyorum, Bay Ferguson.
Meu caro Ferguson, uma vez que os nossos descendentes são amigos, por que esperamos para os imitar?
Madem çocuklarımız birbirlerinden hoşlanıyorlar, biz de onları örnek alalım.
- Aceita juntar-se a nós?
- İsrar ediyorum, Bay Ferguson.
- Sr. Ferguson, deixe que insista. Insistimos todos.
Her şeyi anlatmayın sakın.
- Não vai muito vento, Sr. Ferguson?
- Fazla mı esiyor, Bay Ferguson? - Siz, sürmeye devam edin.
- Posso levar a sua filha?
- Kızınızı biraz alabilir miyim, Bay Ferguson? - Hayır.
Ele está muito ocupado! Um barco é muito interessante, mas é muito desconfortável. A não ser que seja um iate como o seu, meu caro Ferguson.
Ben, sizinki gibi ilginç ve konforlu tekneleri çok severim, Ferguson.
Mas este é do Sr. Ferguson e ele com certeza não o roubou!
Ama, Bay Ferguson'a ait. Onu çalmadığından eminim.
Ferguson deve ter partido de repente, tinha avisado que estava com pressa.
Bay Ferguson, hemen gitmek istiyordu. Çok acelesi olduğunu söylemişti.
Sr. Ferguson!
- Bay Ferguson? - Kim seslendi?
E tu um asno.
Orada adı Ferguson olan başka bir hemşire daha var.
A senhorita Barkley está aqui com a senhorita Ferguson... te gostará.
Gel.
Encantada.
Ve bu da bayan Ferguson.
- E esta é a senhorita Ferguson. - Encantada.
Aynı adam yine başlıyor.
Não.
Fakat Bayan Ferguson da çok hoş biri.
Então é esta a tua posição?
Ferguson.
- Sr. Ferguson.
- Evet efendim.
Sr. Ferguson!
Bay Ferguson!
- Tu conheces o Ferguson?
- Sen, Ferguson'u tanıyor musun?
- Sim...
Saygılar, Bay Ferguson.
Desculpe...
Archibald Ferguson.
Archibald Ferguson, o meu pai.
Babam.
- Sr. Ferguson...
Bay Ferguson...
Está com um torcicolo, Sr. Ferguson?
- Boynunuz mu tutuldu, Bay Ferguson?
- Ferguson?
- Ferguson mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]