English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Gloucester

Gloucester traducir turco

200 traducción paralela
Este veleiro é de Gloucester, Massachusetts.
Bu ıskuna, Massachusetts'teki Gloucester'dan geliyor.
Não quero ir para Gloucester.
Ben Gloucester'a gitmek istemiyorum.
Quando formos para Gloucester com uma carga de peixe, ajudamos-te a encontrar os teus pais.
Ambarlarımızı balıkla doldurup Gloucester'a döndüğümüzde... aileni bulmana yardım ederiz.
Todos nós partilhamos os ganhos da pesca... e se fôssemos para Gloucester agora, talvez perdêssemos o sustento das nossas famílias de todo o lnverno.
Burada hepimiz birlikte avlanıyoruz. Gloucester'a şimdi dönersek... kendimiz ve ailemiz için çıkaracağımız bütün kışın rızkını kaybedebiliriz.
Perderam-se muitos barcos ao largo de Gloucester... que não tinham nenhum passageiro.
Hiç yolcu taşımayan bir sürü tekne... Gloucester açıklarında kayboldu.
Este é o melhor veleiro de Gloucester.
Bu, Gloucester'daki en güzel ıskuna.
Também vai chegar primeiro a Gloucester desta vez.
Bu av seferinde de Gloucester'a bizden önce dönecek galiba.
Vamos encher o porão e estaremos atracados em Gloucester... no dia 1 de Agosto, enquanto ele ainda aqui estará... a andar às voltas, a tentar pescar... ou eu seja um maior alabote do que ele.
Ambarımızı doldurup, ağustosun birinde... Gloucester'a demir atacağız, o hâlâ burada... balık tutmak için cebelleşecek. Haksız çıkarsam halibut balığına ondan daha beter benzeyeyim.
É de Gloucester, como nós.
O da bizim gibi Gloucester'dan.
Se ele chegar primeiro a Gloucester, enforco-me numa enguia.
Walt Cushman Gloucester'a benden önce dönerse, kendimi yılan balığıyla asarım.
Alguém no Flying Swan quer mandar correio para Gloucester?
Flying Swan'dan Gloucester'a mektup gönderecek olan var mı?
Têm correio para Gloucester?
Gloucester'a gönderilecek bir şey var mı?
Tens algum correio para Gloucester?
Gloucester'a gönderecek bir şeyin yok mu?
Talvez tenhas de remar ou nadar até Gloucester.
Belki de Gloucester'a kadar kürek çekersin ya da yüzersin.
Não vou rebentar com a quilha, mas vou ganhar ao Walt Cushman... a chegar a Gloucester e é tudo.
Karinamı dağıtacak değilim, ama Gloucester'a... Walt Cushman'dan önce varacağım, işte o kadar.
Tenho cinco ou seis raparigas em Gloucester.
Gloucester'da beş altı tane sevgilim var.
Quero ficar contigo em Gloucester e ir pescar outra vez.
Burada, Gloucester'da seninle kalmak ve yine balık avına gitmek istiyorum.
Bem, ainda não vamos para Gloucester.
Daha Gloucester'a varmadık.
Durante três séculos, as mulheres e filhos dos homens de Gloucester vieram a esta costa dizer :
Üç yüzyıl boyunca... Gloucester erkeklerinin karıları ve çocukları bu kıyıda durup ağlaştılar :
Nos anos vindouros, as mulheres de Gloucester irão esperar... e enviar as suas orações e a sua fé aos homens para lá do horizonte.
Yıllar boyunca... Gloucester kadınları, gözleyip bekleyecekler. Ufkun ötesindeki erkeklerine dualarını ve inançlarını gönderecekler.
Recordo-me... em Gloucester, onde exumámos o corpo quatro anos depois... ainda havia veneno suficiente, até nas unhas e nos cabelos.
Hatırladım da... Gloucester'te bir ölüyü dört yıl sonra mezarından çıkarmıştık. Tırnak ve saçlarında bile hala yeterince zehir vardı.
O senhor Shields está no Hotel Gloucester.
Glouster Hotel. - Teşekkür ederim.
Obrigado. Para o Hotel Gloucester, por favor.
Glouster Hotel lütfen.
Clarence e Gloucester, a minha bela amada Rainha.
Clarence ve Gloucester, sevin sevgili kraliçemi.
, ele é jovem, e como infante está entregue... à guarda de Ricardo de Gloucester, homem que não me quer bem, nem a qualquer de vós.
