English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Grande

Grande traducir turco

108,153 traducción paralela
Parece que ele foi esfaqueado com qualquer coisa muito grande.
Evet, oldukça büyük bir şeyle bıçaklanmış gibi görünüyor.
Grande filme.
Müthiş film.
Eu sei que o Walter não era grande coisa, mas era o meu único familiar vivo.
Walter pek iyi biri değildi biliyorum ama ailemden kalan tek kişiydi.
Aquela Betty é uma grande marota, não é?
Betty çok kurnaz değil mi?
- Isso seria um grande erro.
Büyük hata edersin.
É uma grande diferença este ano.
Bu yıl oldukça büyük bir fark var.
É um grande filme. Pois é.
Biliyorum, üç kez izledim.
Acha que não ia investigá-lo quando uma firma de Queens começa a agir como uma grande de renome?
Bir Queens hukuk kliniğinin, aniden büyük bir hukuk firması gibi davranmasından sonra sizi araştırmayacağımı mı sandınız? Araştırdım.
E isso é um grande passo.
Bu büyük bir adım.
Ouve, Trace, Deus não quereria que desistisses só porque... Só porque a Jenny Lewin tem uma grande boca.
Bak Tracy, Tanrı böyle pes etmeni istemez sırf sırf Jenny Lewin koca ağızlının teki diye hem de.
Eu sou um grande adepto de fugir dos problemas.
Sorunlardan kaçmanın hep büyük destekçisiyimdir.
Grande pinta, rapazes.
Sağlam çaldınız çocuklar.
É uma grande queda para pernas humanas.
İnsan bacakları için yüksek bir mesafe.
E decidi fazer um grande convívio em vossa honra.
Sizin şerefinize bu coşkulu olayı düzenledim.
- Que grande lábia, Sandy.
- İyi kivirdin Sandy.
Uma grande merda.
Bombok.
Desde que esta noite faças um grande espetáculo e mostres à HBO que não precisam de te descobrir.
Yeter ki bu gece sahnede parla ve HBO'ya seni kesfetmelerine ihtiyacin olmadigini goster.
Sou um grande fã.
Hayraninim.
Pego no taco grande porque é divertido bater para longe.
Buyuk sopayi kullanacagim cunku uzaga atmak eglenceli oluyor.
É uma grande noite para ti.
Bu senin icin onemli bir gece.
É um grande dia, Courtney Clarke.
Bu onemli bir gun Bayan Courtney Clarke.
Mesmo com um grande fiasco
Bir oyunun basarisiz olacagini bilsen bile
Que grande mordidela.
Vay, büyük ısırık.
Que grande contratempo.
Ve büyük bir üzüntü.
Isso é uma grande treta.
Bu tam saçmalık.
da grande Betty Davis, uma tipa durona e a mais indecente de todas.
Betty Davis'ten "Nasty Gal" söyleyen bu ufak volkan için de bir alkış.
Acho que ela disse : "É o peito." Ela sempre teve o peito grande.
Bence "göğsüm" dedi. Üst tarafı hep ağırdı.
Não quero ser uma ameaça para ti, grande chefe.
Pekala, sana tehdit oluşturma niyetinde değilim, ulu manitu.
O Steve Jobs não ganhou a sua gola alta ficando à espera que o próximo grande sucesso fosse ter com ele.
Steve Jobs balıkçı kazağını sıradaki büyük şeyin kendisine gelmesini beklemekle kazanmadı.
-... mas não sou grande falador de palavras,
- Ama pek konuşkan biri değilim.
Um macchiato de caramelo grande, com soja, sem creme, meio descafeinado.
Grande, yarı kafeinli, soyalı, köpüksüz karamel macchiato.
- Um macchiato de caramelo grande...
- Grande, yarı kafeinli, soyalı...
- Um macchiato de caramelo grande. - Um macchiato de caramelo grande. - Com soja, sem creme, meio descafeinado.
Grande, yarı kafeinli, soyalı, köpüksüz, karamel macchiato.
Um macchiato de caramelo grande, com soja, sem creme, meio descafeinado?
Grande, yarı kafeinli, soyalı, köpüksüz karamel macchiato?
CALÇAS DE MULHER VINTAGE DA ÉPOCA DA GRANDE DEPRESSÃO
KLASİK - BUNALIM DÖNEMİ KADIN PANTOLONU
Já pensaste como isto é um grande passo para nós?
Bunun bizim için ne kadar büyük bir adım olduğunu düşündün mü?
Sou um grande fã do Randy Bachman.
Büyük bir Randy Bachman hayranıyım.
É um grande compromisso.
Büyük bir bağlılık.
A não ser que queiras metade do meu bife, porque a dose é grande demais para mim.
Eğer bifteğimin yarısını istemiyorsan. Çünkü porsiyon benim için çok büyük.
A grande mentira é precisarmos de outras pessoas.
En büyük yalan, diğer insanlara ihtiyacımız olması.
O espetáculo foi um grande fiasco.
Bu gösteri tam bir fiyasko.
- É tão grande. Mais força.
- Daha sert...
O grande lançamento.
Büyük açılış.
Se alguma vez tiveres um grande monte de terra que precises de deslocar de um sítio para outro, sou o homem certo.
Hey, büyük bir toprak yığınını bir yerden başka yere taşımak istersen, adamın benim.
Tucson é uma cidade surpreendentemente grande.
Büyük şehir, Tucson. Şaşırtıcı derecede.
Apenas os sobreviventes do grande terramoto deviam ver isto.
Sadece büyük depremden hayatta kalanlar bunları görebilir.
Claro. Após uma grande celebração de amizade.
Ama önce dostluk bilekliklerimizi takıp birbirimizin saçını örmeliyiz.
Grande estratégia. Acho que não recebeu o memorando sobre os meus adjuntos serem a Pearson Specter Litt. Balelas.
İlginç bir stratejiymiş ama sanırım duymadın bu davada Pearson Specter Litt bize destek sağlayacak.
Vejo-o e à sua grande firma em tribunal.
O halde seninle ve büyük şirketinle mahkemede görüşeceğiz.
- Isso é peixe grande. - Vens?
- Vay işler büyüyor.
Nem vou falar-lhe disso até conseguir comprar uma grande casa, tipo, uma casa de sonho e
Ona bundan bahsetmeyeceğim bile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]