English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Fãs

Fãs traducir turco

2,475 traducción paralela
Estamos a dois dias do último jogo da temporada e os fãs da BMS comentam a possibilidade de uma temporada invicta.
Normal sezonun son maçı bu hafta oynanacak ve BMS fanları da namağlup tamamlama ihtimalleri olan sezon yüzünden kıpır kıpır.
Cem mil fãs assistem à luta na pista
Pistin çevresinde yüz bin taraftar, dünyada ise milyonlarcası
O que incomoda os fãs de Rossi não é apenas o facto de o Lorenzo ganhar corridas, mas de ele imitar o estilo do Rossi.
Rossi'nin hayranlarını rahatsız eden, sadece Lorenzo'nun yarış kazanması değil, Rossi'nin tarzını taklit etmesi.
E para os membros do clube de fãs, está na hora de Valentino Rossi ganhar outro Grande Prémio.
Valentino Rossi hayran kulübü üyeleri, Valentino Rossi'nin bir Grand Prix daha kazanma zamanı geldi.
Em frente aos seus adorados fãs, o Rossi faz o melhor que pode, lutando contra o Casey Stoner e o Andrea Dovizioso pelo terceiro lugar, atrás de Lorenzo e, o vencedor da corrida, Pedrosa,
Kendisine tapan hayranlarının önünde Rossi elinden geleni yapıyor, birinci Dani Pedrosa ve ikinci Jorge Lorenzo'nun arkasından üçüncülük için Casey Stoner ile Andrea Dovizioso ile mücadele ediyor.
Os jogadores de futebol é que ficavam com as fãs.
Kızları futbolcular kapardı.
Meninos, eu não tenho medo. Você tem muitos fãs por aqui.
Burada oldukça fazla hayranın var.
Mas as suas fãs eram um bando de putas que tudo o que queriam era comer o seu primeiro negro.
Ama kadın hayranları ilk zenci erkek deneyimini yaşamak isteyen mankafa kaşarlardan ibaretti.
Eu tenho os fãs de luta prontos, mas não tenho assim muitos bilhetes vendidos.
Çok sıkı dövüş hayranlarım var ama pek bilet satılmıyor.
Talvez sejam fãs do "Crepúsculo" ou então, estão apenas apaixonadas, Brad.
Bilmiyorum! Belki "Twilight" hayranıdırlar ya da belki sadece aşıklardır Brad!
Além disso, as raparigas do 1º ano vão fazer um clube de fãs do Sr. Kazama.
Birinci sınıflardan bir kız Kazama-san fan kulübü bile kuracakmış.
Abençoados sejam. Os meus fãs nunca me desiludiram.
Beni sevenler sağ olsunlar, yalnız bırakmadılar.
Mandei um twitter a todos os meus fãs e uma mensagem privada para ele.
Bütün sevenlerime twitledim. Ona da mesaj attım ayrıca.
- E quem vai controlar os fãs?
Hayranlarımı kim uzak tutacak?
Vamos, os teus fãs esperam-te, dá uma curva!
Hadi hayranların seni bekliyor, selamla onları.
Não se interrompe um estádio cheio de fãs da BMS, no intervalo! Está louco?
BMS taraftarlarıyla dolu bir stadyumu devre arasında kısıtlayamazsın.
Os nosso fãs de desportos é que inventaram o motim.
Bu kutlamaları bizim taraftarlar çıkarttı.
E de repente, o grande urso polar vai surgir no palco como se fosse atacar, os fãs vão ficar loucos.
Ve aniden, güçlü kutup ayısı sahnenin altından yükselecek, sanki saldıracakmış gibi, ve hayranlar çıldıracak.
As moscas são fãs de um grande pequeno-almoço?
Demek bu larvalar büyük kahvaltı hayranı öyle mi?
Os fãs dos Cubs são leais.
Cubs taraftarı sadıktır.
E passear e conhecer os fãs também não é mau, se é que me percebem...
Seyahat etmek, hayranlarla tanışmak aslına bakarsanız hiç de kötü değil.
Os fãs não queriam aceitar o facto de que o Johnny estava a ficar mais velho.
Hayranları, Johnny'nin yaşlanmaya başladığını bir türlü kabullenemiyordu.
Só para relembrar os fãs de desportos : duas semanas sem perdas na mesa, por uma taxa de 100 %.