Ah, ama o daha küçük üstelik velayeti de Richard Gloucester'ın üstünde. Bu adam ne beni sever ne sizleri.
e em minha companhia, Gloucester, meu irmão, que me tentou para que deixasse o camarote e fosse ao tombadilho.
Kardeşim Gloucester da gemide. Kamarama gelip güvertede yürümeyi öneriyor.
Enquanto andávamos por sobre o chão escorregadio do tombadilho, pensei que Gloucester tropeçava,
Güvertedeki gevşek tahtalar üzerinde yürürken birden Gloucester dengesini kaybediyor.
Ja sabemos o que deseja dizer, irmão Gloucester.
Hadi hadi, birader Gloucester, biz biliyoruz ne demek istediğinizi.
Meu senhor de Gloucester, sofri tempo demais as vossas ásperas censuras e zombarias amargas.
Lord Gloucester, bu kabalıklarınıza, acı alaylarınıza fazlasıyla tahammül ettim.
Meu senhor de Gloucester, nesses dias conturbados, que aqui recordais para dar prova de que fomos inimigos, seguíamos nosso senhor, o nosso Rei soberano.
Sayın Lord Gloucester, geçmişi anarak, o olaylı günlerde size karşı olduğumuzu söylüyorsunuz. O dönemde efendimiz Kralın emrine uyuyorduk.
Falta agora aqui nosso irmão Gloucester Para com felicidade firmar a nossa paz.
Bu kutsal huzur ortamının tek bir eksiği kaldı o da kardeşimiz Gloucester.
"Sim", disse meu tio Gloucester, " as plantas pequenas são graciosas, as ervas daninhas crescem depressa.
Ama amcam Gloucester : "Narin bitkiler zarif olur, kaba otlar çabuk büyür." dedi.
Os poderosos Duques de Gloucester e de Buckingham.
Yüce Gloucester ve Buckingham Dükleri.
Dizei-me, tio Gloucester, se o nosso irmão chegar, onde moraremos nós até sermos coroados?
Peki Gloucester amca, kardeşim gelince taç giyene kadar nerede kalacağız?
Onde está meu senhor, o Duque de Gloucester?
Sayın Kral Naibi nerede?
Senhor Camareiro-Mor, graças à proteção de Deus... vivemos para contá-lo. Este sutil traidor tinha planejado, hoje, durante o conselho, me matar e a meu bom senhor de Gloucester?
Hiç aklınıza gelir miydi Sayın Belediye Başkanı, yani biz Tanrı'ya şükür hayatta kalıp bunu anlatmıyor olsaydık, bu sinsi hainin Kurul binasında bugün beni ve aziz Lordum Gloucester'ı katletmeyi planladığını?
Na Bretanha vive meu enteado, o conde de Richmond, quem, ciumento, observa as ações ilegítimas do ambicioso Gloucester.
Bir süredir Gloucester'da gözü olan ve olup biteni takip eden üvey oğlum Richmond Kontu'nun yanına sığının. Britanya'da ikâmet ediyor.
Motor De Gloster Meteor.
- Bunların türü Gloucester Meteors.
GLOUCESTER
GLOUCESTER
Será sempre a casa de Verão húmida na Ilha de Gloucester.
Gloucester Adasında her yer yazın bile böyle olur.
Ao porto de Gloucester.
Glok-ister. - Glo-kister Limanı.
Não, não há bases em Gloucester.
Hayır, Gloucester'de hiç üs yok.
Gloucester?
Glokester... Gloucester, ha?
Esquadra da Polícia.
Gloucester. Polis teşkilatı.
- Um pára-quedista russo? - Isso mesmo!
- Gloucester Adasında Rus paraşütçüsü mü?
- Estão portoda a ilha de Gloucester.
- Gloucester Adasının her yerindeler.
Sabe onde fica Gloucester Mass?
Gloucester'in yerini biliyor musunuz, Ayin?
Segui-os como Gloucester de King Lear.
Kral Lear'den Gloucester kılığında peşlerine düştüm.
Sim, senhor.
- Evet efendim herkesi barıştırmak istiyor, Gloucester Dükü ile Kraliçenin kardeşlerini.
Ele deseja pôr em paz o Duque de Gloucester e os irmãos da rainha, e eles e o meu bom senhor Camareiro-Mor e mandou fossem chamados a sua real presença.
Onlarla da siz Sayın Başmabeyinciyi. Haber gönderip hepsini huzura çağırttı.
Na ilha de Gloucester.
- Glo-kester İzlandası.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]