Translate.vc / portugués → turco / Fála
Fála traducir turco
43,071 traducción paralela
Fala comigo.
Anlat bana.
O teu irmão fala comigo constantemente.
Kardeşin benimle hep konuşuyor.
Toda a gente fala do Holocausto.
Herkes Nazi Soykırımı'ndan bahsediyor.
Fala comigo.
Ne oldu?
Fala o Tom Kirkman.
Ben Tom Kirkman.
Fala comigo.
Konuş benimle.
Fala-me... sobre os teus pais.
Bana ailenden bahset.
- Não. Fala devagar.
Lütfen yavaş ol.
Fala-me sobre o Kirk.
Bana Kirk'ten bahset.
Mesmo que o apanhem, ele não fala.
Onu bulsalar bile konuşmayacaktır.
Fala sobre ti.
Senden bahsediyor.
Eles não mantêm substâncias de Classe A numa estrutura que só usam geradores de reserva por mais de 72 horas.
A sınıfı maddeleri sadece yedek jeneratör kullanarak... bir yerde 72 saatten fala tutamazlar.
Encontra-o, fala com ele.
Onu bul, konuş onunla.
Fala a Riley.
Ben Riley, bir mesaj bırakın.
A minha filha fala sempre a sério.
- Kızım her zaman ciddidir.
- Fala comigo.
- Konuş benimle.
Ele esqueceu que às vezes há pessoas ao redor, Quando ele fala no telefone.
Telefonla konuşurken etrafında insanların olduğunu unutuyor.
Adiciona a fala agitada.
Makineli tüfek gibi konuşmayı da ekleyelim.
Fala.
Konuş.
Fala comigo, Ragnar.
Konuş benimle Ragnar.
Olá, Tanner, fala a Kate.
Hey, Tanner, ben Kate.
Fala da Pearson Corporation.
Alo? Pearson Şirketi mi?
Fala com ele, Abu Bashir.
Onunla konuş Abu Bashir.
Sim. É assim que se fala, amor.
Evet, ağzının payını verdin bebeğim.
Fala Rufus Carlin.
Selam. Ben Rufus Carlin.
- Fala e anda como um...
Federal gibi konuluyor. Federal gibi yürüyor.
Samar, fala com o teu contacto na Embaixada.
Samar, konsolosluktaki adamına ulaş.
Fala-me da Agnes.
- Agnes nasıl?
Fala-me do paciente.
Bana hastadan bahset.
Eu acho... - "fala!"
... sesini yükselt.
- Fala rápido.
- Hızlı konuş.
Toda aquela fala de fantasmas e morrer.
Hayaletler ve ölüm hakkındaki konuşmalarımdan korktunuz.
Adorava contar as novidades para a minha filha, mas já que ela não fala comigo, talvez você possa contar-me da vida dela.
Kızımla arayı kapatmak istiyorum ama madem kendisi benimle konuşmuyor belki hayatı ile ilgili senden bilgi alabilirim.
Olha só quem fala. Estás a evitar a Happy.
Sen de Happy'den kaçıyorsun.
Paige, tens poucos minutos, fala com ele e fá-lo puxar aquela grande alavanca azul que abre a porta exterior. O Sly leva o satélite para dentro.
Paige, sadece bir kaç dakikan var, onunla konuş ve dış kapağı açan mavi kolu çekmesini sağla ki Sly uyduyu içeri yöneltebilsin.
Ela fala coisas más da mãe.
- Annemle ilgili kötü şeyler söylüyor.
- Quem fala?
- Sen kimsin?
Fala o Toby. Não posso atender porque estou a salvar o mundo das forças do mal ou então é terça e estou a jogar bólingue.
Merhaba, ben Toby. şu an telefonunuzu cevaplayamıyorum, ya dünyayı kötülüklerden korumak için dışarı çıkmışımdır, ya da bugün Salı ise bowling oynuyorumdur.
Rebecca, fala a Beth.
Rebecca, ben Beth.
Foi no sexto ano e ainda se fala nisso.
Altıncı sınıftaydı ama hala hakkında konuşuyorlar.
E o burro fala.
Ve sonra, uh, eşek muhabbetleri.
- Ele não fala inglês.
- İngilizce bilmiyor.
- Fala inglês.
- İngilizce biliyorsunuz.
Fala como se ele tivesse partido.
Sanki ölmüş gibi konuştunuz.
- Quem fala?
- Kiminle görüşüyorum?
Fala Angela Rance.
Ben Angela Rance.
Fala com elas, vê se ainda são convincentes.
Konuş onlarla, halâ aynı fikirdeler mi bakalım.
Que fala com os jovens e tenta assustá-los bem para que eles não façam as mesmas más escolhas que ele fez.
Gençlerle konuşup kendi yaptığı hataları yapmamaları için onları korkutan biri.
Olá, fala a Belle.
Merhaba. Ben Belle.
Caso contrário, fala com a jornalista.
Aramazsan da muhabirle konuşacak.
Fala-se no diabo.
İyi insan lafının üstüne gelirmiş.