Translate.vc / portugués → turco / Flores
Flores traducir turco
8,147 traducción paralela
Poesias, flores, a mim não me interessa, volta apenas para a Sonya.
Şiir yaz, çiçek al, umurumda değil. Git Sonya'yla barış.
Porque é que o Caveira não podia trazer flores?
Neden Kafatası sadece çiçek getirmiyor ki?
Flores.
Çiçekler.
Parar de mandar flores, parar de mandar mensagens, de ligar-me e mandar e-mails, - porque eu "spammei-os".
Bana çiçek göndermeyi mesaj atmayı, aramayı ve mail atmayı bırakabilirsin çünkü zaten spamlıyorum.
Flores amarelas são bonitas, mas são mais frágeis, certo?
Sarı çiçekler güzel ama çok kırılgan oluyorlar, değil mi?
E cheira a flores. Desculpa.
Aynı çiçekler gibi kokuyor.
Miranda, as flores!
Miranda, çiçekler!
Esquecemo-nos total, completa e absolutamente de encomendar flores.
Çiçekleri sipariş etmeyi tamamen, bayağı unutmuşuz.
Na primavera, estará cheia de flores roxas.
Bahar geldiğinde mor çiçekler kaplayacak etrafını.
Nenhum sapato do Barnes bateu com a pegada no canteiro das flores.
Barnes'ın hiçbir ayakkabısı McCoys'un çiçek tarhında bulunan ayakkabı iziyle eşleşmemiş.
- Pelas flores.
- Çiçekler için.
Veio um homem comprar flores vermelhas.
Bir adam gelip kırmızı çiçekler satın aldı.
Não sabem a quem estão a vender flores, ou o que fazem com elas.
Çiçekleri kime sattığınızı ya da onlarla ne yapacaklarını bilmiyorsunuz.
São só flores!
Sadece çiçek alıyorlar!
Prender alguém por mandar flores?
Çiçek yolladığı için birini mi tutuklayacaklar?
Não veio nada hoje? Nada de flores?
Bugün bir şey geldi mi?
Esta coisa das flores tem-me enervado ultimamente.
- Şu çiçek meselesi son zamanlarda sinirlerimi gerdi.
Que belo ramo de flores!
- Merhaba. - Bir buket çiçek!
Alguém me trouxe flores? Um mensageiro...
- Bana çiçek getiren biri oldu mu?
Estão a murchar. As flores estão a murchar.
Soluyorlar, çiçekler soluyor.
FLORES PARA BEÑAT
Beñat için çiçekler
Puseram lá flores de plástico.
- Plastik çiçek getirmişler.
Não têm de trazer flores frescas.
Taze çiçek getirmek zorunda değiller.
Não é ela que deixa as flores à beira da estrada.
- Yolun kenarına çiçek koyan o değil.
Mal-intencionado? A deixar flores?
Çiçek bırakarak kasıtlı davranmak mı?
Agora que sei quando deixam as flores, vou lá e...
- Şimdi çiçekleri ne zaman bıraktıklarını biliyorum.
Além disso, uma prima não deixava flores todas as semanas.
Ayrıca bir kuzen her hafta oraya çiçek koymaz.
Eu nunca deixei flores.
Ben hiç çiçek bırakmadım.
A Ane traz flores ao Beñat todas as semanas.
- Beñat'a her hafta çiçekleri Ane götürüyor.
Ele costumava mandar-me flores.
Bana çiçekler yollardı.
- Que me mandava flores?
- Çiçek yollayan kişi olduğundan mı?
Talvez esteja a deixar flores à pessoa errada.
Belki yanlış kişiye çiçek bırakıyorsun.
- A que deixa as flores.
- Çiçek bırakan kişi.
Agora já nem tenho a certeza se foi o seu marido que mandou as flores.
Şu anda çiçekleri yollayan kişinin kocan olduğundan bile emin değilim.
- Há muito que não ponho lá flores.
- Senelerdir oraya çiçek koymadım.
Não são flores colhidas de qualquer jardim.
Bunlar alelade benzinci çiçekleri değil.
Ela era uma daquelas que amava as flores.
Çiçekleri seven oydu.
Pões algumas flores atrás do cabelo.
O çiçekleri tekrar saçına tak.
Devo ser parvo por pensar que as flores te iam animar num momento como este, mas achei que devia tentar.
Muhtemelen böyle bir anda çiçeklerin seni neşelendireceğini düşünmek saçma ama şansımı deneyeceğim.
As minhas flores favoritas.
En sevdiğim çiçekler.
Flores... Que simpático.
Çiçek.
Sei que sou mulher e devia adorá-las, mas não sei nada acerca de flores.
Kadın olduğumu ve onları sevmem gerektiğini biliyorum ama çiçeklerden hiç anlamıyorum.
- Com muito bom gosto em flores. Não te devia ter dito que estava a ser considerado para o trabalho daquela forma. Bem, digamos apenas que não lido bem com a ressaca.
çiçekler bencede daha uygun işi kabul ediyorum diye bence ilişkimiz bu durumda olmamalı peki diyelim ki devam ettik ve iyi gitmedi.
As flores que sucumbem ao inverno.
Kışa boyun eğen çiçekleri.
Não estou a falar do pôr-do-sol e de flores.
Gün batımlarından ve çiçeklerden söz etmiyorum.
A rapariga pequenina de vestido às flores?
Çiçek elbiseli şu ufak kız mı?
Gosto daquilo que fizeram com o paisagismo, as flores, tudo.
Bahçe düzenlemesini gerçekten çok sevdim. Çiçekler falan her şey çok güzel.
Outro miúdo triste, com uma camisa de flores esquisita.
Aynı çiçekli gömleği giyen bir başka çocuk daha.
Olha para esta, e todas as flores que tem.
Şuna bak. Çiçekleri görüyor musun?
Tenho de libertar os meus dedos compradores de flores.
Çiçek alacak parmaklarımı gevşetmeliyim.
Eu trago-te flores e arranjo-tas.
Sana çiçek alıp ayarlarım ben.