Translate.vc / portugués → turco / Groot
Groot traducir turco
217 traducción paralela
Por causa da bibliotecária, a Menina De Groot.
Kütüphaneci yüzünden. Bayan De Groot.
- Prove-o, De Groot!
Kanıtla, De Groot.
Menina De Groot, a palavra "oinc" tem algum significado para si?
Bayan De Groot, "sooey" kelimesi size bir anlam ifade ediyor mu?
Obrigado, Menina De Groot.
Teşekkürler, Bayan De Groot.
Nessa noite, Lyle Van de Groot não perdeu tempo a arranjar maneira de levar depressa para casa a sua renitente noiva.
İlerleyen saatlerde, Lyle Van de Groot, Nişanlısını eve götürmek için elinden geleni yaptı Tamam, ben hallederim, ben hallederim
Uma bebida que o venal Van de Groot pediria para ingerir se soubesse como o Macaco Branco se encontrava perto, voando por entre a folhagem, observando o panorama, aproximando-se devagar para olhar e balançando por entre as árvores
Aman ne güzel Tam o sırada beyaz maymun Sarmaşıklarda sallanarak, agaçtan agaca atlayarak hızla onlara doğru yaklaşıyordu.
- O senhor Lyle Van de Groot.
Evet, uh, Lyle Van de Groot, lütfen.
Eu pensava que eles iam conhecer Lyle Van de Groot e não um selvagem qualquer!
Bir dağ adamıyla değil.
Se impedir o casamento da Ursula com o Lyle, vai doer-lhe mais a si.
Senin sevgili kızımın... Lyle Van de Groot ile evlenmesini engellemen kadar değil.
O venal Van de Groot fugira da prisão e juntara-se a uma seita obscura que lhe atribuíra um peculiar pergaminho.
Hapishaneden kaçan Van de Groot ise... Tanganyika Gölü civarında kendisine bazı yetkiler veren... Bir tarikate katılmıştı.
Aceitas, Ursula Stanhope, tomar-me a mim, Lyle Van de Groot como teu esposo?
Sen, Ursula Stanhope, beni yani Lyle Van de Groot'u... Kocan olarak kabul ediyor musun?
Sim é o antigo noivo narcisista da Úrsula, o Lyle Van de Groot.
Evet, bu Ursula'nın kötü kalpli eski nişanlısı Lyle Van de Groot'tu.
Lembram-se do gracioso Van de Groot do primeiro filme.
İlk filmimizden Van de Groot'u hatırlıyorsunuzdur umarım. Önce ben geçeceğim!
Parece que o venenoso e vingativo Van de Groot comprou o casino onde Ape costuma jogar.
Bu arada intikam aşkıyla yanıp tutuşan Van de Groot... Goril'in kumar oynadığı kumarhaneyi satın almıştı.
Futuro local de Van de Grootlândia Estância de aldeia africana Pedimos desculpa pelo incómodo
VAN DE GROOT AFRİKA KÖ YÜ'NÜN GELECEKTİ YUVASl
É verdade, Úrsula, o seu marido é o Lyle van de Groot.
Evet, Ursula, kocan da Lyle Van de Groot. 1, 2, 3.
Foram precisos dois filmes e um hipnotizador desonesto, mas o lascivo Lyle van de Groot tinha finalmente conseguido o seu desejo.
- İki film ve bir hipnotizma ustası... sonrasında kötü kalpli Lyle Van de Groot isteğine kavuşmuştu.
perdão... pequenos pedaços, o vingativo Van de Groot tentou impressionar a sua pilhada princesa Úrsula, com uma deslumbrante demonstração de magnetismo animal.
Ursula'yı hayvanlara olan sevgisiyle büyüleme sevdasındaydı. Buraya gelin.
Vamos ver quem tem piada quando estiveres fechado na nossa jaula especial no zoo Van de Groot.
- Bakalım Van der Groot... hayvanat bahçesine tıkılınca bu esprileri yapabilecek misin?
Sou o Groot!
Ben Groot!
Eu sou Groot.
Ben Groot'um!
A grande árvore é o Groot.
Büyük ağaç Groot'tur.
Eu sou Groot.
Groot benim.
A altura dele e a reconstrução facial fizeram-nos encontrar a vítima da ponte, Johannes Groot.
Köprüdeki kurbanın boyu ve robot resmi bize bir eşleşme verdi : Johannes Groot.
Por isso, é possível que o Hal, o segurança, tenha morto o Johannes Groot?
Yani, Johannes Groot'u güvenlik görevlisi Hal öldürmüş olabilir mi?
Johannes Groot.
Johannes Groot. Ne bu?
O Groot gostava de aviões.
Groot uçaklara ilgiliymiş.
E matou-o. O coração de Groot parou.
Groot'un kalbi durdu.
A mesma altura em que lutou com o Groot.
Aynı zaman zarfında Groot ile boğuşdu.
- Então, o atirador, o guarda e o Groot estavam nisto juntos.
Nişancı, bekçi, Groot bu işte birlikteydiler.
O guarda desliga as câmaras, liga para o assassino e diz que a Bones está com o Groot, e ela é atingida passados 10 minutos.
- Bekçi tüm güvenlik kameralarını kapatır ; katili çağırır ve ona... Groot'un üzerinde çalıştığını söyler, sonra Bones on dakika içinde vurulur.
Pois não foi este que o Groot usou para quebrar o crânio de Hal.
Çünkü bu Hal'ın kafasını kıran Groot'un kullandığı tek şey değil.
Quantas vezes viajou nos jactos de Groot este ano?
Bu yıl Groot'un özel jetleriyle kaç kere uçtunuz?
Então, o guarda entrega os artefactos ao Groot, que os embrulha para evitar a alfândega, e você voa com eles para autenticá-los aos compradores.
Groot onları gümrük için paketler ; sonra eserlerin doğruluğunu kanıtlamak için Groot ile alıcılara uçarsınız.
Gostaste, Groot?
- Değil mi Groot?
Groot?
- Groot.
Groot, vamos ficar ricos!
Groot, zengin olacağız.
Chamam-lhe "Groot".
Ona Groot diyorlar.
Tens sorte em ela ter aparecido, caso contrário, eu e o Groot estaríamos a receber a tua recompensa. E tu estarias a ser massacrado pelo Yondu e os Saqueadores.
Şu hatun ortaya çıktığı için şanslısın yoksa ben ve Groot kellene koyulan ödülü almıştık şimdiye kadar ve Yondu ile Ravagerlar da seni dörde bölüp parçalamıştı.
- Sou o Groot. E daí?
- Ben Groot.
- Sou o Groot.
- Ben Groot.
Sou o Groot.
Ben Groot.
O vocabulário dele é limitado a : "sou", "o" e "Groot".
Yani kelime hazinesi "Ben" ve "Groot" ile sınırlı.
A dormir no perigo e a acordar pelo dinheiro, como sempre.
- Ben Groot. - Dörde böleriz. Tehlike varken uyu, parayı duyunca uyan, her zamanki gibi yani!
Sou o Groot!
Ben Groot.
Groot, vai para a torre de vigilância!
Gözle kulesine!
Até que enfim que conheço um Groot.
Bir Groot'la tanışacağım aklıma gelmezdi.
Sou o Groot.
- Ben Groot.
Anda, Groot.
Hadi Groot.
De Groot.
De Groot.
- A sério?
Bekçi eserleri Groot'a teslim eder.