Taraftarlar için özet geçelim. İki haftadır hiç hasta kaybetmedim, kurtarma oranım yüzde yüz.
É um grande dia, para os fãs. Podem conhecer os seus heróis, e agradecer por tudo.
Hayranlarımız için harika bir gün, çünkü kahramanlarıyla tanışıp ve teşekkür edebiliyorlar. "
Nós somos grandes fãs. Vamos casar daqui a umas semanas.
Biz büyük hayranınız ve bir kaç haftaya evleniyoruz.
Finalmente, os fãs começaram a encontrar o meu site. Alguns têm deixado bons comentários.
Fanlarım sitemi keşfetmeye başladılar ve bazıları hakkımda hoş yorumlarda bulundular, değil mi?
Os meus fãs são doidos. Olá, Nigel.
Fanlarım çatlak olabiliyor bazen.
Sim, claro. Faço tudo pelos fãs.
Tabii, hayranlarım ne isterse.
- Fãs?
- Hayran mı?
- Que fãs?
- Neyin hayranı?
- Os meus fãs.
- Benim.
Bom dia, madrugadores de Boston, isto se algum dos fãs de Pilgrims foi à cama.
Günaydın Boston'ın erken kalkan insanları Pilgrim taraftarları uyuyabilmişse onlara da günaydın.
Não, desta vez, estamos contra todos os fãs de basebol, de juízes ao Governador.
Bu sefer yargıçtan hakime kadar tüm beysbol severlere karşıyız. O yüzden casusçuluk oyununu oynamam biraz zor olur.
O som de idolatria dos fãs.
Sevgi dolu hayranların sesi.
Eu podia indicar-te algumas Kardashians, o meu professor de Educação Física, pessoas que batem as mãos, ou quem copia ideias. Fãs da Saga Twilight, ou quem fala sobre punk rock.
Çünkü düşündüm de belki Kardashianlardan biri beden hocası, "Çak bir beşlik" diyenler her hangi bir liseli sporcu twi-hard'cılar ( "Twilight" ve "Die-Hard" ), punk rock'dan bahsedenler.
Fãs de corridas, fãs do país, quem põe t-shirts nos bebés a dizer...
"Nascar" hayranları, "country" müzik hayranları, çocuklarına müzik grubu tişörtü giydirenler.
Obrigado a todos os nossos fãs
Tüm sevenlerimize teşekkürler!
Tem sido a minha parte preferida desta digressão, porque os fãs disseram quem preferem.
Bu turun en sevdiğim kısmı da bu, biliyorsun. İzleyiciler de konuşuyor ya hani.
Porque os únicos tipos que parecem gostar de mim hoje em dia são fãs dos Viking, então...
Çünkü bugünlerde hoşlandığım erkekler genelde Vikings taraftarı çıkıyor, yani...
Temos telemóveis fixes para fãs de música.
Müzik severler için çok güzel telefonlarımız var.
Os fãs do rapaz solitário estão a diminuir lentamente, mas os haters estão a multiplicar-se.
Yalnız çocuğun hayranları yavaşça azalıyor ama nefret edenleri dörde katlıyor ve çoğalıyor.
A questão é, a Aston já faz o DBS e o Vantage S para os fãs de Nurburgring...
Bak, Sorun şu ; Aston Nurburging hayranları için zaten DBS ve Vantage S yaptı.
Não está junto à dos fãs o que significa que ela escondeu.
Hayran mektuplarında bir şey yok bu da o mektupları sakladığı manasına gelir.
Onde é que a sua crescente massa de fãs vai ouvir-te da próxima vez?
senin büyüyüyen taraftar kitleni nerede duyabilirim.
Vim buscar bebidas grátis para as minhas fãs ali.
Şurada oturan hayranlarıma bedava içki veriyorum.
- Pois, quando... - As fãs maluquinhas atacam.
Evet çılgın insanların saldırılarından.
Não estou a ganhar fãs como chefe provisório.
Geçici şef olarak fazla hayran topladığım söylenemez.
Missy, o que tem para dizer a todos os seus fãs?
Missy, sevenlerine ne söylemek istersin?
Sabes como são os fãs.
Hayranlar nasıldır bilirsin.
Outra pessoa do clube de fãs.
- Sen de hayran kulübüne girdin mi?
O QUE OS NOSSOS FÃS JUNTARAM, NENHUM ROTEIRISTA PODE SEPARAR.
Çeviri : reyhan gothique

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]