Translate.vc / portugués → turco / Fácil
Fácil traducir turco
32,050 traducción paralela
Mas é muito fácil imaginar uma alteração alimentar, mesmo tão pequena como trocar a carne de vaca por uma alternativa, como frango.
Beslenme değişimini, hatta bu konuda kırmızı etten tavuğa geçmek gibi küçük bir değişimi bile hayal etmek oldukça kolay.
A verdade é que é relativamente fácil mudar a nossa dieta assim.
Başka bir seçim yaparak beslenmenizi değiştirmenin çok kolay olduğunu kabul etmeliyiz.
É fácil. Não era uma investigação oficial.
Çünkü resmi bir soruşturma değilmiş
Já reparei que vocês, americanos, gostam de resolver problemas recorrendo à força bruta, mas... há uma forma mais fácil.
Anlaşılan siz Amerikalılar... işlerinizi kaba kuvvetle çözmeyi seviyorsunuz, ama daha kolay bir yolu var.
Pode ter usado um carrinho de mão para trazer o barril para aqui, mas não deve ter sido fácil.
Varili getirmek için çelik araç kullanmış olabilir, ama bu da kolay olmaz.
É mais fácil mentir ao mundo do que sermos honestos connosco próprios.
Belki kendinize karşı dürüst olmaktansa başkalarına yalan söylemek daha kolaydır.
Este trabalho não é fácil.
Kolay bir iş yapmıyoruz.
Por que não escolher a maneira mais fácil?
Neden kolay olan yolu tercih etmiyoruz? Bunun nesi kötü?
Podemos escolher a opção fácil também porque a opção fácil é fácil.
Kolay olanı da seçebiliriz çünkü kolay olan kolaydır.
Mas às vezes precisa escolher a opção mais fácil.
Ama bazen kolay olan yolu tercih etmek daha önemlidir.
Quer dizer que eu sou uma rapariga fácil, barata.
- Aslında söylemek istediğin hızlı ve basit bir kız olduğum.
Fácil, suja, barata por que usa essas palavras?
Hızlı, kirli, ucuz neden bu kelimeleri kullanıyorsun?
Então suja, barata, fácil não.
Yani... kirli, ucuz, hızlı değilsin.
Com amigos, tudo é tão fácil, só flui. Não precisa de fazer nenhum esforço.
Arkadaşlarla her şey çok kolay, sadece akar gider fazladan efor harcamana gerek yoktur.
Sim, isso não vai ser fácil.
- Evet, o hiç kolay olmayacak.
Não é nada fácil ser uma família que também trabalha junta numa sitcom.
Bir sitcom yıldızı iken aynı zamanda bir aile olmak hiç kolay değil.
E tem que ser mais fácil do que quando entregava pizzas.
Ve bu, pizza dağıtma işimden daha kolay olacaktır.
É fácil. Só temos que fazer um vídeo sobre o quão triste és e colocá-lo online.
O iş kolay.Sen ve ben, senin ne kadar üzgün olduğun hakkında bir video yapıp internete koyacağız
E deixem-me que vos diga, esta coisa não é fácil de pilotar.
Bakın bu şey kolay uçmuyor.
Seria fácil fazer a lavagem da cocaína e vendê-la como se fosse legal.
Kokaini aklayıp yasal olarak satmak çok kolay olurdu.
Portanto, não é fácil ir à Polícia denunciar um crime.
Yani bir suçu bildirmek için polise kolay kolay gidemiyorsunuz.
A alcunha "Shetani" significa "O Diabo", e não é fácil...
"Shetani" takma adının anlamı "şeytan" ve kolay değil...
É doloroso ver estes homens gananciosos que só querem ganhar dinheiro fácil matando implacavelmente estes animais.
Bu hayvanları zalimce katlederek kolay para kazanmak isteyen bu aç gözlü adamları görmek beni derinden yaralıyor.
Quando o julgamento começou, pensei que tudo seria fácil.
Mahkeme basladiginda, her seyin kolay olacagini düsünüyordum.
Que fique claro quão fácil é deixar vestígios de ADN.
Surasi çok açik ki, DNA izi birakmak çok kolaydir.
Portanto, é mais fácil do que os 300 dólares que pagariam aqui e teriam de os pagar antes de receberem as notas.
300 dolarlık ceza ödemekten çok daha kolay. Ayrıca notlarınızı alabilmek için cezayı ödemeniz lazım.
Achar a interceção YX também é fácil em computador, porque sabem que só precisam de dois pontos.
SAVUNMA KOŞUCUSU YX kesişimini bulmak bilgisayar için de kolaydır çünkü sadece iki noktaya ihtiyaç vardır.
A má notícia é que não uma maneira fácil de entrar.
Uydulardan kuşbakışı görüntü alabilir misin? Evet, bir saniye.
Pode não ser fácil de identificar ao primeiro olhar. Ou no segundo.
BAKIR-NİKEL / AKÜ Belki, ilk bakışta fark edilmezler.
É fácil marcar a empurrar dessa forma.
Böyle iteleyerek, skor yapmak kolay tabi.
- Não é assim tão fácil.
- Bu o kadar da kolay değil.
Não está fácil, pois é o dia de folga dele.
Bugün tatil günü olduğu için, onu bulmam çok kolay olmadı.
Mas a preparação para a cirurgia foi a parte fácil.
Fakat operasyon için hazırlanmak işin en kolay yanı.
Matar alguém e trazê-lo novamente à vida não é fácil. Sobretudo, se estás a fazê-lo com material de escritório.
Birini öldürmek ve onu tekrar hayata döndürmek pek de kolay değil,... hele bir de bunu ofis eşyalarıyla yapıyorsan.
Só acho que isto seria mais fácil, se tivesse um manual de instruções.
Birileri bir kullanma kılavuzu falan bırakmış olsa çok iyi olurdu.
Sei que não é fácil seres simpática comigo.
Bana karşı nazik olmanın senin için kolay olmadığını biliyorum.
Acabei de descobri que beber é a forma mais fácil de ficar bêbado, então...
Sadece sarhoş olmanın en hızlı yolunun içki içmek olduğunu öğrendim.
É assim tão fácil?
- O kadar kolay mı?
É assim tão fácil.
- O kadar kolay.
O vírus "Medusa" era tão fácil de se tornar letal que fui capaz de utilizá-lo contra um inimigo comum, as células de Marciano Branco no sangue do J'onn.
Medusa'yı silah haline getirmek o kadar kolaydı ki onu ortak bir düşmanımıza karşı kullanabildim. J'onn'un Beyaz Marslı kan hücreleri.
Eu sei que hoje não foi fácil.
Bugün senin için zordu biliyorum.
Sim, ser mãe não é fácil, pois não?
Annelik kolay iş değilmiş değil mi?
É fácil demais para passar. Essa é a tua opinião.
Tamam, peki, bu senin fikrin.
- Achas que isto é fácil para mim?
Sence bunun benim için kolay olduğunu mu sanıyorsun?
Não será fácil, mas tudo acabará por melhorar.
Kolay olmayacak, ama... herşey iyileşecek.
O que for mais fácil.
- Her neyse. Nasıl kolay olursa...
Aí não será tão fácil desistir.
O zaman vazgeçmek o kadar kolay olmayacak.
Isso é fácil para ti dizer.
Senin için söylemesi kolay.
Primeiro, certifiquemo-nos que não usaremos a saída fácil.
Önce, kolay yolu seçmenin bizi tekrar cezbetmeyeceğine emin olmamız gerek.
Não seria mais fácil se a Max tirasse a camisola?
Max tişörtünü çıkarsa daha kolay olmaz mı?
Diz-me que, com o tempo, torna-se mais fácil.
Bunun daha da kolaylaşacağını söyle.